17 Ağustos 2013 Cumartesi

Nasıl Piç Oldum Anlatıyorum Part 33

önce ortamı duygusallıktan kurtarmam gerekiyordu,

“ee, ben de o adamlardan biriyim işte :p…pek iyi bir çocuk sayılmam” dedim gülerek, yarı şaka yarı ciddi..

Gülümseyip inanmaz biçimde kafa salladı,

“hı hı eminim (:, gözlerinden belli zaten :p”

“hadi ya, ne varmış gözlerimde? (:”

“hiç durmuyorlar (:”

Gülmeye başladım..şu kesişme işini abartmıştım sanırım, yalnız ben merveyleyken başka kıza ya da başka taraflara bakmıyordum ki? Niye öyle demişti anlamadım.

Hafif şaşırmış gibi yaptım, “hımm.. aslında senden başka bir yere bakmıyorum” sağıma soluma dönüp kafeyi taradım abartılı bir şekilde, “hem etrafta öyle ilgi çekici şeyler de yok zaten :p”

“yok ben etrafa bakıyorsun anlamında demedim ya, aslında şakasına dedim zaten anlamışsındır :p”

“her şakanın altında bir gerçek vardır ;)”

“(: bir türlü göz göze gelemiyoruz diye söyledim, gözlerini yakalamak zor.. konuşurken..dinlerken, devamlı kaçırıyorsun”

“vay be..bundan haberim yoktu.. refleks filan olabilir mi acaba :p”

“bilemiyorum.. çapkınlık işaretidir belki de :p”

Gülüştük,

Ve bu kez göz göze de geldik…hay aq..ben arayı soğutayım derken daha da yakınlaşmıştık..bir de konuşması, halleri filan o kadar tatlı ki, böyle kasmıyor, kafa dengi gibi.. kanka tipi kızlar vardır ya, öyle işte..o açıdan biraz nilaya benzetmedim değil, ama tanışma tarzımız ve şartlar itibariyle aramızdaki ilişki kankalıktan farklı olacak gibi görünüyor..

Ha, bir de şunu söyleyeyim, kızla erkek elbette arkadaş olabilirler, dost bile olabilirler, ama kanka ayağı göt ayağı, haberiniz olsun.. birinden biri kayıyor…ateşle barut yan yana durmuyor beyler aman diyeyim..
Bir şeyler yapmam lazımdı.. yeniden konuştum,

“çapkınlıktır filan bilemem, ne derece çapkınım, her erkek kadar her halde, ama bildiğim bir şey var ki o da ilişkilerimde bir türlü başarılı olamadığım :/”

“sorun ne oluyor, kıskançlık filan mı?”

“yok ya..sorun genelde benim gamsızlığım, zaman konusundaki bencilliğim, maymun iştahım.. daha sayabilirim böyle…genelde karşıda hiç sorun olmuyor, halbuki tam tersini beklersin yani, kadınlar sorun çıkarır diye, ama benim ilişkilerimde nedense sıkılan, bitiren hep ben oluyoru…yanlış anlama, övünmüyorum bununla, övünülecek bir şey değil..hak etmeyen insanları üzdüm..”

Düşünceli gözleri üzerimde dolaştı,

“belki de onlar seni idare etmeyi başaramamışlardır?..anlayışlı olamamışlardır.. herkesin bencil ve gamsız olduğu zamanlar olur.. ilişkiden sıkılmaksa..bu da normal bir şey, sana özgü değil yani, kendini suçlama”

“sorun şu ki, bu bende çok sık oluyor işte..”

“hım.. biraz özel olacak ama..bir şey sorabilir miyim?..üniversiteye geldiğinden bu yana kaç tane sevgilin oldu mesela?”
O durumlar biraz karışık be Mervecim..ama kıza “tek gecelikler dahil mi?” gibisinden öküzce bir şey de soramazsın haliyle (:

“ee..3 tane…evet..3…”

“çok değil aslında?” deyip tek kaşını kaldırdı..

Nasıl çok değil lan?

“nasıl çok değil?”

“e sonuçta erkek milleti (: .. sen öyle konuşunca, ben de 8-10 kişiyi şey ettin sandım :p”

“şey ettim? (:”

“aman anla işte be (:” yanakları pembeleşti,

“elden geçirdim?”

“öff çok fenasın tsigalko (:”

“tamam tamam (: …demek 3 çok değil?..e iyi o zaman.. belki de o kadar kötü bir adam değilimdir :p” dedim gırgırına..

“öyle olmadığını biliyorum” oldukça derin bir ses tonu..hay amk.. gene ortam yoğunlaştı..
Beyler,şu,”muhabbeti romantizme getirme” mevzusunda biz erkeklerin ne kadar başarılı olduğu tartışılır, genelde adamın backraunduna ve karşıdaki dişinin algı seviyesine göre değişiyor, ama kadınlar, bu konuda gayet ustalar..siz ne kadar kaçmaya çalışırsanız çalışın, ne kadar sululuk ederseniz edin, eğer bir kadın sizi o muhabbetin içine çekmeyi kafasına koyduysa bunu yapıyor.. sözleriyle olmazsa gözleriyle yapıyor…bir şekilde amacına ulaşıyor.. zira silahları çok fazla..

Gene kaldık masada göz göze ve sözsüz bir şekilde.. benim az önce evirip çevirdiğim şekerlik bu kez onun elinde..

Bir türlü girdiğim işin içinden çıkamıyorum..bu gün kafeden, gerek kısa, gerekse uzun vadede, “iki arkadaş” olarak ayrılmamız gerekiyor ama hiç de öyle olacak gibi görünmüyor..

Kendimi kötülemek faydasız.. hatta ters etki yapıyor.. boşuna demiyorlar, kadınlar belalarını arıyor, ayarsız erkeklerden hoşlanıyor, efendi adamlar güme gidiyor diye..

Elimde tek bir koz kalmıştı..

Biz muhabbete devam ederken ve ben olayları dengede tutmaya çalışırken, nilay a mesaj atıp beni aramasını, bahsettiğim konu hakkında yardıma ihtiyacım olduğunu ve samimi bir konuşma yapmamız gerektiğini haber verdim..

Birkaç dakika sonra telefonum çaldı, masadan kalkmadan açtım,
“alo, canım ne haber?”

“iyi, canım :p senden ne haber??” dedi imalı imalı..”nerdesin, napıyosun?”acaba amacımı anlayabilmiş miydi?

“iyi bende, bir arkadaşımla bizim kafedeyim (: .” deyip merveye göz kırptım, o da görüşmemle ilgilenmediği havası yaratmaya çalışıyor, ama bakışlarından işe yarayabileceğini hissettim. “akşam çıkıyor muyuz?”

“çıkarız bebeğim” diye şakıdı nilay telefonun diğer ucunda, bilerek yüksek sesle (neredeyse bağırarak) konuşuyordu..

“tamam, geçen seferki yere gidelim mi gene? Sen beğenmiştin orasını (:”

“olur fark etmez, senle her yer güzel bebiş ((:”

“iyi canım, ben alırım seni evinden o zaman okey?”

“tamamdıırrr tatlım görüşmek üzere (:”

Telefonu kapatıp mervenin yüzünü inceledim, yarattığı etkiyi tahmin etmeye çalışıyordum,
“bir arkadaşım.. akşam için konuşmuştuk daha önce de..onu teyit ettik (:”

“hııı” dedi Merve, umursamaz gibi görünerek, “sınıftan mı?”

“ha, yok alt sınıflardan bu dönem başında tanıştık onunla da (:”

“anladım.. öyle samimi konuşunca.. sınıftandır diye düşünmüştüm (:”

Oh be..ilk defa gülümsemesi gerilmişti.. evet…kesinlikle işe yarıyordu.. normalde nefret ettiğim “kıskançlık” olgusu, bu kez beni kurtarabilirdi..

Telefonuma mesaj geldi..

“iyi oynadım mı lan? :p” yazmış nilay.. çatlak ya (:

“ohoho süperdin, kulağımı deldin yalnız sesimi duyurayım derken :p..ben birazdan tuvalete gidicem, sen bir mesaj daha at
bana birazdan, sabırsızlanıyorum filan yaz, uydur bir şeyler”

Neden? Diye sormaksızın, 2-3 dakika sonra “gece için sabırsızlanıyorum bebeğim :*” yazmış, nilayla aramızdaki diğer tüm mesajları yok edip onu bıraktım sadece, adını da rehberden değiştirip “nil” yaptım.. sonra da tuvalet için izin istedim…

Eğer kadınları biraz tanıyorsam, Merve telefonuma bakacaktı..ve sonrasındaysa, artık benim çok da fazla çabalamama gerek kalmayacaktı..

Bilerek uzun biraz uzun kaldım, saçımı filan oynadım, maşallahı var kerataların, uzadıkça daha da dalgalanıyorlar, böyle olacaklarını bilsem daha öss yazından başlardım uzatmaya..

Masaya geldiğimde beklediğim gibi somurtan ya da imalı bir yüz bulamasam da, ifadesiz bir surat bulmuş olmak hoşuma gitti.. üzülme Mervecim.. zararın neresinden dönsen kardır, sana iyilik yapıyorum aslında..
@ohaamkbunelan panpam ikimizde aynı cümleleri kullanmış olmayalım istedim,

ben biraz daha edebi yaklaşmaya çalışıyorum x)
3-5 dakika daha kopuk kopuk konuştuktan sonra bu,

“kalkalım mı? Senin gece de programın varmış hem, engellemeyeyim”

“yoo fark etmez aslında, sen sıkıldıysan?”

“yok sıkılmadım da, (: bizim kızlar da mesaj atmışlar zaten, ön rapor gibi bir şey hazırlamamız lazım pazartesiye, yurda dönsem iyi olur (:”

“iyi madem (:”

Kafeden çıktık, pek konuşmaksızın yurduna götürdüm, vedalaşırken bu kez sadece el sıkıştık, yalandan “görüşürüz” dedik birbirimize,

Zira bir daha böyle çıkacağımızı sanmıyordum.. çünkü o sırasını savmıştı, şimdi davet etme sırası bendeydi ve bu davet asla gerçekleşmeyecekti..

Merveyi, bloğunda gözden kaybolana kadar izledim mesajlarıma bakmış mıydı bilmiyorum ama bazı düşüncelerinin değiştiği kesin... onu üzdüğüm için üzgünüm..ve bana edeceği muhtemel küfür için de kızmıyorum..ben yapmam gerekeni yaptım.. vicdanım rahat, hem onu, hem de kendimi, daha kötüsünden korudum..

Huzur içinde yurda ilerledim..ve hem kendime hakim olabildiğim hem de böyle zorlu bir durumdan fazla hasar yaratmadan sıyrılabildiğim için kendimi tebrik ettim.. nilay a yaptığı kıyak için ufak bir hediye alıp, bu günü de ardımda bırakıverdim..
Vizelere az kaldı.. hiç rahat yok amk okulunda ya..

“demek işe yaradı ha..vay be..kız demiştir, “ne cins bir adamla takılıyorum ben?” x)”

“aynen ya..çok kötü bir durum aslında ama ne yapayım, mecbur kaldım.. seni de dahil ettiğim için kusura bakma..”

“ne olcak ya..bu arada, “nil” iyiymiş, bundan sonra beni böyle çağırabilirsin ;p”

“o zaman, bunlar sana nil cim (:”

“ne bu?”

“küçük bir hediye”

“oha, rüşvet mi veriyon olm..ne var bunun içinde? (:”

“aç bakalım?”

Sevdiğini bildiğim, rengarenk boncuklu kolyelerden görkemli bir tanesini elleri arasına alınca boynuma atladı,

“yaaa süper bu yalnızzz! (:”

“beğendiğine sevindim, teşekkür olarak kabul et ;)”

“oh, iyimiş valla, ama dikkat et alıştırma beni rüşvete sonra her seferinde isterim ona göre :p”

“verrik ya bizde ne yapalım..bir tane nilayımız var :p”

“canım benim, çok güzelmiş cidden.. nerden buldun bunu?”

“öyle özel bir yerden değil ya..gördüğüm ilk bujiteriden aldım işte :p, sen seversin böyle inci boncuk diye”

“dur takayım..”

Kolyesini taktı, o günkü kıyafetine de gayet uyumlu oldu şans eseri, yeniden teşekkür edip sarıldı.

“yanlış anlayacaklar ama neyseee :p” deyip gırgırını da yapmayı ihmal etmedi.
öğlen yemeği bizim tayfa+ nilay+ alperin bu sıralar flört eder gibi olduğu biyolojiden bir kızla beraber yedik, kız baya tatlı ama çok ezik bir tip gibi geldi bana, belki de flörtünün arkadaşlarıyla böyle birden bire toptan tanışınca heyecan yapmış olabilir, kendini kasmış olabilir…

Kolye muhabbet konusu oldu,

“tsigalkocuğum almış bana sağolsun ;)”

Tolga,

“oo, benim kıza asılmaya utanmıyon mu la sen bebe?”

Gülmeye başladık,

“valla ben olsam daha güzel bir tanesini alırdım hemen bu akşam, yoksa bak, hazır sınıfımda zaten, kaçırıveririm manitanı ona göre ;)”

“evet, tolgacım, senden de bekliyorum böyle hediyeler :p”

“e, peki nerden esti bu böyle?” diye sordu tolga,

“şu bahsettiğim mevzu vardı ya..kızla ilgili.. ondan nasıl kurtulcağıma dair taktik verdi bana.. taktikler de işe yarayınca ben de böyle teşekkür edeyim dedim ;)”

“hımm.. savuşturdun ha..iyi bakalım aga.. şaşırttın beni de yalnız :p”

“hadi len (:”

Diğer çocuklar ve alperin kız anlamamış gözlerle bizi dinliyordu,

“uzun hikaye, bir gece pub da anlatırım.. neco sen biliyorsun gerçi demi?”

“hee.. evet, hatırladım şimdi.. harbi sen onu nasıl halletmedin ya ben de şaşırdım x)”

“la olm bana Kazanova gibi davranmayın lan” (aslında burada Kazanova yerine sikici-pezevenk gibi kelimeleri yerleştirmem icap ediyordu ama kızlardan ötürü gediğine koyamadım)

Yine gülüşmeler oldu..

Adımız çıkmış dokuza…
Günler böyle gece dursun, bir öğle yemeğimi tuğçe –seda ikilisiyle yeme durumum oldu,

Kızlar hemen “tsigalkocum, ne zamandır beraber takılamıyoruz ya” diye sıkıştırdılar, “ne zamandır” dedikleri de 1 hafta en fazla,

Bir tarafta nilay, diğer tarafta bu ikisi, paylaşamıyorlar aq..bir de birbirleriyle çok muhabbetleri yok (hatta nilay pek hazzetmiyor özellikle sedadan), hani hangisiyle takılsam diğerine ihanet ediyormuşum gibi oluyor biraz.. gerçi bir tercih söz konusu olacaksa, elbette bu nilaydan yana olur, ama bu ikisi de iyi kızlar yani, sonra, sınıftaki nadir sağlam arkadaşlarımdanlar.. başka adam yok.. hatta başta serhat ve ayşen olmak üzere bir 8-10 kişinin filan ölmemi istediğine eminim aq…

Neyse.. yemeğe oturduk, havadan sudan konuşuyoruz..son dedikodulardır, etkinliklerdir (çok fenalar valla duymadıkları, bilmedikleri yok bıcırıkların..) muhabbet akıyor..bir noktaya geldik, muhabbet yine kız-erkek ilişkilerine dayandı, sonra birden bire tuğçe cüzdanından bir resim çıkardı,
“bak sana birini göstericem, beğecek misin bakalım :p”

Vesikalığa baktım, gayet tatlı bir kız, pot kırmamak için acele davranmadım,

“hımm, hoşmuş, kardeşin filan mı :p”

“çok samimi bir arkadaşım, burada, fizik okuyor..ha, hemşosunuz bu arada ;)”

“oo, fiziği nasıl, iyi mi peki :p”

“ay çok fenasın, hemen lafı nereye getiriyor şuna bak yaa (:”

“:p demek o da Bursalı?”

“aynen.. nasıl kız ama.. çok tatlı bence?”

“evet.. öyleymiş, alalım sana? x)”

“benim tercihlerim normal şekerim.. (:”

Biraz utandırmak için üzerine gittim,

“ee niye gösteriyon sen bana bu kızı peki? :}”

“hiiç, öyle bir gör istedim, hemşerisiniz sonuçta, tanıştırabilirim istersen ;)”

“olabilir.. yalnız şöyle bir laf var bilir misin,” hemşeri hemşeriyi, gurbette… x)” deyip gülmeye başladım,

Ellerini beline koyup kızmış gibi yaparak, “aa, valla iyice terbiyesiz olmuş bu kız seda, acı biber mi sürsek ne yapsak?!”

“dikelim ağzını dikelim, konuşamasın :p hıpp hııpp yapıp dursun x)”

Güldüm, “tamam sen tanıştır bizi madem.. adı ne bu arada?”

“çiğdem”

“çiğdem..şu egelilerin çekirdek yerine kullandığı laf değil mi bu? Kızın egeyle bağı var mı?”

“anne tarafı aydından gelmiş bursaya”

“hee..bak, nasıl çaktım anında? Genel kültür kızım bunlar :p , ayrıca gevrek, boyoz, asdsafsadfsad x)”

“tamam bakalım, msn den eklesin seni o zaman, konuşursunuz”

“konuşuruz ya bir insan, bir insandır sonuçta :p”

“hadi hadi, kız hoşuma gitti demiyor da ;)”

“e ama sen gösterdin, göstermeseydin? Bana en ben çiğdemi istiyom? Çiğdeeeemmm!”

“hiişş sus be deli x)”

“o beni gördü mü?”

“bilmem :p”

“ya, harbi gördü mü? Benim sende resmim var mı?”

“var telefonda”

“eeaaa.. tipsiz çıkmıştır onlar ama ya”

“yoo gayet hoş”

“bakayım ben de bi?”

“al bak, bi Dakka..”

üzerimizde önlüklerimizle filan fotolarımız var,

“vayy..ne ara çekindik kız biz bunları?”

“bu dönem başı? Şizofren misin olum :p”

“valla hiç hatırlamıyorum ya..kafam öyle doluymuş ki..”
“hım.. doğru, senin özel durumlar vardı sahi.. atlatabildin mi tam olarak?”

“çok şükür (: dostlar sayesinde ;)”

“üstümüze alınalım mı? (:”

“alının tabi canım ;)…ama sen çiğdemi getir bana muhakkak, çiğğğdeeeğğğğmmm”

“hay Allah seni yaa, çatlak bu çocuk (:”

şımarıklarıma yemek boyu devam ettim, en son kaşıkla ağzıma ağzıma vurdular artık (:

Bakmayın ben öyle tanıştırın filan dedim kız için ama, yani öyle bir şey olacağına ihtimal vermiyorum, maksat geyik olsun, yarı ciddi takıldım ben de zaten malum.. tuğçe ve sedadan, kız anlamında bir kıyak (hele ki böyle bir zamanımda) gelirse çok şaşırırım açıkçası.. muhtemelen onlar da ciddi değildiler..
Ciddiymişler..

Gece yurtta internete girdiğimde msn de yeni bir istek gördüm, ekledim, baktım, anaa.. bizim kız?

Ne çabuk lan?

Demek ki işin içine tanıştırıcı kız kankalar girince böyle oluyormuş.. mine ile olan muhabbetimizi hatırladım, nilay, prosesi oldukça hızlandırmıştı doğrusu..

O açıdan, eğer kolay şekilde kız arkadaş sahibi olmak ve pek emek sarf etmek istemiyorsanız, bu yakın kız arkadaşlarınıza şaka yollu “bana karı bulun lan” şeklinde mesajı verin derim.. çevrelerinde illa ki boşta kız oluyor ve size yakıştırdıklarını (ve tabi sizi de beğeniyorsa karşıdaki) bir şekilde sizinle kontağa geçiriyorlar..

Tuğçe ve sedanın bu ekşındaki amacıysa, zorlu bir ilişkiden çıkmış ve sözde terk edilmiş olan tsigalkoya olan acıma ve yardım etme isteği ve pek tabi benim arkadaşlığımın hisselerine diğer rakiplerinden (nilay) daha fazla sahip olma arzusu olabilir..lan götün kalktı demeyin, cidden böyle.. yani mesele, arada kalan kişinin kim olduğu, ne olduğu ve ne kadar yakışıklı ya da karizmatik olduğu değil, mesele, sadece arada kalmış olması,

Kızlar bunu bir çeşit gurur meselesi, bir çeşit rekabet olarak algılıyor ve ortadaki bahsin ne olduğuna bakmaksızın pot a sahip olmak için mücadele ediyor..bu, arkadaş bazında olabilir, sevgili bazında olabilir, maddi olabilir, manevi olabilir..her türlü yani..

Hani şu birbiriyle,“bebişimm” “şekeriiim” “hayatııım” şeklinde selamlaşan, şimdiki devirde birbirine facebooktan kalp simgesi filan yapan karşı cinsimiz var ya hani, bakmayın siz onların öyle sevgi pıtırcığı gibi birbirlerine yılıştığına, zamanı geldiğinde, en büyük kazığı da yine birbirlerine atıyor, en derin kuyuları birbirlerine kazıyorlar.. şahsen ben üniversite hayatım boyunca, neredeyse kucak kucağa gezen çok kızın sonranda kanlı bıçaklı olduğunu biliyorum..

Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki, erkek-erkek, kadın-erkek ve kadın-kadın arkadaşlıkları arasından, gösteriş olarak en parlak, ama sağlamlık olarak en çürük olanı, kadın-kadın arkadaşlığıdır..bu nedenle, siz de ilerde pek çok kadından “ben erkeklerin arkadaşlığına daha çok güveniyorum, en azından basit ve netsiniz, içiniz dışınız bir :p” şeklinde itiraflar duyabilirsiniz, hatta belki de çoktan duymaya başlamışsınızdır bile..

Her neyse..
@gay lussac, harbi iyi yakalamışsız asdasfsa

panpalar fizy de sıkıntı var, güncellicez derken amına koydular güzelim şeyin..o yüzden bu gece şarkısız olsun artık,

ama yarın sıcağı sıcağına yazarken site de düzelmiş olursa, çok güzel şeyler seçtim bizim için,

umarım keman seviyorsunuzdur ;)
Online olan hemşerime (:p) yazmaya karar verdim,

“selamlar hemşerim (:”

“selamlar (:”

ee..şimdi ne diyecektim?

Lan.. hiç alışamadığım bir şey vardıysa da, o da yazarak iletişim kurmaktı.. yüz yüzeyken, işin içine jest ve mimiklerim girdiğinde çok daha rahat ve etkiliyim, ancak böyle msn den, tel den mesajla filan, sanki kendimi ifade edemiyormuşum gibi geliyor, ayrıca konu filan bulmakta zorlanıyorum..

Yine de sempatik görünmeye çalışarak her zaman bir kaçış yolu yaratmak mümkündür bu tarz tıkanma durumlarında,

Sessiz geçen 1-2 dakikanın ardından (o ara ben de, o da 1-2 kere yazmaya başlayıp sildik),

“havalar da ısındı :}” yazdım, durumun çaresizliğini geyik yoluyla ifade etmeye çalışarak,

önce gülen smileyler geldi,

“aynen. Bursa da ısınmıştır şimdi, neresindensin sen? ”

“evet, bursanın soğuğu ayrı, sıcağı ayrı dert, ama bu mevsimde en güzel zamanlarıdır (: 1050 konutlardayım ben, ama xx e taşınıcaz sanırım 1-2 ay içinde, sen?”

“ben çekirge de oturuyorum, oo xx güzeldir ya, yazları geliyoruz bol bol balık yemeye (:”

“hım, sen merkez çocuğusun anladım (: evet xx tam yazlık yer ya, biz artık yaz kış müdavimi olucaz artık bakalım (: , çok gezer misin merkezdesin malum?”

“(: aynen, hele yazları eve zor giriyorum valla”

Deme yauw..asi kız seni..

“nerelerde takılıyorsun daha çok? Ben merkezi çok bilmem ama tabi avmleri, barlar sokağını filan biliyorum :p”

“pek gelmiyorsun herhalde merkeze? Ya öyle takılmalık olarak, dediğin gibi avmler var, ama ben onların içine tıkılmayı pek sevmiyorum, barlar sokağı, heykel, altıparmak, buralarda geçiyor daha çok günlerim”

“yo geliyorum aslında, ama öyle bilen arkadaşlarla ya da ailemle geliyorum, peşlerine kuyruk oluyorum, yön duygum pek yoktur :p o yüzden çok iyi öğrenemedim bir türlü (:”

“anladım, senin rehberlerde iş yok o zaman :p”

“galiba, e artık sen gezdirirsin bir dahakine bakalım senin rehberliğin nasılmış ;)”

“hay hay, ama karşılığında xx de balığa gidicez :p”

Gülen smileyler yine ekranı işgal etti,
“burayı nasıl buldun?” diye sordum,

“yani, güzel şehir tabi canım sonuçta, ama bana göre bursaya göre tek fazlası denizi, yoksa bizim bursamız daha güzel bence :}”

“demi ya? Ben de öyle diyorum, kimse inanmıyor, çok kaprisli be bu egeliler :p bu arada smileyimi çalmışsın :} :}”

“evet, güzelmiş :} ben de yarı egeli sayılırım bu arada (:”

Bilmiyormuş numarası yaptım,

“hadi ya? Anne tarafında mı baba tarafından mı?”

“anne tarafından, annem küçükken aydından bursaya gelmişler, bir 30-35 sene kadar önce filan (:”

“hımm, peki sen de kaprisli misin? :p”

“(: yok be, ben artık Bursalı özelliklerini almışımdır”

“Bursalı özelliği nasıl oluyormuş (:”

“bilmem, nazlı mı oluyor Bursalı kızlar? Öyle sanırım :p”

“eyvah eyvah, o daha kötüymüş x)”

“(: (:”

Muhabbet böyle sürdü gitti.. derslerden, ailelerden konuşuldu, arada küçük imalar yapıldı karşılıklı şu hemşeri muhabbetinden girmem iyi oldu, amk her seferinde “ee dersler nasıl?” “okul nasıl?” diye başlamaktan bıkmıştım aq..ben yazarak pek derdimi anlatmam demiştim ama 2-3 saat yazıştık herhalde, sonra da vizeler sonrası için bir yerlere gitmek adına sözleştik, öncesinde de okulda 1-2 öğle yemeği yiyecektik.. şimdi diyorsunuz, “lan hıyar, sen gene ne yapıyon allahını seversen? Daha bir tanesinden yeni yırtmadın mı?”

öyle ama, biz arkadaş olucaz be abicim.. hadi baktın öyle olacak gibi değil, nilaya bir telefon daha :p …

Hiç mi kimseyle tanışmayalım amk.. hemşo işte..
Ertesi gün çiğdemi ilk kez yüz yüze görme imkanım oldu, Allah.. çok tatlı lan bu kız.. hafif balık etli, buğday tenli, ela gözlü, kahverengi, dalgalı saçları benimkiler gibi, sadece daha bakımlı ve uzun tabi..biz yıkayıp çıkıyoruz.. onun dışında, gözler, filan boncuk gibi, yanakları ısırırsın..bu güne kadar, münasebetim olan kızlar arasında, belki en güzeli, en seksisi (kimse liseli etekli, kızıl ceydadan seksi olamaz lan bence..) , en havalısı değil ama, kesinlikle en tatlısı.. dudaklar filan.. inanılmaz..

itiraf ediyorum, ilk defa karşımdaki bir kızı ciddi anlamda “yemeyi” düşündüm x) x)

Neyse, oturduk, yiyoruz..(yemek), gene bir muhabbettir aldı gitti, benim gözlerimin parladığını fark etti mi bilmiyorum, ama ben onunkilerin gayet memnun baktığını hissedebiliyordum, yavşakça bir hareketle,

“fotoğraflarından daha güzelmişsin” dedim, güya yarı mahcup şekilde gülerek,

“teşekkür ederim” derken elma yanaklar biraz daha kızardı, “sen de (:”

“ben de mi güzelmişim?” deyip güldürdüm, saçlarımı savurur gibi yapınca daha da gülmeye başladı,

işte bu..ben yüz yüze etkiliyim arkadaşım! msn dir filan.. bana göre değil amk..
“neyse, zaten Bursalıyız, fazla güzel muhabbetine girmeyelim :p”

Yine kıkırdadı,

“çok salakça bir şey bence o muhabbet ama işte, adı çıkmış artık ne yapalım”

“yeaa işte, ama eskisi gibi pek takmıyor insanlar, bir zamanlar epey bayat espri konusu oluyormuş, bu arada ben de yarı

Karadenizli sayılırım, söylemiş miydim?”

“yo, söylememiştin..sen karadenizden, ben egeden gelip ortada marmarada buluşmuşuz desene”

“aynen x)”

Güzel bir yemek oldu, tabi ikimizin de biraz kasıyoruz, malum, hem daha ilk defa birbirimizi görüyoruz, ona müteakip
beraber yemek yiyoruz filan.. çok kibar olmak lazım aq..ne biliym, böyle ekmeği bölerek yemek, eti çatal bıçakla bölmek (ben genelde kaşıkla bölerim, dik batırıp sağ sol yağın hamur kesicisi gibi, bıçaktan daha etkili, memnun kalacaksınız ;) ), çorbayı höpürdetmeden içmek, çatalı, kaşığı düzgün tutmak lazım..

Geçen gün burada bir yazı okumuştum da, o geldi aklıma bunları yazarken, katıldım aq gülmekten, adam şey yazmış “kız arkadaşın yanında dikkat edilmesi gerekenler” gibi bir başlıktı sanırım, işte osurmak, geğirmek, karın kurutlusu diye böyle madde madde yazıp açıklamış, panpanın biri de altına, “oha aq bu nasıl liste, adam trol beyler” yazıp beni yerlere yatırmıştı.. bulabilirseniz başlığı bir okuyun derim, süperdi, hala gülüyorum düşün artık..

Neyse, bindik bir alamete, gidiyoz kıyamete hesabı, çiğdemle de böyle bir oluşum içersindeyiz, ama bu sefer kendimi nasıl frenlerim bilemiyorum aq..zira o dudakların, yanakların tadına bakmazsam çatlarım gibime geliyor.. kız bildiğin bon bon şekeri..

Neyse ki aklımı meşgul edecek başka şeyler de kapıya dayandı, malum,

“vize is coming”
şimdi şöyle bir bakıyorum, duruma, 1. Dönemlerden sıkıntı yok, hepsini sikerttik evvelallah, 2. Dönemler, yani şu an içinde bulunduğum bölüme bakarsak, 4 ü ciddi derecede taşaklı olmak üzere, tam 9 ders (2 si alttandı sanırım) görüyoruz..

şunları bir 9 da 9 la halledip, ders konusunda sıkıntı yaşamamam lazım, bir de başıma onlar çıkarsa, hayatım iyice karışacak çünkü..

Kendimi kampa aldım resmen, kick boks a bile gitmedim ki bedenen yorgunluk ve zaman kaybı olmasın..

Vizeleri, finalde barajı geçmemin yeterli olacağı şekilde vermem lazım.. bütün çalışmalarımız bu yönde,

Uykusuz gecelerimin sebebi, karı kız değil, dersler gene..

Sponsorumuz ise nescafe..

Hadi gazamız mübarek olsun...

Vizeler fena geçmedi.. istediğimi alırım diye düşünüyorum.. yalnız bir sınava, son derece sinirli girdim, neyse ki bu sinir ters etki yaparak, hıncımı kağıttan almamı sağladı..b den aşağı beklemiyorum kesinlikle, sikerim..

Bu gecelik, son olarak beni kızdıran olayı da sizlerle paylaşıp bitireceğim,

2. sınav haftasının 2. Sınavıydı diye yazmışım..
Her zamanki gibi, yaklaşık yarım saat önce gelmiş, son gözden geçirmeleri yapmak için sınıflardan birine girmiştim,

Baktım bizim kızlardan tuğçe ve seda da orda, yanlarına gittim, ama şöyle bir sıkıntı var, bunların üç-dört sıra filan gerisinde, mine ve arkadaşları oturuyorlar..

Benim pek sikimde değil ama kız acaba rahatsız olur mu diye düşündüm.. gerçi niye olsun, aradan 1 yıldan fazla zaman geçmiş, yaşanmış, bitmiş bir ilişki sonuçta.. neyse..biraz tereddütle de olsa oturdum kızların yanına, çalışıyoruz..
2-3 dakika sonra bir ses duydum arkamdan,

“yeaa buranın da havası değişti birden haa” diye imalı bir nida..

Kimden çıkıyor bu ses peki,

Tabi ki “fatih” hıyarından…

Başta üzerime alınmamaya çalıştım,

2 dakika sonra,

“yeaa böyle insanlarla aynı ortamlarda olmak istemiyorum yeaa” şeklinde bir serzeniz geldi..onu takip eden fısıltılar filan.. bizim kızlar da, bir şeyden haberleri yok, gülüyorlar “bu salak neden bahsediyor” gibisinden.. zira herif resmen etrafa duyurmaya çalışıyor sesini..

Ulan zerzevat.. ulan götelek..ama beyler, ben demiştim de inanmamıştınız, abicim, ben anlarım.. adamın da , malın da iyisinden anlarım..bu fatih hıyarını zaten ilk gördüğümden beri gözüm tutmamıştı, ısınamamıştım lan yavşağa bir türlü işte.. şimdiyse, düşüncemin ne denli doğru olduğunu görebiliyordum..aah ah..

ikinci bağırışının ardından şöyle bir omzumun üzerinden dönüp baktım arka gruba,

Mine var, tanımadığım bir kız, bir erkek, bunların gruptan Merve diye, daha önce tanıştığım bir kız ve fatih hıyarı var..

Hıyarla 1-2 saniyeliğine göz göze geldik.. gözlerini kaçırdı..ama öyle bir sıfat var ki böyle.. hani puruz çocuklar vardır ya, yaramazlık yaparlar, böyle size vurup, abisinin, babasının arkasına filan saklanırlar, oradan tip tip bakarlar.. aynı
öyle…

Ya sabır çekip tekrar önüme döndüm... sakin ol tsigalko.. sakin…sen sakin bir adamsın.. relaks..
Artık sınava 10-15 dakika filan kaldı, yerler açıklanacak, sınıftan çıkmaya başladı insanlar,

Bu hıyar gene,

“eeööff nihayet yeaa..bir de şekil şekil bakışlar filan, böyle adamlar.. vıdı vıdı vıdı”

Sıradan bir hamlede fırladım, bir iki adım aniden ilerleyip tam bunların sırasının ön çaprazında durdum.. ellerim, pazularım titremeye başlamıştı.. vücudumun uç bölgelerine doğru kan akışının hızlandığını hissettim (penis hariç)..

“ne diyosun sen birader yarım saattir?” diye sordum, gözlerim fatihe sabitlenmiş, ses tonum buz gibi ama bedenimdeki hareketliliğe nazaran sakin bir şekilde..

Çevreden 1-2 sıra, bizim kızların sırası ve önümdeki 5 kişinin gözlerini üzerimde hissedince birden sıcak bastı.. nefes alış verişim hızlanıyordu.. burundan solumak derler ya, yaklaşıyoruz oraya..

Birkaç saniyelik bakışmanın ardından, fatih, ukala olmaya çalışarak,
“sen neden bahsediyorsun yeaa” dedi,

Güya rahat, sanıyor ki orada arkadaşlarının arasındayken ve sınıftayken ona kafalama uçamam…

Ananı bile sikerim fatih.. ananı bile sikerim…ama dua et ki saldırgan yapılı bir adam değilim..

“bak deminden beri sesimi çıkarmadım, ama eğer diyorsan ki benim derdim var, problemim var, halledelim birader?!”

Sesim iyice ölüm soğuğuna dönmüştü, öyle ki vurgu ve renginden ben korktum aq..

Ve nihayet, mine konuştu,

“hayır.. tsigalko..fatih.. lütfen..ne oluyor ya?”

Hayretle mineye baktım…yine çok güzeldi…sarı püsküller iyice uzamış, onu masal tadında bir karaktere, rapunzel vari bir kıza dönüştürmüştü adeta..

Bu, onca zaman sonra bana ilk kez direkt ve adımla hitap edişiydi.. göz göze gelmiştik.. aylar sonra…hatta koca bir yıl sonra…

Yutkundum.. iyice sıcak basıyordu…belli ki,bir tatsızlık çıkacaksa da, burada olamazdı.. mine, beni iyi, ya da kötü anlamda pek çok şekilde hatırlayabilirdi, ama kavgacı ve kabadayı olarak hatırlamasını istemezdim..

Yeniden fatihe baktım,
“sınav çıkışı, turuncu kantinin arkasındaki ağaçlığın orda bekliyorum seni..gel, problem neyse halledelim.. duydun mu?”

Yine ukala olmaya çalıştı, ağız, göz hareketi yaptı, ama tırstığını da hissettim.. nasıl tırsmasın aq..ben olsam benden tırsardım…

“duydun mu?” diye yineledim, arkamı dönerken, hafif bir tahrik unsuru yaratma maksatlı, yüksek olmayan ama çevredekilerce duyulacak bir sesle “bok herif” diye de ekledim..

Zaten delikanlı olsa, orda ayaklanıp üzerime gelmesi lazım, o kadar karının kızın içinde aşağıladım..ama bir hareketlilik olmadı tahmin edebileceğiniz gibi.. böyle tipleri iyi tanırım.. anca çene..

çıkarken, son bir bakış daha attım arkaya doğru, bu salak önündeki kağıdı filan buruşturmuş, dudaklarını filan germiş böyle, yanındaki tanımadığım kız koluna dokuyor, hesapta sakinleştirmeye çalışıyor..

Heeeyy allahımm yaaaa…tam sopalık yaaa…bak bak bak…hareketlere bak…bebe ya…yemin ederim ilkokul detected ..önündeki kağıdı filan…hey yarabbim.. masayı filan da tekmeleseydin be gülüm? He?

şovmen orospu çocuğu…

Sen bir gel bakalım kantinin oraya da, götüne sokuyor muyum sokmuyor muyum o ağaç dallarını…amcık ağızlı seni..

O sinirle girdim sınava, güzel geçti..

çıkışta bizim çocuklardan okulda olanlara haber verdim ne olur ne olmaz gibisinden, ama mümkün mertebe uzakta konuşlanmalarını ve çaktırmamalarını istedim, şimdi hani, delikanlılık yapıcaz derken, göte de gelmemek lazım, öyle bıçaktır, bilmem nedir, bu bebede sapı bile gezmez onun ama, adam yavşak olduğundan ötürü, 3-5 kişi gelebilir yani, karakter denen, delikanlılık dene olgu yok çünkü bünyesinde,

Ama isterse 10 kişi gelsin, ben o zerzevatın sapını, yaprağını budamazsam bana da tsigalko demesinler, bittin sen olm.. eski sevgilimin ve arkadaşlarımın yanında, bana ayar yapmaya çalıştığın an bittin…hele bi gel…o ukala ağzını ters çevirmezsem adam değilim ulan..
bu gecelik benden bu kadar panpalar,

yarın sabaha daha iyi uyanacağıma inanaraktan uyumaya çalışacağım, lan şu burun için de bir ingiliz anahtarı olsa da, grip olunca gevşeyen o contaları sıkıversek ne iyi olur aq..

yarın gece, uzun süre sonra sıcağı sıcağına görüşmek üzere, yorumlarınızı eksik etmeyin, öpüldünüz *
@kurbankesendeist

(: aynen, benim de burnum kurudu kuruyacak, muhtemelen yarın o evrede olurum,
bonus olarak balgam atımı da oluyor tabi, neyse çok iğrençleşti buralar bir anda ben siktir olup gideyim en iyisi artık
iyi geceler panpalar (:

beşiktaş maçından sonra, gece yarısı gelicem, kaldığımız yerden devam ederiz
iyi geceler panpalar ;),

5 dakika içinde başlıyorum, beşiktaşlı panpalarıma da geçmiş olsun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder