17 Ağustos 2013 Cumartesi

Nasıl Piç Oldum Anlatıyorum Part 48

http://fizy.com/#s/1aje5u

“sen en son nasıl veda ettiğini unuttum sanırım?” dedim yine aynı tonda..

iç çekti..

“tam da onu konuşmamız lazım işte..” deyip gözlerini devirdi..omuzlarını düşürüp cevabımı beklemeye başladı..

“tamam konuşalım?”

“böyle ayakta mı konuşucaz?” dedi şaşkın görünerek

“aa, gel canım kordona çıkalım istersen? Banklara otururuz?!” dedim..farkında olmadan biraz bağırmış olabilirim..

iyice sıkkın göründü, karşımda küçülmeye başladığını hissedebiliyordu..

“kantinin birine oturalım..”

Oldu canım..hatta gel sınıfıma götüreyim istersen? Nilayla da tanışırsın hem?..amk..

“olmaz, ne söyleyeceksen söyleyip git” dedim çocukça bir triple..

“tsigalko..en azından son kez oturup düzgünce konuşabiliriz diye düşünüyorum..o kadarını hak ediyorumdur her halde? Güzel gecelerimiz için?” deyip pis pis güldü..

“bana bak, eğer rezillik çıkarmaya çalışırsan benden çok sen rezil olursun haberin olsun” dedim tehdit ederek..ama onun az önceki iması da beni korkutmuştu doğrusu…bu deli her şeyi yapabilirdi..kantinin ortasında “ben bu çocuktan hamileyiiiiimmm” diye bağırsa şaşırmazdım o akşamdan sonra…apartmanı inletmişti kaltak..

“öyle bir niyetim yok..zaten o gece de aklım yerinde değildi..izin verirsen anlatacağım işte..şurası ne? Kantin değil mi? gel hadi öyle geçelim..”

Gösterdiği yeri es geçerek besyocuların kantinine götürdüm bilerek, havamız olsun biraz..sonuçta hatun güzel..ince hesapların adamı tsigalko ehehe..
Geçtik içeri, oturdum ben masalardan birine hıyar gibi hemen..bu,

“ben bir şeyler alıcam, ister misin diye sordu” normalde benim soracağım bir sorudur bu bilirsiniz..

“Yok” gibisinden kaç göz yaptım..

Bu yine de birer tane sprite alıp geldi..

Karşılıklı oturmuştuk.. yüzüme bakıp gülümsemeye başladı..”bir daha böyle oturamayız diye düşünüyordum kiii.. aklıma okuluna gelmek geldi (:”

iyi bok yedin aferin..

“tamam başla” dedim..

“bak böyle yapınca cidden çocuk gibi oluyorsun işte..toy, bebe (:..utandın mı benden? Korktun mu yoksa :p”

“ayça!” dedim dişlerimin arasından.. yüzümle şu anda aynada karşı karşıya gelmek istemezdim..

Ama bu tip ifadelerin ve onları takınan adamların aşinası olması muhtemel ayça, pek etkilenmiş görünmüyordu..

“o akşam” dedi…”kafamın yerinde olduğundan pek emin değilim.. cidden, bildiğin uçmuştum (:”….

Gözlerimi kısıp neden bahsettiğini anlamaya çalıştım..

“bir şey içtiğimizi hatırlamıyorum?”

“sen, içmedin” dedi gülümseyerek…

Tuhaf bir muhabbetle karşı karşıya olduğum daha sorduğum ilk sorunun cevabından belli olmuştu…
bu gecelik de benden bu kadar panpalar, yeni bir günde, yeni, bir gecede sevişm.. eeöö görüşmek üzere :p
herkese selamlar panpalar,

fuar için yurt dışına çıkıyoruz hafta sonu, o nedenle 3 gün boyunca online dahi olmam çok zor,
2-3 hafta sonra yıllık izin kullanacağım bakalım, bir haftası tatilde geçse, kalan 1 haftanın geceleri dolu dolu bizim olur ;)

en kısa zamanda görüşmek dileğiyle, sevgiler, öptüm :*
herkese selamlar panpalar,

dün gece dönüş yaptık, hava değişimi çarptı, cumaya kadar izinliyim.

kendimi iyi hissettikçe yazacağım, hafta sonuna toplu part atmayı düşünüyorum yine 25-30 luk.

görüşmek üzere, gidip kusayım ben bi..
tekrar selamlar arkadaşlar,

hikayeye bir süreliğine ara veriyorum, ulan yaz yaz nereye kadar? devam edeceğim diye sözlüğü geri kalanını kaçırmaya başladım artık..

bir süre sağa sola atlayıp "anan zaa xd" "anan yanımda" "selam zamkiler xdsszz" tarzı entryler girmek istiyorum, amına koduğumun yerinde edebiyat yapmaktan anam ağladı valla, istanbul beyefendisi olup çıktım (:

daha önce söylemiştim sanırım, tekrar söyleyeyim, 2-3 hafta içinde yıllık izne çıkacağım, onun 1 haftası anamın evinde, 1 haftası çeşmede, 1 haftası da kendi evimde geçer, o evimdeki 1 haftada da zaten yaza yaza ortalığın amına koyarız afedersin..

ayrıca artık sıcağı sıcağına devam etmek istiyorum, öyle önce partları yaz, sonra at filan hoş olmuyor, o reaksiyonu alamıyorum, eminim ki size de yavan geliyordur o şekilde..

tüm bu nedenlerle, hikayemize kısa süreliğine ara veriyorum, vakit olsa yazmak sorun değil, yazmaya üşensem 50 sayfayı yazamazdım zaten malum, ama artık zaman çok sıkıştırmaya başladı, macaristandan döndük, 2 gündür, isal-kusma geberiyorum aq..işler bir yandan, bir yandan da özel hayatımda bazı gelişmeler var, söyleyip spoiler olsun istemiyordum ama bilin ulan.. durumlar bu sefer ciddi ;)

neyse,

başlık altında bu güne kadar oldukça kaliteli bir okuyucu kitlesi oluştu, hepinize teşekkür ediyorum o açıdan, ben kafama göre yazıp, kendi kendime takılırım diye düşünüyordum ama yalnız bırakmadınız, eşlik ettiniz, eskortluk ettiniz * , hatta öyle ki bir zamandan sonra yazdıklarım konusunda kendimi sorumlu hissetmeye başladım, genç arkadaşlar okuyor malum, psikolojilerini düşünmek lazım..

artık bir süre başka başlık altına sıçarken görebilirsiniz beni, ayrıca korku hikayelerini gerek okumaya gerekse gerekse yazmaya bayılırım, uzun yaz gecelerine güzel gidecek çocukluk anılarım var bu şekilde, onları, çok daha sade bir dille ve maksimum 1-2 gecelik hikayeler şeklinde paylaşacağım, hatta ilk gece pazar gecesi olabilir ;)

.
.
.
.

özet: papaz bile her gün aynı pilavı yemez ulan, başka şeyler okutacağım sizlere, başka şeyler paylaşacağım bir süre (: görüşmek üzere
o değilde, bi de geçen gün paylaştığım şarkıyı euro 2012 gol müziği yapmışlar, yeni fark ettim lan, adamlar anlıyor abi bu işlerden :p

http://fizy.com/#s/20jsq9

tekrardan iyi geceler cicişler
iyi geceler panpalar,

dayanamadım amına koyayım... bu gece canlı canlı yazacağım uzun bir aradan sonra, bunda erken iyileşip kafamı güzelce toplamamın da etkisi var,

birazdan başlıyorum, başlık altına gelenler selam vermeden geçerse pis darılırım ;)
en son ayçayla muhabbetin ortasında kalmıştık diye hatırlıyorum, oradan devam edelim
“..anlamadım?” dedim şaşkın bir halde..
Ben içmedim, dolayısıyla o da içmedi herhangi bir şey o gece, bundan eminim.. hadi diyelim evde gelmeden önce zıkkımlandı, e sahilde dolaşırken filan gayet kafası yerindeydi? Eve geri gelince de içmiş olamaz, direkt yatağa ışınlamıştık..
“..ben o gece farklı bir şey kullandım.. biraz cesaret vermesi..ya da ne bileyim, rahatlatması için diyelim.. gamsızlaştırması için..”
Şoke olmuş bir şekilde masaya eğildim.. kısık sesle,
“uyuşturucu kullandım deme bana sakın?!”
Yine aynı sıkıntılı bir şekilde gülümsedi,
“uyuşturucu denemez..hap işte canım.. sanki sen hiç atmadın?”
Oha oha.. neler diyor lan bu karı? Tabi ki kullanmadım? Tabi ki atmadım gerizekalı.. olaya bak ya..hapçı olduk şimdide..
“herhalde kullanmadım kızım aptal mısın sen?..içkiye sigaraya benzemez bu mal mısın sen?”
iyice sindi bu oturduğu yere,
“abartma.. abartma..eks sadece.. bağımlılık filan yapmaz.. sadece keyiflendiriyor biraz işte..”
“hııı.. evet baya baya keyifliydin gece doğru unutmuşum..” dedim gözlerimden ateşler çıkarak…ayça..bir bu eksikti güzelim.. zaten bitmiş olan kredini şu an da eksiye düşürmüş bulunmaktasın..en iyisi daha fazla batmadan “siktir git”, ben de bu muhabbet hiç geçmedi varsayayım..
“kısacası..o gece kendimde değildim.. demek istediğim bu tsigalko.. beni gaza getirsin diye buna başvurdum, sonucunu ise anca sabaha öğrenebilecektim.. hala yanımda yatıyor olsaydın.. bana evet demiş olurdun..ama uyanıp gittiğini görünce.. geride not filan da olmayınca…anladım ki evet, o gece bazı şeyler karışmış olabilir.. üzgünüm..”
Üzgünmüş..
“bu kadar mı?” dedim..
“evet.. yani kısacası, sen bana bir şeyler yüzünden kızmışsın..ama kızdığın kişi ben değildim inan bana..o gece her ne yaptıysam, ne dediysem, içinden sadece sana olan malum hislerim gerçek..”
iyi de zaten ben de ondan kaçıyorum ya?
“anlıyorum.. peki o zaman.. bundan sonra görüşmeyiz, sorun filan da olmaz aramızda.. tamam? benim gitmem lazım..”
Kalkmaya yeltenmiştim ki,
“tsigalko beni hafife alma” dedi sakin bir sesle..
her nedense bu cümle bir anda dizlerimi kilitledi.. yeniden yerime yayıldım, ayçanın gözlerine diktim gözlerimi, baskı kurmaya çalıştım.. beni tehdit mi ediyordu?..neyle?
“ne demek istiyorsun? “ dedim sakin kalmaya çalışarak..”nedir yani bu şimdi?”
Ne midir?..
Daha kız ağzını açmadan ne olduğunu anlamıştım.. işte o anda kafamdan aşağı kaynar sular döküldü beyler..
Gecenin bir yarısı, haplı bir kızla sevişiyorsunuz.. sonra kaçarcasına evden gidiyorsunuz yine gecenin köründe.. kız hiçbir şey hatırlamadığını iddia ediyor.. kanında uyuşturucu madde var, ayrıca cinsel ilişkiye girdiğine dair bulgular mevcut..
Kız.. hiç bir şey hatırlamıyor..
Soluğumun kesildiğini hissettim.. kolumdaki tüyler kabarbaya başlamıştı, sıcak havaya rağmen ani bir üşüme geldi, belimi, boynumu sardı, beni hareketsiz bıraktı..
Boku yemiştim beyler.. siki tutmak deyiminin sözlük anlamıydım artık ben..
Kız haplıyken (ne ara zıkkımlandı onu da bilmiyoruz ya)..evine gitmiş, 2 posta kaymış, çıkarken de apar topar , küfür kıyamet defolmuştum..
Hatun rahatlıkla tecavüze uğradığını iddia edebilirdi.. tabi eğer hemen o gecenin akabinde bir kan testi yaptırıp sonucu aldıysa…almış mıydı yoksa?..tsigalko jr. dan çıkarıp bir kenarıya fırlattığım dolu prezervatifi hatırladım..bir kez daha fenalıklar geldi.. elinde sperm örneğim de vardı.. yoksa çoktan bütün oyununu oynamış mıydı?
Buraya benimle konuşmaya gelmesi ise sadece işin eğlence kısmından mı ibaretti?..birazdan çıkarıp doktor raporlarını, bilmem nelerini çat diye masaya koysa ne diyebilirdim?..kim inanırdı sevgilisi olduğuma? Kanıt var mıydı? Sözleşme, imza, damga?..ama onun elinde vardı..ve netice kadın olan oydu.. istediği gibi iddia edebilirdi.. istediği gibi…

“farkında olmadan bana uyuşturucu verip zorla cinsel ilişkiye girdi.. kendisiyle henüz o gece tanışmıştık.. şikayetçiyim..”

Korkunç.. afet…felaket..
Kazanovalığım, hovardalığım.. maceracılığım…daha başlamadan biten acı bir hikaye oluverecekti…gazetelere çıkardım belki de..”tecavüzcü üniversiteli!” diye manşet atarlardı…ailem.. zavallı annem.. babam..anneannem.. kardeşim..

Beni okusun diye gönderdikleri bu yabancı şehirde, evlatlarının yaptığına bakın! O iyi yetiştirilmiş, kusursuz, terbiyeli, çalışkan, örnek çocuk tsigalko?!..ne derdi babam..ne hissederdi.. oğlu bir sapık.. tecavüzcü, yeni nesil nuri alço çıkmıştı?..kardeşim, abisinin böyle bir adam olduğu her gün kendisine alay konusu edile edile yaşayabilir miydi? Okulunu değiştirmek zorunda kalacaktı…ne okulu lan? şehri terk etmek zorunda kalırdı belki de ailem…halbuki eve de yeni taşınmıştık..

Allahım, boğuluyorum…bütün bunlar ya çoktan olmaya başlamıştı, ya da benim ayçayı kabul etmemem halinde olacaktı…
Her iki şekilde de ölmekten beter bir kaderdi bu..bitmiştim ben..her şey bitmişti.. intikam..rövanş.. hikaye..
Filmlerdeki gibi olmuyordu bu işler..ve filmlerdekinden bile daha isabetli şekilde beni buluyordu bütün deliler.. psikopatlar ve şerefsizler..

içimden bir kahkaha sesi yükseldi…şeytan…gülüyordu…katıla katıla..
müziksiz olmuyor demi lan..bence de,

http://fizy.com/#s/1h1cm9
“ne gülüyorsun orospu çocuğu?! Ne gülüyorsun?..hoşuna mı gitti başımıza gelenler, gelmek üzere olanlar? Hani sen bendin? Ben sendim?..işine mi geldi?”

şeytan cevap vermedi.. gülmeyi kestiyse de kıkırdamaya devam etti..

Daldığım kabus düşüncelerin arasından sıyrılmaya çalıştım.. boğulmak üzereyken gün ışığına doğru yüzmeye çalışıyor gibiydim…sobanın sıcağını, elini dokunduktan sonra anlayan çocuk gibi…anne, anneciğim diye ağlardım yapabiliyor olsam..

Yanıyordum.. boğuluyordum…
Saatler gibi…ne saati, günler gibi geçen saniyeler sonrasında yeniden ayçayla karşılıklı oturduğumuz masaya dönüş yaptı zihnim..

Sakin kalmalıyım..

Korktuğunu belli etme..

Gerildiğini de..

Sakin.. yapabilirsin tsigalko..
“evet?” dedim tekrar, sesimin titremesi güç bela bastırarak, “ne demek istiyorsun?”..bu kez çatallaşmasına engel olamamıştım..

Ayça gülümsedi bir kez daha…lanet olsun o gülümsemeye..bir yumrukta dudaklarını patlatasım, dişlerini dökesim, çenesini dağıtasım var.. ağzına sıçasım var..

“şu demek.. yani öyle kolayca çekip gidemezsin.. seni seven bir kadın var.. seni seviyorum? Anlamını biliyor musun bu kelimelerin? Bu duygunun gücünün farkında mısın?” sonra durdu durdu,

“hapsız da söyleyebiliyor muşum baksana (: ..gerek yokmuş aslında :p” deyip küçük bir kahkaha bastı..

Kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyordu benimde.. karşımda, temel içgüdünün bacak bacak üstüne atan sharon Stone u gibiydi, bütün kontrolü yitirmeye başlamıştım..bol tişörtüm, bir anda kravatlı, yüksek yakalı kalın bir kışlık gömleğe dönüşmüştü sanki.. boğazımı, boynumu sıkıyor, göğsümü sıkıştırıyordu…
http://fizy.com/#s/16k09a

Sonra, ölüm öncesinde hastalara gelen son bir enerji gibi (can havli de derler buna), ani bir enerji ve isyan dalgası patladı içimde..ne olacaksa oldu du lan?! ne olacaksa olsun!... bir bok yedik..yutmasını bilelim..tükürmek yok…söyle ulan söyle..şikayet edeceğim seni de…hayatını karartacağım de…söyle kaltak..hadi..

“ya bunu yaparsam ne olur?” dedim…”vurur musun beni?”

Güldü gene..sonra acıyan bir ifade aldı yüzü…

“hep aynı çocuksu hallerin değil mi?... ” iç çekti..”tsigalko..benden yaşça ve yaşanmışlıkça küçüksün, bunu biliyoruz…belli tecrübelerin, anıların, yapmış etmişliklerin olabilir evet, ama benim yaşadıklarımı yaşamadın..”

ilgiyle dinlemeye devam ettim..o sırada ensemden kıçıma doğru süzülen ter damlaları birbiriyle yarış ediyordu resmen..

“ama bunlar benim için asla sorun olmadı..senle ilk tanıştığımız- daha doğrusu tanıştırıldığımız diyelim- günden beri hoşuma giden pek çok şeyin oldu..bu şeyler birleşince de, daha önce hissetmediğim..hissettiysem bile artık anımsayamadığım duygular oluşmaya başladı..aşk, olabilirdi bu..evet, seni seviyordum..senle gezmeyi, konuşmayı, sevişmeyi, bana yemek yapmanı, saçlarımı okşamanı, dizime omzuma yatmanı..”

Tatlı sözlerle önce yumuşatıyordu ki, kazık daha güzel girsin..bir nevi vazelinleme işlemi..
iyi geceler dostlar, hepinize tek tek selamlar ;)

bu gece epey buralardayım, başlığın altına gelen haber versin, kimler burada görelim..şu eski canlı yayın havasını yakalayamayalı epey oldu aq..
http://fizy.com/#s/3l6ikf

“..ve sonuç olarak bunu senle paylaşmayı düşündüm..ama senin karakterinin, daha doğrusu olmaya çalıştığın kişinin karakterinin, bu gibi aşk, meşk, evlilik, sevgililik gibi adı konmuş, ciddiyeti yüksek şeylerle işi olmazdı…aynı eski ben gibi..o nedenle başta korkacağını, hatta kızacağın, beni savurup atmaya çalışacağını biliyordum..bu nedenle, hissettiklerimi söylemek o kadar kolay olmayacaktı..eğer beklediğim, ama yine de benim için ani ve yabancı olacak tepkilerinle dağılmaktan korktum..sonrasını biliyorsun işte…aslında sonuç çok da farklı olmadı…hatta, daha da kötü oldu sanırım..seni fazlasıyla kızdırdım (:”

Bitmiş miydi konuşması?... korku yerini yavaş yavaş şaşkınlığa bırakmaya başladı…bu muydu yani?..hani tehditler?..hani komplo neredeydi?..

“güzel konuştun” dedim kısmen rahatlamanın verdiği yumuşak, huzurlu bir sesle…

“hala dalga geçiyor gibisin?” dedi, güldü, “ama en azından artık kızgın değilsin? Demi?”

Cevap vermeden gülümsemeye çalıştım..o da gülümsedi…ellerini uzatıp masanın üzerinden ellerime dokundu..refleks olarak geri kaçtı parmaklarım..”üff sende” dercesine güldü, kafasını salladı tekrar..

“bu kadar işte anlatacaklarım..bir kere, çok çok üzgünüm…aptalca bir plan yaptım..bom bok oldu ortalık..ikincisi, evet, sana karşı hislerim var ve kuvvetli hisler bunlar..ama bu kadar ciddiye almana, korkmana, kaçmana gerek yok?..hatta sana da tavsiye ediyorum ara sıra böyle hissetmeyi..bana karşı olması şart değil canım :p..ama sevmek, hoşlanmak..ayıp değil ki..ne oldu sana düşündüklerimi itiraf ettiysem? Kötü mü ettim yani? Ne var bunda bu kadar kaçacak, somurtacak?”
http://fizy.com/#s/1ajeon

Sandalyemde kaykıldım..neredeyse devrilecektim..ulan öyle bir huzur ve rahatlama çöktü ki üzerime..bu kız…ayça…tamam belki biraz kaltak olabilir evet..ama kesinlikle, kesinnnlikle kötü niyetli değil..ve sanırım benden gerçekten hoşlanmış…vay amına koyayım ya…lan benim aklımdan geçenlere bak, kızın söylediklerine bak…daha bir dakika önce, ölüm fermanımı kendi hayal gücümle imzalamış, duvara asmıştım..

işte o an ben bile kendimden korktum beyler…kötüyü, kötülüğü düşünme ve kurgulama gücümden, insanlara bu vizyonları, bu karakterleri yükleyebilişimden korktum…

“herkes sen mi tsigalko?” dedi gevrek bir ses…”herkes sen mi bunları düşünsün?... ” gülüyordu şeytan yine…

Cık cık cık…nasıl bir adamım ben yahu..nasıl bir insanım…iki dakikada dram/gerilim filmi senaryosu yazdım, oynadım…acaba ayçanın yerinde ben olsam, gerçekten de böyle mi yapardım?..yoksa daha önceden gördüğüm kötülükler yüzünden mi artık hep böyle her şeyin en kötüsünü, en sapıkçasını, en psikopatçasını, en iki yüzlü, en haysiyetten yoksun olanını düşünmeye programlanmıştım?..

Üzerine gittiğiniz sokak kedisinin her seferinde kaçması gibi…çünkü siz ona bir kap su götürüyor olsanız bile, hayvan sizden tekme bekliyor..kuyruğuna teneke bağlamanızı bekliyor…öyle görmüş, öyle yetişmiş ne yapsın?..iç güdü bu, o yüzden kaçıyor…
http://fizy.com/#s/1ai1af

Masaya eğildim yeniden..

“ayça…hissettiklerin..ya da hissettiğini sandıkların..güzel duygular gerçekten..onlara bir şey dediğim yok..senin adına sevindim hatta..ayrıca beni de iyi tanımışsın, güzel gözlemlemişsin yani…evet, ben korkuyorum, sevgili olmaktan..hatta sevmekten bile..çünkü zamanında canımı çok yaktılar…tahmin etmişsindir zaten..özrüne gelince..kabul ediyorum..benim için sorun yok bundan sonra..kabalığım için sen de benim kusuruma bakma..dostça ayrılalım en azından..”

“ayrılalım mı?” dedi sitemle..”yine de mi?”

“ayça..bu şekilde yürümez..mümkün değil biliyorsun…sen artık mezunsun..çalışıyorsun..ben daha okulun yarısındayım..artı, sana göre değilim belli..senin çevrenle benimki bir değil..tamam, diğer türlü takılırken iyiydi, biz bizeydik ama şimdi işlerin adı konuldukça bazı şeyler değişecek, karmaşıklaşacak..ben gelemem bunlara..uğraşamam..gücüm yok..ve yürümem gereken bir yol var önümde..işim var benim daha..fazla bile takılı kaldım sende..sanırım çok iyi olmandan kaynaklanıyor o da..cidden bak…iyisin…benden filan zaten çok daha iyisin de, normal insanlarla kıyaslayınca da öylesin…”
“yine eskisi gibi olalım o zaman?” dedi hemen..”tamam..bir şeylere isim vermesek de olur…kaldığımız yerden devam edelim?”

“ne zamana kadar? Ayça zaman geçiyor..en güzel zamanlarını benimle mi harcayacaksın?..bırak.. kaç, kurtar kendini.. arkana bile bakma…sen daha yolun başında sayılırsın, daha fazla saplanmadan kurtul, sana layık olan birini bul.. benim hayatımdaki diğerleri gibi olmanı istemiyorum..”

Gülmeye başladı..

“böyle konuşunca…bir tuhaf oldu ha, kaç kurtar kendini filan (: tehlikeli adamım ben :p mi diyorsun?... ”

“ayça ben ciddiyim ama” dedim, yine de gülümsemekten alamadım kendimi..

Bir süre sessizlik oldu aramızda…sadece bakıştık.. karşılıklı anlamlı gülümsemeler..git ayça…lütfen git…kendi rızanla…
“bir daha hiç görüşmeyecek miyiz?” dedi en sonunda.. gülümseyen dudaklarına inat, titreyen sesi, beni yeniden ağlama duvarı olabileceğim hususunda uyarır gibiydi..

“ikimizin de iyiliği için…ne kadar az görüşürsek o kadar iyi yani tabi…ama, düşman filan da değiliz canım..ben sadece…işte.. malum şeyleri unut istiyorum.. başka birine yönel.. daha uygun birine.. patronun oğluna filan işte :p... ”

“beni mi koruyorsun kendiden.. yoksa kendini benden mi kurtarmaya çalışıyorsun?” dedi bu kez..

“kesinlikle kendimi kurtarmaya çalışıyorum” deyip güldüm..
@6311 panpam inan hiç düşünmedim (: düşünen arkadaşlar bana ulaştılar, onların bir çalışması varmış bu konuda, ben de kendilerine izin verdim, zaten telif melif bir bok istemiyorum, sadece yazanın tsigalko okoronkwo olduğu bilinsin ve mümkün olduğunca geniş kitlere ulaşıp insanlara ibret versin istiyorum ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder