17 Ağustos 2013 Cumartesi

Nasıl Piç Oldum Anlatıyorum Part 35

@ arnoldi, bir de benden dinle ;p

bir işeyip gelicem arkadaşlar,

son iki partımızı girip günü ve geceyi bitiririz
http://fizy.org/#s/1ahgyf

..ucuz mucuz dedim ama..

çocuklar iyi çaldı be..sonra, bir de rock müzik abicim..elektro, bass, bateri, dominant bir ses..

bira..

tekila..

vodka..

karanlık..

yanında güzel bir kız..

etrafında çoşan, tasasız görünümlü insan kalabalığı..

eğleniyor be insan..

ister istemez..giriyor moda..

tabi fazla da girmemek lazım..

gece boyu, gayet efendi, delikanlı takıldım, sağlam duruşumdan taviz vermedim, içtiği her bardakla biraz daha kendini kaptıran masa arkadaşımdan faydalanmaya çalışmak şöyle dursun, kendimi geri çekmek için ekstra dikkat gösterdim..hatta bir iki kere ustaca manevralarla el ele, dudak dudağa gelmekten son anda kurtuldum..

yalnız epey ateş bastı..

terletti beni bu hallerimiz..

kızı istiyorum..cidden..o dudaklara yapışmamak, konsermiş , etrafmış filan unutup köpek gibi öpüşmemek, sevişmemek için zor tutuyorum kendimi..resmen işkence ediyorum..

etraftaki masalarda birbirlerinin tadına bakan çiftler..pembeleşmiş boyunlar, yanaklar, yüzler..

pistte sarmaş dolaş olmaya başlayan bedenler..dans..

allahım..

neden öylece bırakmıyorum ki kendi mi?

gecenin sonunda (aslında canlı programın sonu, gecenin başı sayılır daha) grup sahneden iniyor..barın müzikleri çalmaya başlıyor..

çiğdem yanımda yarı sarhoş..

"nasıldı ama" diye soruyor sesini duyurmak için kulağıma eğilerek..

"gayet güzelmiş (:" diyorum onaylar mimiklerle..

gülüp kolunu omzuma atıyor, kafasını omzuma gömüyor..

"pek eğlenememiş gibisin" diyor..

"neden? eğlendim ya, bir kere sen vardın yani :p"

"çok mu komik oldum ya (:..öff, çok içmedim kii..yanaklarım pembeleşmiş mi? :p"

"evet biraz komiksin..sarhoş oldun olacaksın :p, yanakların hep pembe zaten bir fark yok :p"

"yaa..(:"

elini uzatıp yanağıma dokundu, "seninkiler de sıcak işte?! (:"

"olabilir..ben soğuklar demedim ki? (: senin ellerin de sıcak?"

"olabilir.." dedi yine tehlikeli bir anın başlangıcına yakışır ses tonuyla..

eli yanağımın üzerinde olduğu halde bana yaklaşmaya başladı, gözleri kilitlenmiş, yüzü, az önceki muzip hallerinden çıkıp yeniden ciddileşmişti..

yeniden silkindim,

"şey canım, geç kalmayalım senin yurduna??"

"hı?..ee..saat kaç?" dedi, hatırlattığım için memnun, ama sahneyi böldüğüm için kızgın görünüyordu..

"oou..12 ye 20 var?"

"nasıl ya.. o kadar olmuş mu?..grup ineli ne kadar oldu?"

"bir yarım saat filan olmuştur"

"vay bee..resmen su gibi akmış zaman..bi de kafalar yerinde değil ya (:"

yeniden komik, sarhoş moduna geçmişti..

"kalkalım madem o zaman, geç kalma?"

"tamam kalkalım hadi (:"

bardan çıktık,

yüzümüze vuran serin hava bu kez ayıltıcı olarak işe yarayacaktı..
hızlı adımlarla yürümeye başlamıştık,

"öff 15 dakikada yetişebilir miyiz dersin?"

"ee..aslında.. biraz zor :/"

"ayy ya..nasıl o kadar çabuk geçti zaman anlayamadım..:/"

"şey yapabiliriz aslında, taksi çevirebiliriz?"

"yok ya..gerek yok taksiye de..minibüslere binsek? vardır demi hala?"

"hımm olabilir aslında..alt caddeden binebiliriz... olması lazım ya, daha saat pek geç değil"

"tamam öyle yapalım"

"sizin kapanış, 00.30 değil miydi ya?"

"hayır ya..keşke öyle olsa..00.00 da, 00.30 a kadar da esneklik gösteriyorlar aslında ama, ben çok sık kullanmaya başladım bu aralar o esnekliği, esnediği yerden kopacak diye korkuyorum :p"

"hey allahım ya, kız gezici ((: madem koşalım biraz.. minibüse kadar, ne kadar erken yakalarsak o kadar iyi"

adımlarımız iyice hızlandı,
koşar adım deyiminin ne anlama geldiğini o an anladım..

yalnız çiğdem bu adımları atarken zorlanıyor biraz, zira hem ayakkabısının topukları, hem yarı sarhoşluğu yeterince hızlanmasına engel, onu geçtim, bir de düşecek filan..

uzandım elini yakaladım..

önce duraksadı bir.. sonra koşar adımlara devam etmeye çalıştı..

biz, öyle el ele, minibüse doğru seyittiriyoruz bacaklarımızı..ama tabi tuhaf oldu biraz.. sonuçta kız kardeşimin elini tutar gibi tutmuyorum elini, e arkadaşın da eli tutulmaz..

biraz acayiplik oldu ama..

acelemize verin işte..

durağa iyice yaklaşmıştık ki, gece gece bana dünyanın ne kadar da küçük olduğunu bir kez daha hatırlatan bir sahneyi de yaşamaktan kurtulamadım..
http://fizy.org/#s/1agxat

kimi gördüm desem?

milyon tane cevabınız olabilir her halde..herkes olabilir..

ama eminim ki söyleyeceğim isim, aklınıza en son geleceklerden biridir..

biz, çiğdemle, öyle el ele koştururken, karşıdan da , bizim sınıftan bir kavatın eşliğinde ceren kaşarı gelmekteydi..

evet ceren, yanlış duymadınız..

tesadüf işte..onun burda, bu saatte, yanındaki pokemonla ne işi var? desem,

e o da aynı soruları ben ve çiğdem için sormakta aklında muhtemelen..

kaldırım, 4 kişinin yan yana geçmesi için biraz dar..

karşı karşıya geldik,

"iyi akşamlar?" dedi ceren tek kaşı havada, ağzı tuhaf bir gülümsemeyle yuvarlanmış halde..öbür çocuk da mimikleriyle selam verdi, zaten henüz ses tonu nasıl bilmiyorum desem yeridir aq..herif hiç konuşmuyor, etrafındakilerle de telepati mi yaparak anlaşıyor ne bok yiyor bilmiyorum..

"iyi akşamlar" dedim ben de, akşamın çoktan geçtiğini bile bile..

geçip gittik,

ama tabi ceren nezdinde, bu karşılaşma burada kalmazdı..artık bin bir türlü dedikoduya sarmalanmış halde sınıfın yarısına duyururdu her halde..

çiğdemin, soran gözlerini görünce,

"sınıftan arkadaşım" dedim sırıtarak,

"haa..yakalandık desene" deyip sırıttı o da, hala kenetli olan ellerimizi havaya doğru kaldırarak,

güldüm bende..

"yaa üff..amaan, ne çok da tın" dedim.

gülümsemeye devam ederek önüne döndü..

minibüsü, bu ufak gecikmeye rağmen yakaladık,

koltuklara kendimizi bıraktık..

elimi, biniş sırasında kurtarmıştım, ama yol boyunca omzumda olan başına bir müdahalede bulunamadım..

şekerli parfümünün kokusunu, saçlarından ve boynundan içime çektim..

istemsiz şekilde kalkan ufaklığa ters bir bakış atıp sindirdim..

5 dakika sonra yurdun önündeydik,

tam zamanında..

"eh..yetiştik" deyip güldüm.

"aynen, tam zamanında yetiştirdin beni, kurtarıcı prensim (:" deyip pembe yanaklarını gerdirerek gülümsedi..

"tamam..o zaman..şey... ee..görüşürüz o zaman ;)" demeye çalıştım..

gülümsedi,
anlamlı bir gülüş..diğerleri gibi uzip sırıtışlardan uzak, manalı bir ifade..

"çok güzel bir gündü tsigalko..teşekkür ederim.."

"ben teşekkür ederim..aynen..harikaydı..repertuarıma yeni parçalar ekledim :p"

gülümseyerek geldi, sarıldı..daha fazla tutamadım kendimi, ben de sarıldım..oldukça içten..

bir kaç saniye öyle kaldık..sonra ayrıldık, yanaklarımdan öptü..gündeki teyze öpüşü değildi bu kez..dudakları, değdiği yeri hem ıslattı, hem yaktı..

ben de uzandım yüzüne, elimle bir yanağını kavradım ürkekçe, diğerini öptüm..onun da yanağı, benim dudaklarımla tanıştı..

ayrıldık tekrar..

yüzünde mutluluğun ve heyecanın başrolde olduğu duygular karmaşası ile, bir kez daha iyi geceler diledi bana ve dönüp yurduna girdi..

ben de, kalbimdeki belirgin bir ritim artışı ile kalakalıp, o tamamen gözden kaybolana kadar bekledim, son anda, o büyülü bakış gerçekleşti yine..gözler, yarım saniyeliğine son gez birbirini buldu mesafeye aldırmaksızın..

derin bir nefes aldım..

sırtımı, aslında oldukça tanıdık olan ama bu gün sanki ilk defa önünden ayrılıyormuşum gibi hissettiren kız yurduna dönüp, kendi yurduma doğru ilerlemeye başladım..

tuhaf bir gece ha..

bir de bana sor.. (:
takip eden panpalarıma iyi geceler, yorumlarınızı esirgemeyin,

öpüldünüz ;)
iyi geceler panpalar,

dün yazamadım mesainin ilk günü olduğundan dolayı, bu gece de çok az vaktim var o yüzden ancak bir selam atabileceğim.

ama yarın akşam için, yarın gün içinde 8-10 part atmayı düşünüyorum, hazır hızımızı almışken ivme kaybetmeyelim ;)

ikinci yılımızda zaman dilimi olarak az kaldı ama sonlara doğru olaylar yoğunlaşacağı için 1 günü 10-15 partta anlattığım yerler gelebilir gene,

yarın akşam görüşmek üzere, kalın sağlıcaklı ;)
selamlar panpalar,

5 dk ya başlıyorum, fener maçını bırakıp geldim amk (:
..Aylar sonra ilk kez mutlu bir adam sayılırdım, söz konusu gönül işleri olduğunda..

Yurda kadar bulutların üzerinde yürümüştüm sanki, kankam tolganın “nasıldı? Neler yaptınız” tarzı sorularını içtenlik ve neşeyle yanıtlamıştım,

“olm sizin iş olmuş bea bence.. zaten ayarlı oldunuz yani malum, görücü usulü :p”

“hadi lan ordan.. tanıştık konuştuk, ben tavladım kızı yine amk, fotoyla olcak iş mi?”

“ya gene sen yapmışsındır tabi canım puştluğunu da, hani, fotodan da beğenmemiş olsanız birbirinizi böyle iyi bir başlangıç olmazdı, en zor kısım olan “giriş” kısmını diğer kızlar sizin adınıza halletmiş işte ;)”

“olabilir, ama sonrasındaki durum tamamen benim eserim şekerim”

“onu bilmeye ne var aq, kim bilir neler salladın kıza da kandırdın gene aq..”

“kalbimi kırıyorsun azizim x)”

“siktir..amk piçi, şimdiden yazalım, bir kurban daha eklendi listeye, adam nazi gibi aq, karı bırakmadın lan ortada (:”

“aga daha liste, yazma filan yok bea, bakma ben böyle konuşuyorum da, daha bir şey olduğu yok yani..”

“lan daha ne olsun, el ele, kol kola gezmişsiniz, kucağına mı oturması lazım ilk günden, bir şey olması için? Gerçi sen alışkınsın kucağa oturtmalara da”

Ceydayı hatırlattığı için kızdım,

“olm bak sikerim yüzüme vurup durma şu kızı”

“tamam len.. pardon, hassas nokta, unutmuşum :}..ee peki ne düşünüyorsun bu kızla?”

“bilmem.. çok tatlı kız lan..iyi kız sonra.. muhabbeti olsun, mantalitesi olsun.. kafa..olabilir yani bir şeyler (:”

“he he..ağzın kulaklarına varmış aq, belli epey mutlu olmuşsun bugün.. tipe bak ya x) sırıtık..”

“(: olm huzurluydum lan ilk defa.. aylar sonra aq..cidden mutlu olduğumu hissettim, hormonlar coştu..”

“e aga sen kızlar olmadan daha huzurluyum demiyor muydun aylardır?”

“öyle diyordum da..ya..aq..aga onlarsın olmuyor, onlarla da yaşanmıyor…şarkı mı vardı lan böyle x)”

“aah ah tsigalko.. gene karıştırıcan ortalığı amına merdane soktuğumun abazası..aga, sana karı kızla gezme demiyoruz, hatta bence kendine vurduğun şu ket çok saçmaydı yani, ama madem takılıyorsun kızlarla, o zaman az da olsa ciddi düşün ki zırt pırt ayrılık olmasın, hadi ciddi düşünmedin, ayrıldın diyelim, bu sefer de vicdan yapıp hayata küsme aq..

ikisinden birini seç aga artık, hem kazanavo, hem yaşar usta olamazsın aq…eğer diyorsan ki ben 2 ayda bir kız değiştirmedim mi rahat edemem, o zaman şu vicdan ayaklarını bırakacaksın..ya da adam gibi bir ilişkin olacak, gittiği yere kadar gidecek..”

Dediklerinde oldukça haklıydı.. benim, iki arada bir derede durumumu özetleyen cümlelerdi ağzından dökülenler.. haklıydı..birini tercih etmem gerekiyordu.. yoksa diğer türlü hem huylu huyundan vazgeçmiyor olacaktı, hem de kendi kendimi de üze üze hasta edecektim aq..
Bildiğin sigara bağımlılığı gibi bir şeydi bu meret.. hani, diyorsun, tamamen çıkar hayatından insanları, kapan içine, elizabeth takıl..ama o da olmuyor ki lan bir yerden sonra? Alışmış, kudurmuştan beter.. alışkanlıklarını tatmin etmeye kalksan, o da bu sefer, içine çektiğin duman gibi, sana keyif veriyor ama sonrasında da zararını çekiyorsun…yarın öbür gün ilişkiden, bin bir türlü saçma psikolojik bahanelerle sıkılıp, karşıdakini yarı yolda bırakınca, bu sefer ben de üzülüyorum.. sanki ruhum parça parça oluyor,

insanlığımdan bir miktar daha eksiliyor.. kötü hissediyorum lan..

Gece yatağa uzanıp, günü düşününce de biraz kötü hissettim kendimi..

Tolga sonuna kadar haklıydı.. evet, bir şeyler olmuştu, olacaktı aramızda çiğdemle.. gelen iyi geceler mesajı da bunu destekler nitelikteydi , nükte yapıyordu sanki.. aramızdakinin sıradan bir arkadaşlık olacağını beklemek fazla saflık olurdu doğrusu.. bugün bile kaç kere göz göze gelmiş, dudak dudağanın kıyısından dönmüştük..

Bir gün o da yaşanacaktı ve biz, belki de dillendirmeye bile gerek duymadan sevgili oluverecektik.. tamamen kontrol dışı.. aylardır üzerinde denetim uyguladığım, baskı kurduğum güdülerden alakasız bir oluşum..

iyice düşündüm o gece.. eksileri, artıları tarttım…ne istediğimi sordum kendime..”ne istiyorsun tsigalko?” “bir başka muhtemel kırık kalp daha mı?”

Yo..yo..cidden bunun peşinde değilim.. skor peşinde de değilim artık.. başkasına olan kinimi ve nefretimi diğer insanlardan çıkarmak çözüm değil..o kadar götüm tutuyorsa, gider ayşeni önce ozandan ayırır, sonra da kendim çıkar, siker bırakırım.. buna götün yiyor mu
tsigalko? Ha? Yiyor mu?

Yemiyorsa sus otur o zaman.. siktir ol git hatta..
Peki çiğdemle aramızdakiler, çiğdemin kendisi? O durumlar ne olacaktı?

şimdi, bakıyorum şöyle bir,

Kız güzel mi? Güzel..

Hoşuma gidiyor mu? Çok…ısırmak istiyorum hatta..

iyi aile kızı mı? Yani, biraz erken teslim etti kendini belki ama öyle kaşar üretim merkezin menşeli olmadığı da belli.

Peki onunla çıksam.. sonra ayrılsam..ne olur? Ölür mü yani? Ne kaybeder?..alt tarafı bir ilişki yaşamış olur işte..bir şeyler öğrenir..ha, ayrılmak zorunda da değilim tabi, kendimi niye öyle şartlandırıyorum ki?giderse de gider canım gittiği yere kadar yani.. olan şeyi neden bozalım?

hayır yani, beni korkutan olay, önceki ilişkilerimin finalleri.. ulan mine ile çıktık, kız süt kuzusuydu.. ayrılınca sudan çıkmış balığa döndü, dünyası yıkıldı, fazla üzüldü..

Ebru desen.. ebru..ah ebru ah..hala içimde bir ukte var sana karşı biliyorsun değil mi?..neyse, ebru desek, o da psikopat.. insan bu kadar sever mi aq? Ne var yani, bok mu vardı da bende zorla girdin aklıma, ne oldu sonra, ikimizden de kopardın götürdün bir parça..

Ceyda, o da ayrı bir deli.. konuşmak bile istemiyorum bu konu hakkında aq..hala hem üzülüyorum, hem sinirleniyorum aklıma geldikçe..amk manyağı.. böyle bir şey mi var ya..demek ki evlenip ayrılsak intihar filan edecek aq..sikeyim kafa yapını afedersin..

E şimdi, böyle ilişkilerden çıktıktan sonra, insan ister istemez tırsıyor aq biriyle başlamaya, ya bittiğinde yine böyle, hatta daha beteri olursa diye.. çekincelerimi ve ürkekliğimi mazur görün a dostlar.. piç miyim, puşt muyum, ibne miyim bilmem de, ben duygusal adamım.. birinin benim yüzümden fazlaca üzülmesi koyuyor bana, öyle kesip atamıyorum..
çiğdemle aramızdakilere bir şans vermeye karar verdim..ben gene üzerime düşeni yapacak ve kendimi frenleyecektim, bugün, zor da olsa başarmış ve pek açık vermemiştim.. yine öyle olacaktı bir süre, çiğdemi tamamen tanıyana ve bana uygunluğunu ölçene kadar, bu şekilde devam edecektim..o ise, ara sıra yakaladığımız duygusal anlardaki kaçak dövüşüme muhtemelen önce kızacak, sonra da geçmişte yaşadığım kalp kırıklıklarını düşünüp (tabi eğer tuğçe ve seda bahsettiyse, ki ben yanlış bilgilendirildikleri Ceyda olayını çiğdem le paylaştıklarını düşünüyorum) bana daha da fazla sevgi ve saygı duyacak, diğer erkeklerden farklı olduğumu görünce daha da fazla güvenecekti..

Ertesi gün yemekte tuğçe ve seda ile oturdum, sanki çiğdemden duymamışlar gibi, bana da günü zorla anlattırdılar, detaylar istediler, ben anlattıkça da sanki icadının istediği gibi çalıştığını gören bilim adamı gibi kıvandılar, övündüler yaptıkları çöp çatanlıkla,

“ayy valla çok yakışıyorsunuz bence birbirinize, zaten ben olacağını düşünmesem tanıştırmazdım sizi” dedi tuğçe sırıtarak,

“kızım daha bir şey olduğu yok la, bir gün buluşup gezdik alt tarafı (:”

“e tamam işte, flört ettiniz, artık bundan sonrası zamanlama meselesi ;)”

“çiğdemle de konuştunuz demi kesin? Anlattı mı size? Benim hakkımda ne dedi? (:”

Biraz tereddüt ettiler, sonra birbirlerine bakıp sırıttıktan sonra bu kez seda konuştu,

“konuştuk onla da..öyle anlattı o da işte biraz.. (:”

“ne dedi ne dedi sen onu söyle, benim hakkımda bir şey dedi mi?”

“çok düzgün çocuk tsigalko dedi, iyi aile terbiyesi almış belli, hali hareketleri, tavırları çok güzel dedi x)”

“hadi be..yeme beni, harbi ne dedi lan merak ettim.. benden hoşlandı mı acaba?” deyip çamura yattım,

Kızlar gene gülüp birbirleriyle bakıştıktan sonra,

“e çatlak oğlan, sen hoşlanmadın mı? Resimlerinizi gördünüz, sonra canlınızı gördünüz, herhalde birbirinizi beğenmeseniz daha da dolaşmazdınız yani (:”

“ne biliyim yeaa.. emin olamıyorum ben böyle şeylerden, malum…kime güvensek..” deyip zerre hakkım olmayan bir konuda mağduru oynadım, seda hemen anne moduna geçti,

“ahh kuzum.. yaralı aslan bu ablasıı (: kıyamam..ama güven sen güven çiğdeme, iyi kızdır çiğdem, hem referansı bizim yani bak :p”

“hımm iyi madem, bir terslik olursa, acısını sizden çıkarıcam demek ki, anlaştık :p”

“ayy seda, kötü mü ediyoz kız yoksa bunları birbirine yapmakla, sonra bu kapımıza dayanmasın :p”

“olabilir valla kızlar, ona göre bak, arıza çıkarsa sizden bilirim”

“sus sus hele, manyak şey, sanki beyaz eşya alıyor.. garanti belgesi yapalım sana bir tane he paşam, ne dersin x)”

Gülmeye başladık..
Görünen o ki, bizim aramızdaki iş artık harbiden de ufak bir zamanlamaya kalmıştı.. ciddi ciddi sevgilim olmak üzereydi lan yine? Hem de sıfır emekle.. gerçi mine hariç pek emek harcamamıştım diğerlerine.. hatta galiba sorun da bu..ne derseniz? Acaba beni süründürmesi, peşinden koşturması mı gerekiyor bir kızın ki onu sonuna kadar sevebileyim? Ayşen e karşı içten içe hala bile olan kazanamamışlık duygusunun da sebebi bu mu?

Ben.. hayatımda ilk kez, birini istedim..onu sevdim.. hayaller kurdum üzerine, rüyamda gelinlikle bile gördüm, neler düşündüm, neler kurdum zihnimde..

Ama olmadı.. olmayınca da küstüm, bir şeyler istemeye, birilerini sevmeye korktum.. işte o ara da, inadına yapar gibi, hep beni sevenler çıktı piyasaya, kolay elde ettim onları, kolay, eğlenceli ilişkiler yaşadım.. sonra da kolayca vazgeçtim.. benim vazgeçmeyeceğim, vazgeçemeyeceğim kadın, beni zorlayacak olandı.. peşinden sürükleyecek olan..iyi ama benim yaşadığım o mağlubiyetten sonra, ne aşka, ne aşık olmaya, ne tutkuya, ne de peşinden koşmaya mecalim yoktu kimsenin..

O zaman da, fark ettiğiniz gibi, kısır bir döngü meydana çıkıyordu..bu kısır döngü ise, benim devamlı birilerini harcamama ve nihayetinde de ne onlara ne de kendime yaramayışıma, aslında kendimi harcayışıma neden oluyordu.. tükettikçe tükeniyordum da, farkında değildim aq..

Her halde bundan sonra da kimseyi sevemem.. öyle peşinden koşmak filan hele.. piiiuuu…yaş iş..ne kadar güzel olabilir ki bir kadın? Ne kadar sevebilirim ki onu sınırlı ve deforme kalbimle?..beni ne kadar etkileyebilir ki?..herhangi bir güzellikten fazlasını yapabilir mi?..e hadi desek ki, o beni çok sevecek, onun sevgisi beni etkileyecek, deyim yerindeyse imana getirecek, öyle de olmadı.. ebru olayı malum..

Lan..

Ne bok yiyeceğim ben arkadaş anlamadım ki..kime “aşkım” “hayatım” diyeceğim, içinde yalan ve tereddüt olmasızın.. kiminle evleneceğim? Zamanı gelip de, artık bir yuva kurmam neredeyse zorunluluk halini aldığında, bu kez de bir başka masumu, bir ay,bir yıl değil, bir ömür mü kandıracağım? (ve tabi kendimi de).

Ben bunu istemiyorum lan..ben yalanlar, aldatmacalar, hissizlik üzerine bir ilişki, böyle bir hayat istemiyorum.. keşke sevebilsem yeniden.. aşık olabilsem düşünmeden.. hesap etmeden…koşsam, onun, o şanslı kızın peşinden.. düşsem…parça parça olsa dizlerim..ama yorulmasam, yenilmesem, özellikle de 3. Bir şahış tarafından mağlup edilmesem.. koşsam..koşsam.. düşe kalka kovalasam.. sonunda tutsam elinden.. sarsam belinden…dudaklarımız buluşsa, ve hayatımın rüyası, uyanmamak üzere başlasa yeniden..70 imize, 80 imize geldiğimizde bile otursak el ele, diz dize, tıpkı o huzur evindeki gibi.. tonton amca.. tonton teyze..

çocuklarımızı, torunlarımız sevsek..tek yastıkta kocasak, sadece bedenen değil, ruhen, kalben de bir olsak, birleşsek.. kayıtsız, şartsız ve menfaat gözetmeden..

Sadece sevsek..

Sevebilsem..

Sevilebilsem..

Çok mu şey istiyorum lan.. anlamıyorum abi.. anlamıyorum..en başından beri, bu kadar mı zor kaderine yazılmış olan ile bir araya gelmek..
Sınıfa çıktım.. laboratuar dersi için önce ön bilgi verilecek, bu maksatla başka bir sınıfa geçecekmişiz önce.. eşyalarımı toparladım, kafamda uçuşan, oradan oraya savrulan hayaller ve düşünceler arasında kendime yol açtım, sınıfın çıkışına doğru ilerledim.. giderken cam kenarına doğru bir bakış attım gayri ihtiyari.. oldum olası nefret etmiştim o cam kenarlarından ve oradaki sıralardan.. sırf malum kişiler yüzünden, başka sınıflarda, hatta başka mecralarda bile, sanki o sıralarda, o masalarda oturanlar bana hep riyakar, üç kağıtçı, kötü insanlar gibi görünmüştü resmen.. telkin edemediğim bir ön yargı ve olumsuz saplantı oluşmuştu beynimin içinde cam kenarlarda, masalarda, sıralarda, sandalyelerde oturan insanlara karşı..

Niye baktıysam baktım o nefret ettiğim cam kenarına doğru.. ayşen i gördüm.. umursamazca kafamı tekrar önüme çevirecektim zira artık beni ilgilendirmiyordu onun varlığı, alışmıştım, sindirmiştim bazı şeyleri..ki..o da bana baktı.. göz göze geldik..ama bunun, çiğdemle ya da diğer ilişki yaşadığım kızlarla göz göze gelişlerimle alakası bile yoktu malum.. göz göze geldik işte dediğim gibi.. sanki babasını öldürmüşüm gibi baktı bana kevaşe.. ateş saçarak, nefretle.. hatta sanki iğrenerek..lan.. orospu!..ne yaptım lan ben sana? sevdim lan?! Sadece sevdim lan!!! Sevdim!

O adam diye koluna takıp dolaştırdığın kavat, benim yüzde birim kadar sevmiş midir lan seni? Ha? Yoksa sadece güzel kalçalarını kasıklarının üzerinde hissetmek, güzel boynuna, dudaklarına, yanaklarına, kendi vantuzlarını yapıştırmak için, karı kızsız gezenlere “ezik” dendiğini sandığı için seni listesinin bilmem kaçıncı sırasına yazan o orospu evladı, seni, arsız bir çocuğun oyuncak istediği gibi mi istedi?

Bana bunun cevabını ver lan! Ver.. verebilir misin? Veremezsin orospu.. veremezsin..çünkü senin de haberin yok biliyorum.. senin her santimini bilen o adamın, sen ne mal olduğundan haberdar değilsin daha.. belki de haberdarsın.. tencereydi o..yuvarlandı.. kapağı sen oluverdin.. nasıl sindirdin.. nasıl kabul ettin..

Ben seni sadece sevdim orospu..o yüzden, şimdi bana öyle bakma.. hakkın yok bana ne kızmaya, ne de küçümseyip, aşağılamaya..ama benim hakkım var..ne yapsak hakkım.. nasıl baksam, nasıl davransam hakkım ulan.. oynadın benimle.. toydum, tuzağına düştüm..it gibi yarıştırdın beni.. para gibi kapıştırdın.. köle gibi dövüştürdün beni sen..

Sonra da gittin, onu seçtin..

Bana öyle bakma orospu..

Ama ben.. benim senden hesap soracağım gün elbet gelecek.. mahvettiğin hayatımı, yıktığın hayallerimi suratına çarpacağım gün gelecek..ve sen, o gün o masum çocuğun duygularıyla oynamanın hesabını vereceksin..son gülen ben olacağım sen ağlarken..ve nihayetinde, seni de, saplantılı geçmişimi de gömüp gideceğim.. yalnız önce geleceğim…senin için…senin için geleceğim ayşen..

Ve bunun için ne gerekiyorsa yapmaya da hazırım..o nefretle attığın bakışların, bana yalvardığını görmek için..bir gün elbet.. yapacağım..ne gerekiyorsa..o adam olacağım…sevdiğin tiplerden işte..o zaman görüşürüz..

Bana öyle bakma…bakamazsın…hakkın yok..

Birkaç saniye kaldık öyle, aramızdaki gerilimi volta döksen, küçük bir şehri aydınlatırdı desem yeridir..en sonunda kaçırmak zorunda kaldı gözlerini, bense etrafı taradım.. pezevengi yanında değildi.. zaten o yanındayken genelde ya ona, ya da yere bakıyor.. kör edeceğim o gözlerini.. göreceksin..

Birkaç saniye, beni ağzıma kadar hınçla doldurmaya yetmiş, bütün düşüncelerimi tepetaklak etmiş, huzurumu kaçırmış, yok etmişti..

Yine de bu sahne için ayşen e minnettarım.. eğer o bakışma olmasaydı, sonrasında her şey çok daha farklı olabilirdi..

Sınıftan çıktım.. kararımı vermiştim..
Bana rahat yoktu beyler.. korkan insanın, korkusuyla yüzleşmesi, nasıl onun için bir tedavi gibiyse, benim de yüzleşmem gereken kişiler vardı.. hesap sormam gereken.. çok önce sorulması gereken, çoktan sorulmuş olması gereken hesaplar..

Ama bu şansı başlangıçta kaçırmıştım.. şimdi ise, yeniden yakalamam için eskisinden çok daha güçlü, çok daha akıllı, çok daha baştan çıkarıcı olmalıydım.. başka türlü bu paslı çivi misali hayatıma saplanan hatıradan kurtulmam mümkün değil.. bırakıp gitmek, üzerini örtmek benim tarzım değil..yok etmem gerek benim..tam etmem, tamam etmem gerek, yarım bırakmak değil..

Yoksa asla normal bir insan olamayacağım.. normal bir insan gibi sevemeyeceğim.. çok öncelerinde yapmayı unuttuğum için, şimdi oyunu bitirmeme engel olan bir görev gibi bu anılar.. geri dönmeliyim.. daha da güçlenerek geri dönmem gerek.. yenmem gerek bu kez..ya da bir nokta koymam gerek.. ilerde bir gün, 5 yıl sonra, 10 yıl sonra 50 yıl sonra, böyle hatırlayamam yaşananları…isteğim gibi, her zaman yaptığım gibi hatırlamalıyım.. böyle bitemez.. bitmiyor da zaten.. düzgün şekilde bitirecek olan benim..

çiğdemle filan bir araya gelmeyeceğim.. hayır..o kız.. bana bir faydası olmaz.. benim skor yapmam lazım.. kötü kızlar lazım bana.. onları tanımam lazım.. onları elde etmeyi öğrenmem lazım.. sonra onları uysallaştırmalıyım.. kendi istediğim kıvama getirmeli ve sonrasında da..evet…eğer bir şeyler yapacaksam, deney, yöntem peşindeysem, ham maddeyi doğru seçmem lazım..ev kızlarıyla olacak iş değil bu..bana kaşar lazım.. orospu lazım.. yollu lazım.. lazım oğlu lazım..

Kantine indim, nilay el salladı, yanına gittim,

Ufak bir selamlaşmanın ardından, beni istem dışı şekilde yeniden sıkıntılara sokması muhtemel bir cenderenin içine atacak konuşmasını yapacaktı…lanet olsun..bir kez olsun karar verdiğim yolda engelsiz yürüyemeyecek miydim ben?..
bu gecelik bu kadar olsun panpalar,

takip edenlere teşekkürler, yorumlarınızı esirgemeyin, görüşmek üzere ;)
takip eden panpalara selamlar,

pis yerde kaldı farkındayım, dün de yazamadım yprgunluktan kanepede uyuyakalmışım amk..
bu gece programım var, ancak bugün ve yarın gün içinde yazıp, pazar gecesine toplu gireceğim.

saatlerimizi pazar 22.00 ye ayarlayalım, bu sefer yamukluk çıkması için bir ihtimal yok, dediğim saatte burdayım inşallah,

yorumlarınız ve küfürler için teşekkürler, dağarcığım epey genişledi sayenizde aq (:

görüşmek üzere
@genclerhayrola ayıp ettin panpam valla,

gelicem dediysem gelicem ;)

derbiden sonra burda da bir derbimiz var (:

bu arada özelden yazan arkadaşlara da teşekkür ederim, genelde kalplerimiz, acılarımız ve mutluluklarımız bir.. keşke bu kadar zor olmasa şu gönül işleri, bu kadar zor olmamalı beyler mutlu olabilmek ve ben eminim ki çoğunuz * mutlu olmayı, sevilmeyi hak eden güzel adamlarsınız. umarım allah gönlünüze göre verir ne diyim.

özel mesajlara da ayrıca zaman ayırıp yazıcam, cidden güzel şeyler var, savsak cevaplar vermek istemiyorum ;)

gece görüşmek üzere, hepinize sevgiler
selamlar panpalar,
maç bitti, yemeğimi yedim geldim,

5-10 dakika içinde başlarız ;)


Allak bullak olan bir kafa.. damarlarımda ateşi kaynayan başka bir savaş..ama bu kez hedefim, yolum doğru.. hissediyorum arkamdaki kuvveti..hem melek, hem de şeytan benim tarafımda bu kez, kollarımın altına girmiş, uçururcasına sürüklüyorlar beni savaş meydanına, boksörünü ringe uğurlayan bir antrenör gibi..

Sırtımı sıvazlıyorlar, kulağıma cesaret verici cümleler fısıldıyorlar..”düşersen, kaldırmak için orada olacağız..ama düşmeyeceksin tsigalko.. uçacaksın bu kez” diyorlar..

Başından beri belli olmuştur zaten, duygusal bir insanım..ama sorun şu ki, insanlar birileri için bu tanımı yaparken, “nefret” ,”intikam”, “kin” gibi şeylerin de birer duygu olduğunu unutuyorlar.. evet, duygusal bir insanım ben..

Hırs ve nefret duygularının her bir hücresini istila ettiği, duygusal bir insan.. bütün duygularım, duygularıma zarar verenlerin duygularına zarar vermek üzere kurgulu ve modifiye..
http://fizy.org/#s/3wl5x0

“hiç söylemiyorsun ya tsigalko aşk olsun!” diye çıkıştı nilay ufak selamlaşma sohbetimizin ardından,

“neyi kız?” dedim saf saf, neden bahsettiğini anlamamıştım harbiden de.

“yeni manita yapmışsın ya? ;) “

şaşırmıştım..öncelikle, yeni bir manita yaptığım filan yoktu, sonra, olsa bile, bu haber nilayın kulağına nereden uçuvermişti böyle 1-2 gün içinde?

sanırım kızlar, birbirleriyle, sandığımdan çok daha fazla konekşın halinde beyler..aralarında özel bir haberleşme ağı var resmen..içine sızılamayan, dinlenemeyen, şifresi çözülemeyen, özel bir hat..

“ne? Yok..yok be güzelim (: nerden duydun sen bunu?”

“hah işte, klasik erkek inkarı, “nerden duydun” “kim görmüş” (: biliyorum olm işte..çok güzelmiş duyduğuma göre, hadi yine iyisin :p”

“ya güzelim, cidden yok öyle bir durum..tamam, aslında var da, yani manita durumu yok..öyle..arkadaşız sadece..”

“hımm..valla benim bildiğim arkadaşlar kol kola el ele gezmezler ama, neyyyseee (:”

“niye la, senle de gezmiyoz mu kol kola?”

“bırak tsigalko şimdi..saman altından su yürütüyordun işte gene, yakaladım, bu sefer “beni kurtar nilaayy” diye mesaj da atmadığına göre, demek ki beyimizin hoşuna gitmiş, artık her kimse, gizemli yengemiz..öhmm şey, gizemli “müstakbel” yengemiz :p”

“öff..valla dilinize düşmeyelim ha..kimden duydun sahi bak hala cevap vermedin soruma?”

“canım napıcan kimden duyduğumu, kızlar konuşur..daha öğrenemedin mi? (:”

“hey allahım yea…o zaman söylemem ben de bir şey, “yeni manitam” hakkında (:”
“aa olur mu, ben sana ne diyecektim bak şimdi, sen, onu davet ediyorsun, sonra ben de geliyorum seninle, beni tanıştırıyorsun okey? ;)”

“ne ne ne? Hayatta olmaz..”

“olur olur..tamam mı bak, bu akşam hatta..seni kankamla tanıştırıcam dersin, onun da hoşuna gider hem senin yakınlarından biriyle tanışmak, şöyle bir karşıma otursun bakalım bir test edelim, tsigalkomuza layık mı (:”

Bu da nerden çıkmıştı böyle şimdi? Ne alakaydı?
“nilaycım..bak bir şey söylücem, alınma ama, bayram değil, seyran değil, nerden esti bu böyle şimdi? Çok çocukça bir davranış bence”

Ters ters baktı,

“niye ya? Tanışmak istiyorum ben kızla! Tanıştırmayacaksın yani benle öyle mi?”

“güzelim, tanışırsın tanışmasına da, böyle sanki sevgiliyi kayınvalide ile yemeğe götürür gibi oldu..tuhaf oldu biraz, nerden esti yani onu diyorum”
http://fizy.org/#s/1svg36

iyice kızdı,

“tamam…tamam bir şey demiyorum ya..ne bok yersen ye…biz şirinlik yapıyoruz, işin olmasına belki faydamız olur diye ortaya fikir atıyoruz, tsigalko beyin keyfine gelmiyor..tamam ya..sen kendin devam et bildiğin gibi o zaman..bunla da iki gün turlar ayrılırsın..ama sakın bir daha benden bu konularda ne tavsiye, ne de yardım filan isteme tamam mı..sen görürsün kendi işini, olmadı yeni kankaların yardımcı olurlar zaten, pek hevesliler..”

Haaa..şu meselee..jetonum geç de olsa düşmüştü..

Ya tuğçe ve sedadan direkt olarak duymuştu ya da bir başkasından öğrenmişti, şu ana kız ayarlama çalışmasını ve, bunu diğer kızların beni tamamen kendilerine yakın tutma girişimi olarak yorumlamıştı..o yüzden şimdi kendisi de olaya dahil olup, en yakın kız arkadaşımın, onlar değil, kendisinin olduğunu kanıtlamaya çalışıyordu..

Doğru ya, ortada tsigalkoyla ilgili bir gönül meselesi olurdu da, nilay nasıl bu durumun dışında kalırdı? Muhtemelen bu yorumuna binaen (hele bir de onlar söyledilerse, hava atma maksatlı) o iki kızdan iyice nefret etmişti ve içten içe bana da kızmış olmasına rağmen, bir şekilde bu ani teklifle olaya dahil olarak duygularını belli etmeden durumu lehine çevirebileceğini düşünmüştü..

Ama hesaba katmadığı bir şey vardı, ben, tam da şu andan itibaren, çiğdemle irtibatımı kesmeyi planlıyordum?!

Ahh ah şu kızlar..ve kıskançlıkları..

Kantin çıkışına doğru seyirten nilayı kolundan yakaladım,

“gel gel bi Dakka”

“bırak kolumu!” dedi asice, bu tavrı beni kızdırdı,

“nilay!..saçmaladığının farkındasın demi? Gel şuraya bakayım..”

Birkaç saniye durup öfkeyle yüzüme baktı, bende kolunu tutan elimi biraz daha sıktım..

“tamam haklısın” dedi sonra aniden sönüp..”bu biraz çocukça oldu sorry :}” aniden değişen ruh hali beni de değiştirdi..yarı sinirli güldüm,

“delilerle uğraşıyoruz ya..gel..otur şuraya..”

Oturduk, gözlerini pörtletti, gülümseyerek ve sorar bir ifade ile yüzüme bakmaya başladı, beklentisini karşılamak için yeniden konuştum,

“tamam..tanıştırayım bu akşam..ama kız müsait değilse, gelemezse karışmam”

“tamam” deyip sırıttı.

“peki şimdi sen de cevap ver, cidden, kimden duydun sen bunu?”

Sıkkın bir şekilde gözlerini kırpıştırdı,

“öff..şu yeni ekürilerinden duydum kimden olcak..”

“tuğçelerden mi?..gelip direkt söylediler mi sana yani?”

“yok be..ben kulak misafiri oldum da..ama bilerek duyurduklarına eminim yani..gıcıklar.."
Vay vay vay.. olaylara bak sen..bu ikisi de az zilli değil ha..nilayın onlardan pek hazzetmediğini biliyorlar, onlarda şimdi güya ona gol atmış oldular yani.. ulan nedir derdiniz bir anlasam.. yani arkadaşlık durumlarında bile erkekleri birbirinizden kıskanıyor, diğer yakınlarından koparıp tamamen kendinize bağlamak istiyorsunuz.. kızlar..bazen gerçekten çok bencil oluyorsunuz.

“hımm.. yani, bunu seni sinir etmek için söylediler diyorsun?”

“evet! Evet.. hatta şu kız ayarlama olayı bile seni benden uzaklaştırmak adına yani..”

“Allah Allah..” deyip pis pis güldüm, “sen beni kıskanıyorsun yani onlardan öyle mi (:”

Atarlanıp “yok mok” der sandım, ama tam tersi, bakışları iyice yumuşadı, eli omzumu sıvazladı, şefkat dolu bir sesle konuştu,

“herhalde yani.. hayır, şuna sinir oluyorum bir de, ben senle onca zamandır tanışıyorum, o kadar şey paylaştık, bunlar birden bire senin hayatına girip nasıl seni aralarına almak gibi bir hak iddia edebiliyorlar anlamıyorum.. daha dün bir, bugün iki.. hemen kızlarla tanıştırmalar filan…hep hesapçılık işte.. tribünlere oynuyorlar..e tabi kız deyince tsigalko da dayanamıyor, damardan girdiler yani.. işine geldi seninde demi (:”

Güldüm..bu kız hakikatken iyi bir kızdı be..valla.. aynı anda hem saf, hem de bilmiş olabiliyordu..ben de dostça uzandım koluna,

“ah be canım…arkadaşım onlar benim.. arkadaş yani, anlaşıyoruz işte, bir şeyler paylaşıyoruz..o kadar.. senle bir olabilir mi kimse? Ha?

Senin yerin apayrı.. onlar, ve diğer kim varsa, arkadaşım, sen, dostumsun benim.. kankamsın..gerçi kanka ayağı göt ayağı derler ama :p”

Gülmeye başladı, “manyak ya (:” ama hala üzerinde az önceki sitem anının duygusallığı vardı, gözleri biraz dolu dolu mu olmuştu?

Yoksa bana mı öyle geliyordu..

“öyle yani.. beni onlardan kıskanmana gerek yok.. ayrıca beni kızla filan da kandıramazlar yani..ama işime geldiği kısmı doğru :p..gözlerin mi doldu senin :p”

“üff..sus be..gerizekalı (:” gülümsedi, ama bu sefer harbiden duygusala bağlamıştı.. dudağı filan titredi, gözlerinin dolduğu artık su götürmezdi…lan.. şaka maka kız ağlayacak resmen salakça bir durum yüzünden..”ağlıyon mu? Bebe” tarzı espriler yapsam, fayda etmez,

“hişşş canım, bak bakayım bana, ne oldu?” desem, hepten koyuverecek..

Lan bak gene en sevmediğim, en pis durumlardan biri işte.. ağlamak üzere olan bir kız, ve benim bunu engellemek adına ağzımdan çıkacak olan her türlü söz, sadece durumu hızlandırmaya yaracak.. hadi onu geçtim, bir de durum çok salak bir durum…aq burada bu kadar duygulanıp ağlayacak ne var? Ama herhalde başka bir mevzu var beyler..bu da bahanesi mi oldu ne?..
http://fizy.org/#s/2b7n79

“nilaycım?” dedim temkinli bir ses tonuyla..

Bir şey demeden baktı, yutkundu..kendini zor tutuyor belli..aniden bastıran sağanak yağış gibi, bir anda gülüp eğlenirken, şimdi resmen Sinan çetin in programlarına bağladık durumu aq..bir de fonda gül pembe çalsa tam olacak..

“nilay?..bir şey mi oldu canım?”

Evet, bile bile hatayı yapmıştım..zaten akacak kan damarda durmaz derler, nilayın da ağlayası varmış, o saatten sonra engellemek imkansız..

Biraz daha direndi suskun şekilde..sonra yüzü titreşti..mücadele edişini görebiliyorum ve bu benim de içimi acıtıyor..patladı patlayacak kız..sandalyemi yanına yaklaştırdım..kolumu sırtına doladım..diğer elimle çenesinden yakalayıp gözlerimizi sabitletledim,

“kız?..ne oldu bakayım söyle çabuk”

Beklenen oldu nihayetinde..yüzünü göğsüme gömüp hıçkırmaya başladı..hay aq ya…lan bu sahnelerde teselli eden olmak kadar zor bir şey olamaz..elimle başını okşadım, sırtındaki elimi sıkıp güç vermeye çalıştı,

“nilay..nilay..bak bakayım bi ya..ne oldu kızım böyle, sizinkilerle ilgili bir durum filan mı var? Hişş..bak bi..yapma böyle bak acayip üzülüyorum bende..hey..”

Sesim titremeye başlamıştı..ter bastı aq..bin bir türlü şey geçiyor aklımdan…bir yandan acaba ne oldu diyorum..hastalık durumu filan mı var, ailesinden birinin bir sorunu mu var…kendisinin bir sorunu mu var..sonra, bir de kızın sevgilisi var abi yani, hem de o kişi, benim en yakın arkadaşım..tamam biz de nilayla kankayız filan da, eğer omzunda ağlaması gereken biri varsa, o da tolgadır yani..böyle olunca şimdi ben de kendimi kötü hissetmeye başladım, utandım yani biraz sözün kısası..

Biraz daha kaldık öyle, bu nasıl hıçkırıyor..burnunu çekiyor..lan..o kadar eğlenceli, pozitif, erkek gibi dirençli kız, bir anda kedi gibi oldu resmen..belli ki bir şeylerin birikimi boşalıyor..her zaman güçlü ve neşeli görünmenin, acıları ve olumsuzlukları içine atmanın bedeli ödeniyor…ve böylesi kritik bir an da onun yanında olmak da bana nasip oluyor aq..hadi baş başa olsak gene sorun değil ama, kantinin ortasındayız..yakındaki masalardan kaçamak bakışlar atılmaya başlandı bile…

Nihayet kaldırdı kafasını, zorlukla, kesik kesik konuştu,

“her şey ters gidiyor bu aralar..etrafımdakiler benden uzaklaşıyor..”

“neden ya..nasıl?..şey, tolgayla filan mı bir şey oldu yoksa? Ha?”

Hıçkırıklarını bastırmaya çalışarak konuştu tekrar..

“annemle babam ayrılıyor abi galiba…” dedi, yüzü yeniden ekşidi..yaşlar sel gibi boşanıyordu…”tolgayla da kavga ettik dün..çok ağır bir şey değildi ama, anlayış konusunda sıkıntısı var biraz..benim durumumu algılayamıyor şu an…sonra sen de yoksun..gittin saplandın başka tiplere..kızlar desen, hepsi kendi dünyasında..çok yalnızlaştım bir anda tsigalko, korkuyorum…”

şoke olmuştum..vay aq…harbiden de ben başka dünyalarda dolanıp, kendi işime gücüme bakarken, nilayı ihmal etmiştim ve bu konuda sığındığım bahane de çok salakçaydı doğrusu (şu, “senin artık sevgilin var, yanlış anlaşılırız” bahanesi), o arada da olanlar olmuş işte..

“ya..nasıl yani..kötü müydü ki evde durumlar :/”

“yoo aslında öyle kavgaları filan yoktu ama..bilmiyorum ki tsigalko..belki de bana yansıtmadılar, yanımda iyi karı koca rolü yaptılar..bilemem ki..zaten ayda yılda bir gidiyorum okul zamanı..herhalde beni bozmak istemediler..”

Valla çok zor bir durumdu..şimdi böyle bir durumda da ne denir, nasıl teselli edilir bilmem ki?..muhtemelen tolga da bilmiyor tabi, durum öyle olunca da nilayla kavgaları kaçınılmaz olmuştur tabi..

“sen nasıl, ne zaman öğrendin peki?” diye sorum..elimden gelenin en iyisi bu olmuştu o an için..

“ben geçen sefer gittiğimde, hemen vize sonrası işte, sürpriz yaptım bunlara, yani geleceğimi söylememiştim..işte..gittim, gece 9 gibi filan vardım, babam yoktu evde…onun da hiç adeti değildir yani öyle gece çıkmak filan, hele ki tek başına…öyle annemi tek görünce sordum bir şey mi oldu filan diye..o da geçiştirdi, yok mok dedi, arkadaşına gitti bilmem ne bir şeyler salladı bana..ama ben tanırım yani babamı..annemi de..ben öyle aniden baskın yapınca o da şaşırdı biliyorum..hazırlıksız yakalandı..”
http://fizy.org/#s/1a7n1l

Hayret ve kaygıyla dinliyordum..allahım..ne kadar kötü bir şey..bir an için kendimi onun yerine koydum da..eve gidiyorsunuz..o özlediğiniz ve en iyi ihtimalle aydan aya görebildiğiniz mutlu tabloya kavuşmanın hayaliyle..sonra bir bakıyorsunuz böyle böyle bir durum var..kendi ailemi düşündüm..kendi, kusursuz görünen ailemi..annemi, babamı ve onların sorunsuz ilişkilerini..sonra birden bunun kurgu ya da aslında zorlamayla devam eden bir durum olduğunu filan öğreniyorum…of of of..çok kötü beyler..felaket gibi..kıyamet gibi…

“gece de gelmedi babam..bütün gün yoktu yani..ben de annemi çok sıkıştırmadım çünkü zaten sıkıntılı görünüyordu..dedim bakalım bir yarın olsun da, belli olur..ama inan hiç böyle bir şey aklımın ucundan geçmiyor..şey diye düşündüm ben, acaba dedemlere filan mı bir şey oldu da böyle apar topar gitti, bana da üzülmeyeyim diye söylemediler filan..”

Hem anlatıyor, hem ağlıyordu..arada göz yaşlarını kuruluyordum, “nilaycım, istersen dışarı çıkabiliriz ha? Biraz hava alırsın hem, hadi canım? Anlatmaya devam et sen bana?”

“tamam” dedi, kalktık, koluna girdim, çıkardım dışarı, çardaklardan birine oturduk..daha sakin bir yere gelmek iyi oldu..

“sonra?” diye sordum,

“işte sonra..ertesi gün öğlen geldi babam..önce mutfaktan çıkmadılar ikisi..ne yapacaklarını konuşmuşlar heralde..ben o ara biraz bu ihtimalden kuşkulandım..ama olmaz diyorum yani..hani, mümkün değil gibi geliyor..sonra..geldiler işte..beni karşılarına aldılar..öyle..konuştu babam, işte pek iyi gitmiyor evliliğimiz diye..ama senin için idare etmeye çalışıyoruz..en azından üniversiten bitene kadar..yansıtmayalım diye düşündük filan dedi..ama cidden yani..çok iyi insandır hele babam filan..çok da iyiydiler..nasıl olur aklım almıyor hala..çok ağladım o gün tsigalko…geldiler sarıldılar filan ikisi bana..birbirlerine..”

Yeniden hıçkırıklara boğuldu..sarmaladım iyice, içim parçalanmıştı aq..
“bilmiyorum ne geçti aralarında.. neden böyle oldu..onu söylemiyorlar.. sadece, anlaşamıyoruz diyorlar…babam ayrı eve çıkmış..ben geleceğim zaman bir araya geliyorlarmış idare etmek için, ama ben buradayken, herkes kendi evindeymiş filan.. aylardır resmen uyutmuşlar beni.. dedim, yaz gelince ne yapacaktınız.. yine bir şey değişmezdi dediler, senin için idare edebilirdik, düşman değiliz dediler.. hakikaten de..olamazlar yani.. onlar resmiyette ayrılsa bile, yine görüşür, konuşular.. nasıl oldu da o kadar iyi iki insan bu duruma geldiler.. aşk mı bitti.. aldatma filan mı oldu.. bilmiyorum..söylemiyorlar.. heralde hata yapana cephe alırım diye…o kadar da düşünüyorlar hala birbirlerini..”

Soluksuz dinliyordum..”hiç ümit yok mu?” diye sordum, “yani, bir şekilde hala birbirleriyle geçinebilir gibi görünüyorlarmış, birbirlerine katlanabiliyorlarmış.. hani, belki de toparlarlardı bir şekilde?”

Biraz durdu.. muhtemelen, dediğim şeyin olduğunu hayal etti..bir kaç saniyeliğine de olsa, gelecekte, yeniden eskisi gibi mutlu ve bir bütün aile olduklarını gördü.. sonra konuştu tekrar..

“bilmiyorum tsigalko..ben de keşke olsa diye düşünüyorum…her gece dua ediyorum inan.. kimseye de bir şey söylemedim.. çünkü daha ben de kabullenemedim.. onlar da henüz resmiyette bir şey yapmış değiller, ama kararlı görünüyorlar.. bilmiyorum..bilmiyorum... tolgaya söyledim işte daha yeni..o kadar yani.. içime attım daha çok..ben öyle acılardan prim yapmak ya da efkarlı görünmeyi sevmem.. işte, annemle babamın huyu bana da geçmiş demek ki..onlar bana çaktırmadılar..ben de etrafıma çaktırmıyordum..az öncesine kadar..” dedi, acı acı gülümsedi..

Eğildim öptüm alnından..”sen çok dirayetli bir kızsın zaten biliyorum.. inancını koru.. bence toparlayabilirler yani.. hatta belki de bu senin sayende bir araya gelmeleri de onlara yardımcı olabilir.”

“sanmıyorum onun faydası olacağına ya artık.. artık biliyorum nasılsa olanları diye belki de bir araya gelmezler bile ben gittiğimde.. artık rol yapmalarına gerek yok yani biliyorsun..”

“anladım…ama yine de inancını koru.. dediğin gibiyse eğer, bir şekilde…toparlarlar ya..hatta senin öğrenmiş olman, senin üzüntünü görmeleri de etkili olabilir..”

“bilmiyorum..” dedi iyice gömüldü üzerime..

“ben..ben de özür dilerim..o ara ihmal ettim seni biraz.. belli ki bizim sıpa da öyle.. gerçi, belki de o seni rahat bırakmak istemiştir, o yüzden üstüne düşmemiş olabilir yani..bir de bu tarz durumlarda nasıl teselli edilir, bilmiyordur yani..ben de bilmiyorum.. deminden beri saçmalıyorum baksana (:”

“yok ya..tolga.. tuhaf biraz.. yani..daha fazlasını beklerdim anlatabiliyor muyum? ilgi isteği ya da trip gibi düşünme bunu.. sadece..işte, farklı bir olay bizimki de..yoksa benim kimseye ihtiyacım yok aslında..ama yanımda, yakınımda madem birileri var, o zaman onlardan farklı şeyler beklerim yani.. benim onlara, “beni teselli edin” dememe gerek kalmadan yanımda olmalarını beklerim.. ağladıktan sonra gözlerimi silmeleri ya da..ne biliyim.. düştükten sonra kaldırmaları bir şey ifade etmiyor..iş işten geçtikten sonra…"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder