dışarı çıktığımızda ise gecenin çılgın fikri noel babadan geldi,
"ee beyler, napıcaz şimdi, nasıl yapalım kalma işini?..hepimiz aynı eve tıkışmayalım ne dersiniz?"
alper,
"ee nasıl yapıcaz?"
noel baba,
"kanka, ben diyorum ki, siz, bizim evde yatın gene, uğur ve benim odamda yatarsınız, şimdi ev geniş ama 8 kişi sıkışmaya gerek yok.."
alper,
"ee siz naapcanız? olur mu aga öyle?"
noel,
"biz kızların evine gideriz ya, (uğurun sevgisinin ismini söyledi)'in evine gidicez.. yani yer varken tıkışmayalım.. yanlış anlama bak öyle satıyomuş gibi filan yani aga ayıp edersin ;)"
alper,
"yok la, ;) tamam madem ama öyle ayrı ayrı.. evinizi gasp ettik * "
n.b,
"olur mu kanka öyle şeyy..bu gece çok içtik, geçe kaldık.. nasılsa yarın gece de burdasınız, o zaman beraber oturur bir şeyler çeviririz oyun moyun ;)"
recep böyle deyince aklıma gene grup seks geldi, bu sefer kendimi tutmayı başardım ama *
alper,
"tamam kanka madem..siz uyanınca gelirsiniz artık, biz bilmiyoz sizin yerinizi.."
"tamam kanka, yatak uyuyak, hızlı gece oldu"
(nah uyuyacaksınız amk köftehorları.. grubu küçülttük desene sen şuna * )
çocuklar bizi önce kendi evlerine bıraktılar, sonra da kendi istikametlerine yol aldılar..
alper elinde anahtarlar kapıyı açarken bir yandan da gülümseyip sadece benim duyabileceğim şekilde mırıldanıp bana göz kırptı,
"nah uyuyacaksınız ibneler ;) biz de uyumayız"
eh..bilemiyorum valla alper.. uyurlar mı, uyumazlar mı? uyur muyuz, uyumaz mıyız?
görünen o ki bu tuhaf gece henüz sona ermemişti..
"ee beyler, napıcaz şimdi, nasıl yapalım kalma işini?..hepimiz aynı eve tıkışmayalım ne dersiniz?"
alper,
"ee nasıl yapıcaz?"
noel baba,
"kanka, ben diyorum ki, siz, bizim evde yatın gene, uğur ve benim odamda yatarsınız, şimdi ev geniş ama 8 kişi sıkışmaya gerek yok.."
alper,
"ee siz naapcanız? olur mu aga öyle?"
noel,
"biz kızların evine gideriz ya, (uğurun sevgisinin ismini söyledi)'in evine gidicez.. yani yer varken tıkışmayalım.. yanlış anlama bak öyle satıyomuş gibi filan yani aga ayıp edersin ;)"
alper,
"yok la, ;) tamam madem ama öyle ayrı ayrı.. evinizi gasp ettik * "
n.b,
"olur mu kanka öyle şeyy..bu gece çok içtik, geçe kaldık.. nasılsa yarın gece de burdasınız, o zaman beraber oturur bir şeyler çeviririz oyun moyun ;)"
recep böyle deyince aklıma gene grup seks geldi, bu sefer kendimi tutmayı başardım ama *
alper,
"tamam kanka madem..siz uyanınca gelirsiniz artık, biz bilmiyoz sizin yerinizi.."
"tamam kanka, yatak uyuyak, hızlı gece oldu"
(nah uyuyacaksınız amk köftehorları.. grubu küçülttük desene sen şuna * )
çocuklar bizi önce kendi evlerine bıraktılar, sonra da kendi istikametlerine yol aldılar..
alper elinde anahtarlar kapıyı açarken bir yandan da gülümseyip sadece benim duyabileceğim şekilde mırıldanıp bana göz kırptı,
"nah uyuyacaksınız ibneler ;) biz de uyumayız"
eh..bilemiyorum valla alper.. uyurlar mı, uyumazlar mı? uyur muyuz, uyumaz mıyız?
görünen o ki bu tuhaf gece henüz sona ermemişti..
takip eden panpalara iyi geceler, sabah için güzel bir parça oldu diye düşünüyorum, kusuruma bakmazsınız ;)
bu arada ayşegülle ilgili sorular gördüm, o neden gelmedi gibisinden,
panpalar, zaten gelmeyecekti o, yani ben bir ara düşündüm çağırmayı ama sonra hemen vazgeçtim. zaten o kız bizim, yani alper in tayfadan değil, ben, ceyda, alper, ilayda ve iki tane daha sap kız var, 6 kişiyiz okulda takılırken, geziye de şöför cihan ve dördümüz gittik.
yarın gece, yani bu gece * görüşmek üzere, umarım bu sefer sözlükte sorun filan olmaz..
bu arada ayşegülle ilgili sorular gördüm, o neden gelmedi gibisinden,
panpalar, zaten gelmeyecekti o, yani ben bir ara düşündüm çağırmayı ama sonra hemen vazgeçtim. zaten o kız bizim, yani alper in tayfadan değil, ben, ceyda, alper, ilayda ve iki tane daha sap kız var, 6 kişiyiz okulda takılırken, geziye de şöför cihan ve dördümüz gittik.
yarın gece, yani bu gece * görüşmek üzere, umarım bu sefer sözlükte sorun filan olmaz..
takip eden kardeşlerime selamlar,
00.30 gibi başlarız panpalar, bir kaç part atarım gene
00.30 gibi başlarız panpalar, bir kaç part atarım gene
..eve girdik..
normalde dışarıdan bakan gözlere göre (ki bu gözlere örnek olarak diğer çocukları verebiliriz) bizler bu gece bizleri bir arada bırakanlara müteşekkir olması gereken ve birazdan başlayıp sabahın ilk ışıklarına kadar öpüşüp koklaşarak, sevişerek bu güzel geceyi en faydalı şekilde değerlendirecek olan iki mutlu çiftiz..
fakat kazın ayağı öyle değil işte amk..
mutlu muyuz bilmiyorum, ama çift olmaktan, huzurlu olmaktan ve müteşekkir olmaktan epey uzağız diyebilirim.
zira alper ile ilayda arasında tuhaf bir durum var,
sonra alper, bana karşı biraz gergin gibi (birazdan arkadaşlarından birini sikeceğimi düşünüyor, normal)
ceyda ile benim arada tuhaf bir oluşum var,
alper, ceydaya ne dese bilemiyor, o cephede de durum tuhaf..
tüm bunlara ek olarak ilayda ve ceyda evin içine geldiğimizden beri bir şeyler set up yapmanın peşinde gibi, aralarında yarı telepatik bir iletişim var, üzerinde konuştukları konuyu az çok tahmin edebiliyorum..
alperle salona geçip kanepelerin üzerine attık kendimizi,
"offfuuff.. kanka yorulmuşum haa"
"olm masadan kalkmadın lan, asıl ben yoruldum, bütün gece dum tıs dum tıs ;)"
"hehe ne güzel oynuyodun aga öyle"
"tabi laan, rakınrolcu adamız biz, kanımızda var * ..sen de epey içtin galiba, kafa nasıl? bir milyon? iki? üç? * "
"hahaha... aga valla rahatladım biraz ya..ihtiyacım varmış böyle bir şeye.. eğlenerek içmeye yani.."
pek eğleniyor gibi görünmüyordu, kız arkadaşıyla tartışırken ama neyse deyip ses çıkarmadım..
"hımm aynen.. sadece kederli masalarda değil eğlenceli masalarda da bir şeyler paylaşmak lazım.. keder keder nereye kadar amk * "
"aynen * "
kızlar az önce kayboldukları yerden döndüler, meğer kahve yapmışlar şip şak..
"oo sağolun elleriniz dert görmesin * " deyip ceydanın uzattığı neskafelerden birini aldım.
"hımm evet epey emek verdik, su ısıttıııık, neskafenin poşedini açtıııık, içine döktüüüük karıştırdık filan.. nihayet yapabildik yani :p"
"iyi iyi aferin, ceyda hanım bizi yumuşak yakaladı bu akşam dalgasını da geçiyor hadi bakalım ;)"
gülüşmeler oldu..
normalde dışarıdan bakan gözlere göre (ki bu gözlere örnek olarak diğer çocukları verebiliriz) bizler bu gece bizleri bir arada bırakanlara müteşekkir olması gereken ve birazdan başlayıp sabahın ilk ışıklarına kadar öpüşüp koklaşarak, sevişerek bu güzel geceyi en faydalı şekilde değerlendirecek olan iki mutlu çiftiz..
fakat kazın ayağı öyle değil işte amk..
mutlu muyuz bilmiyorum, ama çift olmaktan, huzurlu olmaktan ve müteşekkir olmaktan epey uzağız diyebilirim.
zira alper ile ilayda arasında tuhaf bir durum var,
sonra alper, bana karşı biraz gergin gibi (birazdan arkadaşlarından birini sikeceğimi düşünüyor, normal)
ceyda ile benim arada tuhaf bir oluşum var,
alper, ceydaya ne dese bilemiyor, o cephede de durum tuhaf..
tüm bunlara ek olarak ilayda ve ceyda evin içine geldiğimizden beri bir şeyler set up yapmanın peşinde gibi, aralarında yarı telepatik bir iletişim var, üzerinde konuştukları konuyu az çok tahmin edebiliyorum..
alperle salona geçip kanepelerin üzerine attık kendimizi,
"offfuuff.. kanka yorulmuşum haa"
"olm masadan kalkmadın lan, asıl ben yoruldum, bütün gece dum tıs dum tıs ;)"
"hehe ne güzel oynuyodun aga öyle"
"tabi laan, rakınrolcu adamız biz, kanımızda var * ..sen de epey içtin galiba, kafa nasıl? bir milyon? iki? üç? * "
"hahaha... aga valla rahatladım biraz ya..ihtiyacım varmış böyle bir şeye.. eğlenerek içmeye yani.."
pek eğleniyor gibi görünmüyordu, kız arkadaşıyla tartışırken ama neyse deyip ses çıkarmadım..
"hımm aynen.. sadece kederli masalarda değil eğlenceli masalarda da bir şeyler paylaşmak lazım.. keder keder nereye kadar amk * "
"aynen * "
kızlar az önce kayboldukları yerden döndüler, meğer kahve yapmışlar şip şak..
"oo sağolun elleriniz dert görmesin * " deyip ceydanın uzattığı neskafelerden birini aldım.
"hımm evet epey emek verdik, su ısıttıııık, neskafenin poşedini açtıııık, içine döktüüüük karıştırdık filan.. nihayet yapabildik yani :p"
"iyi iyi aferin, ceyda hanım bizi yumuşak yakaladı bu akşam dalgasını da geçiyor hadi bakalım ;)"
gülüşmeler oldu..
bir süre daha lak lak ettikten sonra alper,
"arkadaşlar..ben yatıcam, yoruldum..siz de yatın bence, yarın sağlam kafayla kalkalım?"
"oluuurr" dedik, farketmezdi bana da şahsen, ben de yorulmuştum.. yatıp bir an önce sabaha varmak en iyisi olurdu doğrusu..
sonra alperin ardından ben de ayaklandım, alper,
"kızlar biz tsigalkoyla odanın birine geçeriz, siz de diğerine.. salonda uyumazsınız herhalde yataklar var.."
alperrr.. ah alper ah.. olm onlar seni dinler mi lan.. kesin bir arıza çıkacak diye bekledim, çünkü tahminlerime göre az önce kızların fısırdaştığı, gözleriyle anlaşmaya çalıştığı mevzu da buydu..
alperin bu lafı üzerine ilayda,
"haa benle yatmıyorsun yani?" deyip tek kaşı havada, trip moduna geçti..
alper bu çıkış karşısında utanıp biraz kızardı, ilayda konuşmasını sürdürdü,
"erkek erkeğe mi yatıcaksınız küçücük yatakta?" deyip pis bir gülümseme ile beni de olayın içine dahil etti..
alper cooluğunu kaybetmemeye çalışarak,
"ne var kızım..hem sanki kız-erkeğe yatmak daha mı şey..ya da olmadı biz salonda mı yatsak? he abi ne dersin?"
yardım isteyen gözlerle bana baktı, konunun balansını kaybediyordu, ilayda dan böyle bir hamle beklemediği açıktı.. böylece beni ceydadan kolayca ayırabilecekti, e biz ikimiz de aramızda resmi bir şey olmadığı için "biz beraber yatalım" da diyemezdik..ama belli ki kızlar o durumu hesap etmiş ve farklı bir cepheden saldırmaya karar vermişlerdi.. işin garibi, kazanıyorlardı da..
"farketmez kardeşim bana" deyip, yalandan destek olurcasına sırtına elimi attım..
ilayda,
"ben senle uyumak istiyorum" dedi, tekrar..vay amk, o suratsız sessiz hatuna bak.. acaba sırf ceyda ya yardımcı olmak için mi karizmayı çiziyor yoksa aslında içinde "gizli bir vahşi kaplan" var da ben mi bilmiyorum amk *
"zaten yorgunuz, uyuycaz sadece.. daha önce yapmadığımız şey değil" deyip alperin koluna girdi, odalardan birine doğru sürüklemeye başladı,
bizim ki son bir gayretle,
"ee iyi sen öyle istiyon da, bu çocuklar ne yapacaklar?"
ilayda, "onlar da uyurlar, sadece" deyip güldü.
beni de utandırmıştı orospu en sonunda.. çok sikko bir durum lan, beyler bir gözünüzün önüne getirin bakalım..
"şey ben.. salon..yatabilirim.. yani..sorun olma... "
"yok ya, yatak varken kanepede ne yatıcan.. masal anlatırsın bana :p" diyerek bu kez ceyda lafa girdi..
hee evet.. masal..pamuk prenses ve yedi sikişgen... kırmızı sütyenli kız... ben de masal bol..
ortam iyice abidik gubidik bir hal almıştı, alper son bir kez bana baktı, resmen yalvarır gibi... lan..ben de kötü hissettim ha bu sefer..o da biraz abarttı bence, sanki ne yapıcaz aq, hardcore çekicek halimiz yok.. yatıcaz uyuycaz işte..
"iyi..iyi madem.." deyip ilaydadan kurtuldu, "işiycez heralde kızım.."
bu tuvalete girince ben iki kızla koridorda yalnız kaldım..
amına koyayım o sözsüz geçen saniyelerin, anlamlı anlamlı atılan bakışların ve az önce telefonuma baktığımda "iyi geceler aşkım" mesajını gördüğüm hatuna yaptığım bu yavşaklığın..
amına koyayım..
o geçmek bilmeyen saniyeleri ve atmosferi de unutamayacaklarımın arasına çoktan sokmuştu belleğim.. işte ben de bu sayede, size bu kadar net ve betimli şekilde anlatabildim..
"arkadaşlar..ben yatıcam, yoruldum..siz de yatın bence, yarın sağlam kafayla kalkalım?"
"oluuurr" dedik, farketmezdi bana da şahsen, ben de yorulmuştum.. yatıp bir an önce sabaha varmak en iyisi olurdu doğrusu..
sonra alperin ardından ben de ayaklandım, alper,
"kızlar biz tsigalkoyla odanın birine geçeriz, siz de diğerine.. salonda uyumazsınız herhalde yataklar var.."
alperrr.. ah alper ah.. olm onlar seni dinler mi lan.. kesin bir arıza çıkacak diye bekledim, çünkü tahminlerime göre az önce kızların fısırdaştığı, gözleriyle anlaşmaya çalıştığı mevzu da buydu..
alperin bu lafı üzerine ilayda,
"haa benle yatmıyorsun yani?" deyip tek kaşı havada, trip moduna geçti..
alper bu çıkış karşısında utanıp biraz kızardı, ilayda konuşmasını sürdürdü,
"erkek erkeğe mi yatıcaksınız küçücük yatakta?" deyip pis bir gülümseme ile beni de olayın içine dahil etti..
alper cooluğunu kaybetmemeye çalışarak,
"ne var kızım..hem sanki kız-erkeğe yatmak daha mı şey..ya da olmadı biz salonda mı yatsak? he abi ne dersin?"
yardım isteyen gözlerle bana baktı, konunun balansını kaybediyordu, ilayda dan böyle bir hamle beklemediği açıktı.. böylece beni ceydadan kolayca ayırabilecekti, e biz ikimiz de aramızda resmi bir şey olmadığı için "biz beraber yatalım" da diyemezdik..ama belli ki kızlar o durumu hesap etmiş ve farklı bir cepheden saldırmaya karar vermişlerdi.. işin garibi, kazanıyorlardı da..
"farketmez kardeşim bana" deyip, yalandan destek olurcasına sırtına elimi attım..
ilayda,
"ben senle uyumak istiyorum" dedi, tekrar..vay amk, o suratsız sessiz hatuna bak.. acaba sırf ceyda ya yardımcı olmak için mi karizmayı çiziyor yoksa aslında içinde "gizli bir vahşi kaplan" var da ben mi bilmiyorum amk *
"zaten yorgunuz, uyuycaz sadece.. daha önce yapmadığımız şey değil" deyip alperin koluna girdi, odalardan birine doğru sürüklemeye başladı,
bizim ki son bir gayretle,
"ee iyi sen öyle istiyon da, bu çocuklar ne yapacaklar?"
ilayda, "onlar da uyurlar, sadece" deyip güldü.
beni de utandırmıştı orospu en sonunda.. çok sikko bir durum lan, beyler bir gözünüzün önüne getirin bakalım..
"şey ben.. salon..yatabilirim.. yani..sorun olma... "
"yok ya, yatak varken kanepede ne yatıcan.. masal anlatırsın bana :p" diyerek bu kez ceyda lafa girdi..
hee evet.. masal..pamuk prenses ve yedi sikişgen... kırmızı sütyenli kız... ben de masal bol..
ortam iyice abidik gubidik bir hal almıştı, alper son bir kez bana baktı, resmen yalvarır gibi... lan..ben de kötü hissettim ha bu sefer..o da biraz abarttı bence, sanki ne yapıcaz aq, hardcore çekicek halimiz yok.. yatıcaz uyuycaz işte..
"iyi..iyi madem.." deyip ilaydadan kurtuldu, "işiycez heralde kızım.."
bu tuvalete girince ben iki kızla koridorda yalnız kaldım..
amına koyayım o sözsüz geçen saniyelerin, anlamlı anlamlı atılan bakışların ve az önce telefonuma baktığımda "iyi geceler aşkım" mesajını gördüğüm hatuna yaptığım bu yavşaklığın..
amına koyayım..
o geçmek bilmeyen saniyeleri ve atmosferi de unutamayacaklarımın arasına çoktan sokmuştu belleğim.. işte ben de bu sayede, size bu kadar net ve betimli şekilde anlatabildim..
en sonunda herkes ihtiyacını gidermiş, odalarına geçmişti..
tek kişilik yatağa yanlamasına oturduk ceydayla..
koridorda başlayan tuhaf elektrik burada da devam ediyordu..
kafamı ona çevirdiğimde o da beni taklit edip umutla gülümsedi.. gülümsemesine tedirgin bir şekilde karşılık verdim..
bu gece olabilecekleri zaten uzun süredir düşünüyor, aklımda türlü türlü senaryo ve seçenekleri test ediyordum..ama o an gelip çatınca, kaçınılmaz şekilde ceyda ile aynı odada, tek kişilik bir yatağın üzerinde yalnız kalınca, bir kez daha bu tarz şeyler için önceden düşünüp tasarlanan her şeyin birden bire buharlaşıp uçtuğunu, yalan olduğunu anladım..
olayı çok önceden düşünmek, hesaplamak, kafada tartmak anlamsızdı.. boşuna yüktü, zaman kaybıydı.. çünkü sonuçta yumurta kapıya dayandığında az önce ezber ettiklerinizin hiç birini hatırlamıyordunuz bile..
bu da kulağıma küpe olsun..bir daha böyle kendimi germem onca zaman... sadece anı yaşarım.. hesap etmem..
karar vermem ve bir şeyler yapabileceksem eğer, yapmam gereken an, işte şu önümdeki bir kaç saniye, hadi bilemedin en fazla bir dakikaydı..
eğer suskun kalırsam, en kötü ihtimalle o 1 dakikanın sonunda sevişmeye başlayacağız.. hani tıpkı filmlerdeki gibi..ya da bar da alperin bilerek böldüğü o sahnedeki gibi.. yavaş yavaş yaklaşacağız birbirimize, önce ellerimiz, karşımızdakinin yüzüne değecek, sonra dudaklarımız birbirimizinkilere.. sonra sarılacağız.. vücudumuzun önce bir kısmı... sonra büyük bir kısmı..en nihayetinde de tamamı, iki yarım elmanın parçaları gibi bir bütün olacak..
eğer susarsam..
eğer konuşursam..hay amk.. konuşursam ne diyeceğim ki sanki?
"biz olamayız", "benim sevgilim var" , "yanlış bir şey yapmayalım" demekten korkuyorum.. çünkü muhtemelen bir araba küfür yiyeceğim (içinden, ya da dışından) ve sonunda düşman gibi olacağız.. adama sormazlar mı, "ulan götelek, madem sevgilin vardı, aynı yatağa girene kadar aklın nerdeydi? eşşeğin götüne suyu kaçırdın, şimdi çıkaracam diye uğraş dur.." diye. hem, aynısı bana yapılsa nasıl hissederim? ana avran sövmez miyim? yüzüm tavuğun götüne dönmez mi?
aklıma ayşentwo ile olan yarım yamalak sevişmem geldi..o zaman bile ne kadar kızmıştım..
ne yapabilirim..
ne yapmalıyım..
ulan amına koyayım, sap olacağım, bir saniye bile düşünmem be..bir saniye bile.. şimdiye çoktan tişörtlerimizi sıyırmış olurduk herhalde..
ama benim, beni seven, ve onu sevdiğime inandığım bir sevgilim var..bir şeyler yapmam lazım.. kontrolü ele almalıyım..
tek kişilik yatağa yanlamasına oturduk ceydayla..
koridorda başlayan tuhaf elektrik burada da devam ediyordu..
kafamı ona çevirdiğimde o da beni taklit edip umutla gülümsedi.. gülümsemesine tedirgin bir şekilde karşılık verdim..
bu gece olabilecekleri zaten uzun süredir düşünüyor, aklımda türlü türlü senaryo ve seçenekleri test ediyordum..ama o an gelip çatınca, kaçınılmaz şekilde ceyda ile aynı odada, tek kişilik bir yatağın üzerinde yalnız kalınca, bir kez daha bu tarz şeyler için önceden düşünüp tasarlanan her şeyin birden bire buharlaşıp uçtuğunu, yalan olduğunu anladım..
olayı çok önceden düşünmek, hesaplamak, kafada tartmak anlamsızdı.. boşuna yüktü, zaman kaybıydı.. çünkü sonuçta yumurta kapıya dayandığında az önce ezber ettiklerinizin hiç birini hatırlamıyordunuz bile..
bu da kulağıma küpe olsun..bir daha böyle kendimi germem onca zaman... sadece anı yaşarım.. hesap etmem..
karar vermem ve bir şeyler yapabileceksem eğer, yapmam gereken an, işte şu önümdeki bir kaç saniye, hadi bilemedin en fazla bir dakikaydı..
eğer suskun kalırsam, en kötü ihtimalle o 1 dakikanın sonunda sevişmeye başlayacağız.. hani tıpkı filmlerdeki gibi..ya da bar da alperin bilerek böldüğü o sahnedeki gibi.. yavaş yavaş yaklaşacağız birbirimize, önce ellerimiz, karşımızdakinin yüzüne değecek, sonra dudaklarımız birbirimizinkilere.. sonra sarılacağız.. vücudumuzun önce bir kısmı... sonra büyük bir kısmı..en nihayetinde de tamamı, iki yarım elmanın parçaları gibi bir bütün olacak..
eğer susarsam..
eğer konuşursam..hay amk.. konuşursam ne diyeceğim ki sanki?
"biz olamayız", "benim sevgilim var" , "yanlış bir şey yapmayalım" demekten korkuyorum.. çünkü muhtemelen bir araba küfür yiyeceğim (içinden, ya da dışından) ve sonunda düşman gibi olacağız.. adama sormazlar mı, "ulan götelek, madem sevgilin vardı, aynı yatağa girene kadar aklın nerdeydi? eşşeğin götüne suyu kaçırdın, şimdi çıkaracam diye uğraş dur.." diye. hem, aynısı bana yapılsa nasıl hissederim? ana avran sövmez miyim? yüzüm tavuğun götüne dönmez mi?
aklıma ayşentwo ile olan yarım yamalak sevişmem geldi..o zaman bile ne kadar kızmıştım..
ne yapabilirim..
ne yapmalıyım..
ulan amına koyayım, sap olacağım, bir saniye bile düşünmem be..bir saniye bile.. şimdiye çoktan tişörtlerimizi sıyırmış olurduk herhalde..
ama benim, beni seven, ve onu sevdiğime inandığım bir sevgilim var..bir şeyler yapmam lazım.. kontrolü ele almalıyım..
kontrol... tabi yaa!!
bunu neden daha önce düşünmemiştim ki?
elbette kontrolü ele almam lazımdı..ilk hamleleri hep ben yapmalıydım.. böylece o da bana göre oynamak zorunda kalırdı.. böylece ben de geceyi istediğim gibi yönetebilirdim!
bu durumdan maksimum faydayı sağlamamı garantileyecek şey ise, karşımda bir türk kızı olmasıydı (evet bu lafı da kullandım ya, ölsem de gam yemem artık * ). ne demek istediğimi açayım biraz,
şimdi,
bu kızın bana karşı duyguları belli,
niyeti belli,
bu durumda ve bu şekilde baş başa kalmamızı ayarlamak için sarfettiği çaba ortada..
yani, açık seçik ve su götürmez bir şekilde beni ve kendini neye hazırladığı gayet anlaşılabilir bir durumda..
amaaaa..
işte, ben kalkıp şu olanların üzerine bile "ceyda, yaramazlık yapmadan uyuyalım" desem, bana,
"ne yaramazlığı ya, ben zaten uyuyacaktım?" diyerek kendini üste çıkarır..
ya da tam tersi, benim de niyetim olsa, bu sefer ilk hareketi, ilk öpücüğü, ne bileyim üzerine çıkmamı vb. hareketleri hep benden bekler..
ee nede olsa, onlar türk kızı, bizler türk erkeğiyiz..
sevişmeyi sadece türk erkeği ister, türk kızı ise işte.. başı filan ağrımıyorsa.. rica minnet.. sanki lütfediyormuşcasına sevişmeyi kabul eder..(!)
seksten sadece türk erkeği zevk alır, türk kızı ise.. işte..rica minnet.. yani ona kalsa hiç aklına bile gelmez yani..(!)
sadece türk erkeği aşık olur, türk kız ise..eh..iyi çocuk, beni de seviyor yani..iyi madem..der (!)
mi acaba?
evet,
dedikleri bu, çünkü beyler, maalesef hemcinslerim bu konuda o kadar gözünü karartmış ve kendini kaybetmiş durumda ki, e artık kızlar da bu duruma şartlanmışlar..
halbuki onlar da en az sizin kadar istiyor size dokunmayı, soluğunu boynunuzda gezdirmeyi.. sevmeyi, sevişmeyi.. keyif almayı.. keyif vermeyi..
ama biz bu olguları o kadar sahiplenmişiz ve üzerine o kadar çok düşmüşüz ki, sanki bunu "sadece erkekler" yaparmış gibi görünmeye başlamış..
anlayacağınız, kendi bindiğimiz dalı, yine biz kendimiz kesiyoruz..
bunu neden daha önce düşünmemiştim ki?
elbette kontrolü ele almam lazımdı..ilk hamleleri hep ben yapmalıydım.. böylece o da bana göre oynamak zorunda kalırdı.. böylece ben de geceyi istediğim gibi yönetebilirdim!
bu durumdan maksimum faydayı sağlamamı garantileyecek şey ise, karşımda bir türk kızı olmasıydı (evet bu lafı da kullandım ya, ölsem de gam yemem artık * ). ne demek istediğimi açayım biraz,
şimdi,
bu kızın bana karşı duyguları belli,
niyeti belli,
bu durumda ve bu şekilde baş başa kalmamızı ayarlamak için sarfettiği çaba ortada..
yani, açık seçik ve su götürmez bir şekilde beni ve kendini neye hazırladığı gayet anlaşılabilir bir durumda..
amaaaa..
işte, ben kalkıp şu olanların üzerine bile "ceyda, yaramazlık yapmadan uyuyalım" desem, bana,
"ne yaramazlığı ya, ben zaten uyuyacaktım?" diyerek kendini üste çıkarır..
ya da tam tersi, benim de niyetim olsa, bu sefer ilk hareketi, ilk öpücüğü, ne bileyim üzerine çıkmamı vb. hareketleri hep benden bekler..
ee nede olsa, onlar türk kızı, bizler türk erkeğiyiz..
sevişmeyi sadece türk erkeği ister, türk kızı ise işte.. başı filan ağrımıyorsa.. rica minnet.. sanki lütfediyormuşcasına sevişmeyi kabul eder..(!)
seksten sadece türk erkeği zevk alır, türk kızı ise.. işte..rica minnet.. yani ona kalsa hiç aklına bile gelmez yani..(!)
sadece türk erkeği aşık olur, türk kız ise..eh..iyi çocuk, beni de seviyor yani..iyi madem..der (!)
mi acaba?
evet,
dedikleri bu, çünkü beyler, maalesef hemcinslerim bu konuda o kadar gözünü karartmış ve kendini kaybetmiş durumda ki, e artık kızlar da bu duruma şartlanmışlar..
halbuki onlar da en az sizin kadar istiyor size dokunmayı, soluğunu boynunuzda gezdirmeyi.. sevmeyi, sevişmeyi.. keyif almayı.. keyif vermeyi..
ama biz bu olguları o kadar sahiplenmişiz ve üzerine o kadar çok düşmüşüz ki, sanki bunu "sadece erkekler" yaparmış gibi görünmeye başlamış..
anlayacağınız, kendi bindiğimiz dalı, yine biz kendimiz kesiyoruz..
işte tüm bu duygu ve düşüncelerimiz ışığında, ceydanın da sonuçta bir türk kızı olduğu gerçeği, benim kontrolü ele almakta zorlanmayacağımı bana gösteriyordu..her ne kadar benimle o yatakta ayıp bir şeyler yapmak için yanıp tutuşsa da ve tüm bu sahneyi onca emek vererek hazırlayan kendisi olsa da,
"azgın ve sikişken türk erkeği" olarak, bu yangının ilk kıvılcımını ben çıkarmalıydım..
sonra birden aklıma elifle geçirdiğimiz masumane gece geldi.. acaba dedim.. eğer orada bir kıvılcım çakmış olsaydım, o gece farklı mı olurdu?
elif, "kankamın eski sevgilisi, olmaz öyle şey" ayaklarını bırakıp bana karşılık verir ve sabaha kadar çatır çatır sevişir miydik?
olamaz mı?
olabilir *
şimdi ise bu ana odaklanmalıydım..
saniyeler akıp giderken, yapmam gerekene artık karar vermiştim.. tedirgin gülümsemem, yerini daha rahat, içten olmaya çabalayan bir gülüşe bırakırken, elim, ceydanın, kulağının arkasından kurtulmuş bir kısım saçına uzandı, onlara dokundu, kibarca tekrar eski yerine doğru ilerletti.. kızın nefes alış verişi hızlanmış, gülümsemesi donuklaşmış, tıpkı bar da öpüşmek üzere olduğumuz o andaki gibi yavaş yavaş ciddi ve ateşli yüz ifadesi yüz hatlarına akmaya başlamıştı.. elim saçlarından yanağına, oradan da boynuyla omzunun birleştiği o tatlı kavise yöneldi,
yüzlerimiz ise aynı yerde, birbirine yaklaşmadan duruyordu, ben, ona yaklaşmamış, onun da bana yaklaşmasına izin vermemiştim..
kalp atışlarının gümbürtüsü odayı doldurmaya başlarken ve tam ceydanın da elleri bana doğru uzanırken, boynundaki elimle hafifçe yüklenip yatağa yanlamasına uzanmasını sağladım, ağır çekim..
"azgın ve sikişken türk erkeği" olarak, bu yangının ilk kıvılcımını ben çıkarmalıydım..
sonra birden aklıma elifle geçirdiğimiz masumane gece geldi.. acaba dedim.. eğer orada bir kıvılcım çakmış olsaydım, o gece farklı mı olurdu?
elif, "kankamın eski sevgilisi, olmaz öyle şey" ayaklarını bırakıp bana karşılık verir ve sabaha kadar çatır çatır sevişir miydik?
olamaz mı?
olabilir *
şimdi ise bu ana odaklanmalıydım..
saniyeler akıp giderken, yapmam gerekene artık karar vermiştim.. tedirgin gülümsemem, yerini daha rahat, içten olmaya çabalayan bir gülüşe bırakırken, elim, ceydanın, kulağının arkasından kurtulmuş bir kısım saçına uzandı, onlara dokundu, kibarca tekrar eski yerine doğru ilerletti.. kızın nefes alış verişi hızlanmış, gülümsemesi donuklaşmış, tıpkı bar da öpüşmek üzere olduğumuz o andaki gibi yavaş yavaş ciddi ve ateşli yüz ifadesi yüz hatlarına akmaya başlamıştı.. elim saçlarından yanağına, oradan da boynuyla omzunun birleştiği o tatlı kavise yöneldi,
yüzlerimiz ise aynı yerde, birbirine yaklaşmadan duruyordu, ben, ona yaklaşmamış, onun da bana yaklaşmasına izin vermemiştim..
kalp atışlarının gümbürtüsü odayı doldurmaya başlarken ve tam ceydanın da elleri bana doğru uzanırken, boynundaki elimle hafifçe yüklenip yatağa yanlamasına uzanmasını sağladım, ağır çekim..
beyler afedersiniz ama bi sıçıp geleyim izninizle..
:) böyle yazacağınızı tahmin ediyordum piçler,
bir şeyler atıştırdım, geldim.
gecenin son 3 partını da paylaşıp bu seferlik noktayı koyalım
bir şeyler atıştırdım, geldim.
gecenin son 3 partını da paylaşıp bu seferlik noktayı koyalım
kızı o şekilde yatağa doğru yatırınca bu iyice kasıldı, gözleri gözlerime sabitlenmiş bir şekilde, full konsantre yüzüme bakmaya devam ediyordu..
yanına yanlamasına uzandım, bende, ayaklarımız yataktan sarkıyor, vücudumuzun yarısı, çaprazlama yatağın üzerinde, çok sikko bir pozisyon..
ceyda artık üzerine tamamen abanıp bitirici darbeyi vurmamı bekliyor,
ama boşuna bekliyor,
az önce onu yatağa iteleyen elim, burnuna yaramaz ama cinsellikten uzak bir davranış olan "pıt" hareketini yaparken, ağzımdan da tamamen ortamı yumuşatma ve anın elektriğini giderme amaçlı şu sözler boşaldı,
"ne geceydi ama, iyi eğlendik * "
yarı fısıltılı, neşeli ve canlı bir ses tonuyla söylemiştim bunu, sanki oğlunun üzerini örterken iyi geceler dileyen bir baba, ya da kardeşiyle yapmakta olduğu "gün kritiği"ne noktayı koyan bir abi gibi..
nasty ya da horny bir cümleden çok uzak.. samimi bir ton..
ceyda ortamı kasıtlı soğutma çabamı anlamamıştı, bunu da oyunun bir parçası sandı,
"evet.. harikaydı..senle beraberken çok eğleniyorum zaten"
"hadi ya? palyaço muyum kızım ben * " deyip şakadan laf çarptım,
"ne demek istediğimi biliyorsun" dedi fısıltıyla, tatlı tatlı gülümsedi, az önce atağını savuşturduğum eli, sırtıma dolanırken, ben tekrar hamle yapmak mecburiyetinde kaldım..
yanlamasına pozisyondan çıkıp ben de onun gibi sırt üstü uzandım, böylece az önce sırtımı kavrayan eli boşlukta kalmıştı, yeniden çaresizce yanına düştü..
"amma dans ettik ha, sen de hiç fena değilmişsin * ama çok yoruldum.. hamlaşmışım :p"
ceyda şakadan trip atarak,
"fena değilmişim demek ha? ben 2 sene dans kursuna gitmiş adamım kuzum, ne sandın ;)"
"oo, bundan bahsetmedin ya bana hiç?"
"yeri gelmemiştir.. zaten konuşmadığımız çok şey var daha * "
hay sokayım şu imalı laflarına be..
acaba ben de yaparken böyle itici görünüyor mu karşıdan?
ayşene yaptığım tüm o imalar aklıma geldi..
acaba o da bana böyle içinden içinden sövmüş müydü, her çift anlamlı lafımdan sonra..
"hangi dansları yaptın?" dedim konuyu dağıtmaya çalışarak..
"latin dansları genelde, salsa, çaça.. kısa bir süre vals de yaptım, bilmiyor demesinler diye * "
"allah allahh, bilmeyene bilmiyor mu diyorlarmış * hem zaten vals doğuştan öğrenilmiş şekilde gelmiyor mu insana :p onun neyini öğrendin"
"işin gücün dalga senin de, çok fenasın.. daha önce söylemiştim demi bunu? * " deyip yanlamasına dönerek elini bu kez kaçıramayacağım bir yere, göğsümün üzerine attı..
"hı hı..on kere felan demişsindir * "
"öylesin ama * "
biraz daha yaklaştı..
amına koyayım.. neden işe yaramıyor lan? acilen konuyu değiştirmem lazım, çünkü yatakta daha fazla kaçarsam kemal sunal filmlerine dönecek ortalık..
yanına yanlamasına uzandım, bende, ayaklarımız yataktan sarkıyor, vücudumuzun yarısı, çaprazlama yatağın üzerinde, çok sikko bir pozisyon..
ceyda artık üzerine tamamen abanıp bitirici darbeyi vurmamı bekliyor,
ama boşuna bekliyor,
az önce onu yatağa iteleyen elim, burnuna yaramaz ama cinsellikten uzak bir davranış olan "pıt" hareketini yaparken, ağzımdan da tamamen ortamı yumuşatma ve anın elektriğini giderme amaçlı şu sözler boşaldı,
"ne geceydi ama, iyi eğlendik * "
yarı fısıltılı, neşeli ve canlı bir ses tonuyla söylemiştim bunu, sanki oğlunun üzerini örterken iyi geceler dileyen bir baba, ya da kardeşiyle yapmakta olduğu "gün kritiği"ne noktayı koyan bir abi gibi..
nasty ya da horny bir cümleden çok uzak.. samimi bir ton..
ceyda ortamı kasıtlı soğutma çabamı anlamamıştı, bunu da oyunun bir parçası sandı,
"evet.. harikaydı..senle beraberken çok eğleniyorum zaten"
"hadi ya? palyaço muyum kızım ben * " deyip şakadan laf çarptım,
"ne demek istediğimi biliyorsun" dedi fısıltıyla, tatlı tatlı gülümsedi, az önce atağını savuşturduğum eli, sırtıma dolanırken, ben tekrar hamle yapmak mecburiyetinde kaldım..
yanlamasına pozisyondan çıkıp ben de onun gibi sırt üstü uzandım, böylece az önce sırtımı kavrayan eli boşlukta kalmıştı, yeniden çaresizce yanına düştü..
"amma dans ettik ha, sen de hiç fena değilmişsin * ama çok yoruldum.. hamlaşmışım :p"
ceyda şakadan trip atarak,
"fena değilmişim demek ha? ben 2 sene dans kursuna gitmiş adamım kuzum, ne sandın ;)"
"oo, bundan bahsetmedin ya bana hiç?"
"yeri gelmemiştir.. zaten konuşmadığımız çok şey var daha * "
hay sokayım şu imalı laflarına be..
acaba ben de yaparken böyle itici görünüyor mu karşıdan?
ayşene yaptığım tüm o imalar aklıma geldi..
acaba o da bana böyle içinden içinden sövmüş müydü, her çift anlamlı lafımdan sonra..
"hangi dansları yaptın?" dedim konuyu dağıtmaya çalışarak..
"latin dansları genelde, salsa, çaça.. kısa bir süre vals de yaptım, bilmiyor demesinler diye * "
"allah allahh, bilmeyene bilmiyor mu diyorlarmış * hem zaten vals doğuştan öğrenilmiş şekilde gelmiyor mu insana :p onun neyini öğrendin"
"işin gücün dalga senin de, çok fenasın.. daha önce söylemiştim demi bunu? * " deyip yanlamasına dönerek elini bu kez kaçıramayacağım bir yere, göğsümün üzerine attı..
"hı hı..on kere felan demişsindir * "
"öylesin ama * "
biraz daha yaklaştı..
amına koyayım.. neden işe yaramıyor lan? acilen konuyu değiştirmem lazım, çünkü yatakta daha fazla kaçarsam kemal sunal filmlerine dönecek ortalık..
sonra birden, sanki sır verirmiş gibi heyecanlı bir fısıltıyla,
"hişşt, kızım bu ilayda da az değilmiş ha" dedim..
bir an duraksadı, sonra,
"neden ki? * " dedi..
"neden mi..görmedin mi, çocuğu resmen odaya attı ;)"
"ne var canım.. sevgili onlar, eve de atar, odaya da atar, atar tutar * "
"diyosun.. açık fikirli gördüm seni? ;)"
"normal bence.. sence değil mi yani"
"yeaani... olabilir tabi ama..ne bileyim.. şimdi benim de kız kardeşim var... ilerde böyle şeyler yapsın ister miyim? sanmıyorum.. tabi insan bencil düşününce işine geliyor ama.. yüzeysel bakmamak lazım.."
ceyda duraksadı.. obaa..çok iyi yerden vurmuştum beyler hehehe..
sonra sanki özür diler gibi tonla konuşarak (kendini meşrulaştırmaya çalışıyor) "iyi ama.. herkes yapıyor bunu canım..ne var işte iki öpüşürler... sonuçta birbirini seven insanlar yani..ne yapsınlar, 60 lık nineler dedeler gibi iki dirhem bir çekirdek, el ele tutuşup martıları mı izlesinler kordonda?"
hooop ceyda, orda dur bakalım.. ninelere dedelere laf yok.. keşke sen, ben onlar gibi olabilsek be..saygıyı onlar ve onların sevgisi hak ediyor.. zamane gençliğinin materyalist ve menfi ilişkileri değil...
"nesi varmış kordonda el ele martı izlemenin?" dedim ciddi bir tonla, gözlerimi irileştirdim, yarı ciddi bu modum sayesinde insanların üzerinde ciddi anlamda psikolojik baskı kurabiliyordum zira, ne derece ciddi olduğumu anlayamadıkları için ekstra gerilim yaşıyorlardı bu tarz durumlarda.
"bir şeyi yok da..öff, sen niye bana çemkiriyorsun bakiyim gece gece * " deyip yanağımı sıktı..
vay amına koyim.. işlemiyor kıza, hiç bir şey işlemiyor..
"hişşt, kızım bu ilayda da az değilmiş ha" dedim..
bir an duraksadı, sonra,
"neden ki? * " dedi..
"neden mi..görmedin mi, çocuğu resmen odaya attı ;)"
"ne var canım.. sevgili onlar, eve de atar, odaya da atar, atar tutar * "
"diyosun.. açık fikirli gördüm seni? ;)"
"normal bence.. sence değil mi yani"
"yeaani... olabilir tabi ama..ne bileyim.. şimdi benim de kız kardeşim var... ilerde böyle şeyler yapsın ister miyim? sanmıyorum.. tabi insan bencil düşününce işine geliyor ama.. yüzeysel bakmamak lazım.."
ceyda duraksadı.. obaa..çok iyi yerden vurmuştum beyler hehehe..
sonra sanki özür diler gibi tonla konuşarak (kendini meşrulaştırmaya çalışıyor) "iyi ama.. herkes yapıyor bunu canım..ne var işte iki öpüşürler... sonuçta birbirini seven insanlar yani..ne yapsınlar, 60 lık nineler dedeler gibi iki dirhem bir çekirdek, el ele tutuşup martıları mı izlesinler kordonda?"
hooop ceyda, orda dur bakalım.. ninelere dedelere laf yok.. keşke sen, ben onlar gibi olabilsek be..saygıyı onlar ve onların sevgisi hak ediyor.. zamane gençliğinin materyalist ve menfi ilişkileri değil...
"nesi varmış kordonda el ele martı izlemenin?" dedim ciddi bir tonla, gözlerimi irileştirdim, yarı ciddi bu modum sayesinde insanların üzerinde ciddi anlamda psikolojik baskı kurabiliyordum zira, ne derece ciddi olduğumu anlayamadıkları için ekstra gerilim yaşıyorlardı bu tarz durumlarda.
"bir şeyi yok da..öff, sen niye bana çemkiriyorsun bakiyim gece gece * " deyip yanağımı sıktı..
vay amına koyim.. işlemiyor kıza, hiç bir şey işlemiyor..
son bir çabayla,
"ama haklısın aslında, seven insanların böyle şeyler yapması lazım..o sevgiyi aktarmaları paylaşmaları lazım..hem zaten fazla da ileri gitmiyorlardır dediğin gibi.." dedim,
"gitmiyorlardır demi?" deyip hınzırca gülümsedi ceyda, "gidiyor da olabilirler yani, ben öylesine söyledim demin :p"
"yok yok, alperi tanıyorum ben.. öyle bir çocuk değil.." diye telaşla ekledim..
"alperi tanıyorsun da, ilaydayı tanımıyormuşsun bak..ya o ileri giderse" deyip hepten koptu deli..tam da o sırada yan odadan duvara gump diye tok bir darbe sesi gelmesin mi..
bu önce dinler gibi kulak kesildi, sonra fısıltılı bir kahkaha daha koyverdi.. iyice kafa gitmişti anlaşılan..
"ileri gitmiyorlar canım" deyip gülerek elini yüzüme attı, avcuyla burnumu ağzımı kapladı.. mıncırır gibi yaptıktan sonra yavaşça çekti..
ben ne yaparsam yapayım arayı bir türlü soğutamamaktan dolayı gerginken, o olayı farklı yorumlayıp birden bire anlayışlı moda geçti,
"ya, seni de anlıyorum.. bakma ben şaka yapıyorum birazda..şu kız kardeş olayı.. yani, o yüzden rahat olamıyorsun belli..ama bunları düşünmemek lazım tsigalko.. hayatın doğal akışı.. tabi ki onun da sevgilileri olacak, hatta belki vardır bile * "
"daha 8. sınıf" deyip sözünü kestim imalı bir şekilde"
"ne var?" dedi arsızca "ben 8. sınıftayken benim vardı * "
"ama senin de abin yokmuş işte" deyip lafı koydum..,
bir kaç saniye tuhaf tuhaf yüzüme baktı.. gene o zamanın donduğu klasik bakışmalarımızdan birini yaşıyorduk..
"bence sen şu mevzuyu kafandan atmalısın dediğim gibi.. yoksa asla rahat olamazsın.. kendini kasa kasa çatlayacaksın" dedi azarlar gibi,
"ben mi kasıyorum kendimi?" dedim savunmaya geçerek.. "alakası yok.."
"evet kasıyorsun.. odaya geldiğimizden beri ne kadar alakasız konu varsa konuşmanın sebebi de bu... kasma.." dedi, yüzü, ben daha olayı idrak edemeden yüzüme yaklaştı.. dudaklarını benimkilere bastırır, elleri yüzümü çember içine alırken, bir bacağı da çoktan üzerime çıkmıştı..
"ama haklısın aslında, seven insanların böyle şeyler yapması lazım..o sevgiyi aktarmaları paylaşmaları lazım..hem zaten fazla da ileri gitmiyorlardır dediğin gibi.." dedim,
"gitmiyorlardır demi?" deyip hınzırca gülümsedi ceyda, "gidiyor da olabilirler yani, ben öylesine söyledim demin :p"
"yok yok, alperi tanıyorum ben.. öyle bir çocuk değil.." diye telaşla ekledim..
"alperi tanıyorsun da, ilaydayı tanımıyormuşsun bak..ya o ileri giderse" deyip hepten koptu deli..tam da o sırada yan odadan duvara gump diye tok bir darbe sesi gelmesin mi..
bu önce dinler gibi kulak kesildi, sonra fısıltılı bir kahkaha daha koyverdi.. iyice kafa gitmişti anlaşılan..
"ileri gitmiyorlar canım" deyip gülerek elini yüzüme attı, avcuyla burnumu ağzımı kapladı.. mıncırır gibi yaptıktan sonra yavaşça çekti..
ben ne yaparsam yapayım arayı bir türlü soğutamamaktan dolayı gerginken, o olayı farklı yorumlayıp birden bire anlayışlı moda geçti,
"ya, seni de anlıyorum.. bakma ben şaka yapıyorum birazda..şu kız kardeş olayı.. yani, o yüzden rahat olamıyorsun belli..ama bunları düşünmemek lazım tsigalko.. hayatın doğal akışı.. tabi ki onun da sevgilileri olacak, hatta belki vardır bile * "
"daha 8. sınıf" deyip sözünü kestim imalı bir şekilde"
"ne var?" dedi arsızca "ben 8. sınıftayken benim vardı * "
"ama senin de abin yokmuş işte" deyip lafı koydum..,
bir kaç saniye tuhaf tuhaf yüzüme baktı.. gene o zamanın donduğu klasik bakışmalarımızdan birini yaşıyorduk..
"bence sen şu mevzuyu kafandan atmalısın dediğim gibi.. yoksa asla rahat olamazsın.. kendini kasa kasa çatlayacaksın" dedi azarlar gibi,
"ben mi kasıyorum kendimi?" dedim savunmaya geçerek.. "alakası yok.."
"evet kasıyorsun.. odaya geldiğimizden beri ne kadar alakasız konu varsa konuşmanın sebebi de bu... kasma.." dedi, yüzü, ben daha olayı idrak edemeden yüzüme yaklaştı.. dudaklarını benimkilere bastırır, elleri yüzümü çember içine alırken, bir bacağı da çoktan üzerime çıkmıştı..
bu gecelik bu kadar panpalar,
takip ettiğiniz için teşekkürler, yorumlarınızı eksik etmeyin,
görüşmek üzere *
takip ettiğiniz için teşekkürler, yorumlarınızı eksik etmeyin,
görüşmek üzere *
@3071 eyvallah panpam ;)
iyi akşamlar panpalar, bu gece fener maçına gidiyorum, birazdan evden çıkıcam,
bu günlük yazamayacağım, yarın gece yine beraberiz inşallah, görüşmek üzere *
bu günlük yazamayacağım, yarın gece yine beraberiz inşallah, görüşmek üzere *
iyi akşamlar panpalar,
harika bir geceydi, golü attığımızda tribünden düşüyordum aq * herhalde bir insan daha fazla mutlu olamaz lan, "fener kümeye" diye bağıran o amın oğullarını 90+5 te göt etmenin verdiği mutluluğu daha bana hiç bir kadın veremedi *
bu gece saat 01.00, en geç 01.30 gibi gelip hikayemize kaldığımız yerden devam edeceğim. yorumlarınız için teşekkürler, şu oranlı, tahminli entrye yarıldım *
ayrıca taklitlerimden sakınınız :p
başlağın altını böyle şen ve canlı tuttuğunuz için teşekkürler, gece görüşmek üzere.
harika bir geceydi, golü attığımızda tribünden düşüyordum aq * herhalde bir insan daha fazla mutlu olamaz lan, "fener kümeye" diye bağıran o amın oğullarını 90+5 te göt etmenin verdiği mutluluğu daha bana hiç bir kadın veremedi *
bu gece saat 01.00, en geç 01.30 gibi gelip hikayemize kaldığımız yerden devam edeceğim. yorumlarınız için teşekkürler, şu oranlı, tahminli entrye yarıldım *
ayrıca taklitlerimden sakınınız :p
başlağın altını böyle şen ve canlı tuttuğunuz için teşekkürler, gece görüşmek üzere.
bu arada 1 günlük kapatma eylemi var deniyor inci portalda. sözlük etkilenecek mi bilmiyorum, ama etkilenir ve yazamazsam suç benim değil bilesiniz, kulaklarımı çınlatmayın *
takip eden panpalara selamlar, geldim, başlıyorum ;)
tobias çok geç kaldın baba sen, dün gelseymişsin alırmışsın hanene, kimse ilgilenmemiş
@3125 vay be, demek sen de stattaydın. hangi tribündeydin?
tobias çok geç kaldın baba sen, dün gelseymişsin alırmışsın hanene, kimse ilgilenmemiş
@3125 vay be, demek sen de stattaydın. hangi tribündeydin?
çok da ince düşünceli olmamak gerek.. daha önce de demiştim, öyle "aman şu kırılır, bu üzülür, bu ne der, bu ne yapar" diye düşünüp, her hareketimizi hesaplayarak yapar, en ufak bir problemi bile sanki devlet meselesine dönüştürürsek, asla huzur bulamaz, dahası karşımızdakilere de verdiğimizi sandığımız huzurun tam tersine, huzursuzluk veririz..
hanzo olun demiyorum, ama fazla ince düşünmeyin, zaten çoğu zaman anlaşılamıyorsunuz çünkü.. değeriniz bilinmiyor, görmezden geliniyor, fark edilmiyor..
işte önce bokları yeyip yeyip, sonra pişman olup, iş işten geçtikten sonra incelik yapmanın bedeli de buydu;
hiç istemediğin halde, zerre hoşlanmadığın bir kızın altında, uzaktaki sevgilin seni kankalarınla batak atıyor, rakı sofrasında demleniyor sanarken nefes nefese olmak..
ceydaya karşılık vermedim, o ise, bunu çok yanlış yorumlayıp utangaçlığıma bağlayarak dizginleri tamamen ele aldı ve komple üzerime çıkarak saldırısını sürdürdü.. evet utanıyorum..ama tahmin ettiği nedenlerden dolayı değil.. ebruya bunu yaptığım için, hatta ona da bunu yaptığım için utanıyorum..
bir dakika.. niye utanıyorum ki?
hayır, erkek olan ben değil miyim arkadaşım? evet, tamam aldatıyorum sevgilimi.. okey..önce zihinselken, olayın şimdi fiziksele dönmesi mi beni tereddüte düşüren?
ceyda kıpırtısız dudaklarımı sömürmekten vazgeçip boynuma yöneldi.. üzerimdeki tatlı ağırlığı ve vücudunun sıcaklığı, bu pek de sıcak sayılmayacak sonbahar gecesinde bile beni bunaltmaya yetmişti, tabi bir de içten içe yanan bir ateş var, pişmanlık ve azgınlık karışımı..
azgınlık çünkü ne de olsa erkeğiz, böyle anlarda en kendine hakim, en oturaklı adamın bile kontrolü kaybetmesi, dizginlerini uçkuruna kaptırması kaçınılmaz.. hani o sevdiğine çok bağlı, "biz ne yapıyoruz bilmem kim??" diyen erkekler var ya, böyle kızı üstünden filan atan hani..hah işte, onlar sadece dizilerde olur beyler.. gerçek hayatta bunu yapsa yapsa kız yapar.
ceydanın beline sarıldım, zaten bütün gücüyle yükleniyor olmasına aldırmadan onu kendime daha da sıkı çektim, küçük tsigalko luca toninin gol sonrası sevinçleri gibi, resmen kanatlanmış tribüne koşuyor, bir de formayı çıkarırsa tam olucak hani *
o karambolde alper in sesi bilinçaltımdan yükselip kulaklarımda yankılandı,
"abi ceyda senle ilgili ciddi düşüyor, ben konuştum. öyle göründüğü gibi bir kız değil.."
sanırım bütün pişmanlığımın sebebini bulmuştum..ben ne kendime, ne ebruya ne de aramızdaki ilişkiye zerre acımıyordum ki başından beri..ben resmen alper in etkisinde kalıp ceydaya acımıştım..
adam beni tek cümleyle, araya sıkıştırdığı o ufacık dip not ile manipüle etmişti.."... ciddi düşünüyor... öyle bir kız değil... "
allah allah... ee, o zaman daha aramızdaki sikko şeyin adını bile koymamışken üzerimde ne işi var be amk?
hanzo olun demiyorum, ama fazla ince düşünmeyin, zaten çoğu zaman anlaşılamıyorsunuz çünkü.. değeriniz bilinmiyor, görmezden geliniyor, fark edilmiyor..
işte önce bokları yeyip yeyip, sonra pişman olup, iş işten geçtikten sonra incelik yapmanın bedeli de buydu;
hiç istemediğin halde, zerre hoşlanmadığın bir kızın altında, uzaktaki sevgilin seni kankalarınla batak atıyor, rakı sofrasında demleniyor sanarken nefes nefese olmak..
ceydaya karşılık vermedim, o ise, bunu çok yanlış yorumlayıp utangaçlığıma bağlayarak dizginleri tamamen ele aldı ve komple üzerime çıkarak saldırısını sürdürdü.. evet utanıyorum..ama tahmin ettiği nedenlerden dolayı değil.. ebruya bunu yaptığım için, hatta ona da bunu yaptığım için utanıyorum..
bir dakika.. niye utanıyorum ki?
hayır, erkek olan ben değil miyim arkadaşım? evet, tamam aldatıyorum sevgilimi.. okey..önce zihinselken, olayın şimdi fiziksele dönmesi mi beni tereddüte düşüren?
ceyda kıpırtısız dudaklarımı sömürmekten vazgeçip boynuma yöneldi.. üzerimdeki tatlı ağırlığı ve vücudunun sıcaklığı, bu pek de sıcak sayılmayacak sonbahar gecesinde bile beni bunaltmaya yetmişti, tabi bir de içten içe yanan bir ateş var, pişmanlık ve azgınlık karışımı..
azgınlık çünkü ne de olsa erkeğiz, böyle anlarda en kendine hakim, en oturaklı adamın bile kontrolü kaybetmesi, dizginlerini uçkuruna kaptırması kaçınılmaz.. hani o sevdiğine çok bağlı, "biz ne yapıyoruz bilmem kim??" diyen erkekler var ya, böyle kızı üstünden filan atan hani..hah işte, onlar sadece dizilerde olur beyler.. gerçek hayatta bunu yapsa yapsa kız yapar.
ceydanın beline sarıldım, zaten bütün gücüyle yükleniyor olmasına aldırmadan onu kendime daha da sıkı çektim, küçük tsigalko luca toninin gol sonrası sevinçleri gibi, resmen kanatlanmış tribüne koşuyor, bir de formayı çıkarırsa tam olucak hani *
o karambolde alper in sesi bilinçaltımdan yükselip kulaklarımda yankılandı,
"abi ceyda senle ilgili ciddi düşüyor, ben konuştum. öyle göründüğü gibi bir kız değil.."
sanırım bütün pişmanlığımın sebebini bulmuştum..ben ne kendime, ne ebruya ne de aramızdaki ilişkiye zerre acımıyordum ki başından beri..ben resmen alper in etkisinde kalıp ceydaya acımıştım..
adam beni tek cümleyle, araya sıkıştırdığı o ufacık dip not ile manipüle etmişti.."... ciddi düşünüyor... öyle bir kız değil... "
allah allah... ee, o zaman daha aramızdaki sikko şeyin adını bile koymamışken üzerimde ne işi var be amk?
@3127 konaktayım ben panpam ;)
http://fizy.com/#s/129yuy
eveett..nihayet üzerimdeki baskıyı atmış, kendimi, yemekte olduğum haltın meşru olduğuna inandırmıştım..en azından bir parça..
yine de benim ceydanın sahip olduğu motivasyonla sevişebilmem için daha sabaha kadar kendimle mülakat etmem gerekirdi..henüz sadece suçluluk duygumu azaltmayı başarmıştım o kadar..karşılık vermeyi hala beceremiyordum..
biraz sonra bizimki de bunu fark etti, kafasını gömdüğü yerden çıkarıp yüzüme kızgın kızgın baktı..ama heralde sonra benim yüzümdeki ablak ve zavallı ifadeyi görmüş olmalı ki anlayışla yumuşadı hatları..eli uzanıp gözlerimi önüne dökülen perçemlerimin arasına daldı(evet benim perçemleri, saçlarım epey uzadı ;)), onlarla oynadı, sonra gözlerini yüzüme dikip yüzümü okşayarak,
"canım..yaptığımızda yanlış bir şey yok..birbirimizi seviyoruz..tamam biraz hızlı başlamış olabiliriz ama, zaten fazlasıyla ağırdan almadık mı? * "
hassiktir..
kim kimi seviyor lan? benim kimseyi sevdiğim yok!?
yutkundum..gülümsemeyi sürdürerek burnuma bir öpücük kondurdu.."hadi..canlan biraz" diye fısıldadı neşeli bir tonla..
beyler :(
yemin ederim böyle soldan soldan geliyorlar, fenalık geçirecem aq..kız,
hem onu sevdiğimi sanıyor,
hem de bana resmen acıyor aq,benim saf, tecrübesiz, utangaç filan olduğumu düşünüyor lan? öyle ki, ben daha sevişmeyi filan bile bilmiyorum, o böyle ani yakınlaşınca da saftirikliğimden ne yapacağımı şaşırdım..yazzıkkkk, kıyamazz banaa...
amına koyayım... işte onun gözünde tam olarak böyle görünüyor olmalıyım..gerçekte nasıl azgın bir afrika bizonu olduğumu bilmiyor tabi, şimdiye onu beş kere kaldırıp yere vururdum * ama ben aklımdaki sikik düşüncelerle mücadele etmekten olaya odaklanamadım ki..
buraya kadar yazdıklarımı iyi okuyun beyler..altındaki mesajı iyi alın, çünkü oradaki cümleler, huyu olmadığı ve istemediği halde, akıntıya kapılıp, sevdiği, ya da en azından onu seven birini aldatan bir erkeğin hezeyanlarıdır..
ve bana göre aldatmak yarı yarıya hastalık, yarı yarıya da orospu çocukluğudur..delikanlı adam aldatmaz..ha, biriyle beraberken, oldu da başka birine mi kapıldı? kalbine söz geçiremez mi oldu? hah o zaman, o anki sevgilisinden ayrılır, ondan sonra ne bok yiyecekse yer..aldatmaz..
bana gelince..ne olduğumu, ya da ne olacağımı bilmiyorum, piç miyim, piç mi olurum, adam mı olurum, travesti mi olurum, jigolo mu olurum, loser mi olurum bilmem..ama orospu çocuğu olmak istemediğim kesin..orospu çocukluğu yapmak istemediğim de kesin... çünkü bu yaptığım şey, piçlik felan değil..böyle piçlik olmaz... delikanlı adam aldatmaz..
yeniden hunharca üzerime girişmiş olan ceydayı belinden tekrar kavradım, bacaklarımı toplayıp dizlerimi dikleştirdim, bu hareket sonrası ceyda yine niyetimi farklı algılayıp üzerimde beceriksizce git gel yapmaya başladı..
bense boşluğunu yakaladım ilk anda, az önce topladığım ayaklarımdan da destek alarak havada künde atmak vesilesiyle 1 saniye içinde kendisini altıma alıverdim, o uçuş sırasında bizimki küçük bir heyecan çığlığı koyuverdi..heyecanlanacak bir durum yok ceydacım.
ellerini yakalayıp yanlara bastırdım, yüzümü yüzünden uzaklaştırdım, bir yandan çılgınca gülümserken bir yan da kesik kesik nefes alarak (fake hareketler bunlarrr..) yüzüme bakıyordu..bense kontrolü tekrar ele geçirmenin ve az önce kafamda oturttuğum düşüncenin verdiği kararlılıkla bir sonraki ve muhtemelen "şah mat" ile sonuçlanacak olan hamlemi yapmaya koyuldum..
not: bacaklarımı az önce açtığınız şarkının resimdeki gülşen in pozisyonuna getirdim, üste geçmek için ayak tabanlarınızdan destek almak şart, kevaşeler göründüklerinden ağırlar, öbür türlü belinizi filan sakatlarsınız, artistlik yapayım derken *
eveett..nihayet üzerimdeki baskıyı atmış, kendimi, yemekte olduğum haltın meşru olduğuna inandırmıştım..en azından bir parça..
yine de benim ceydanın sahip olduğu motivasyonla sevişebilmem için daha sabaha kadar kendimle mülakat etmem gerekirdi..henüz sadece suçluluk duygumu azaltmayı başarmıştım o kadar..karşılık vermeyi hala beceremiyordum..
biraz sonra bizimki de bunu fark etti, kafasını gömdüğü yerden çıkarıp yüzüme kızgın kızgın baktı..ama heralde sonra benim yüzümdeki ablak ve zavallı ifadeyi görmüş olmalı ki anlayışla yumuşadı hatları..eli uzanıp gözlerimi önüne dökülen perçemlerimin arasına daldı(evet benim perçemleri, saçlarım epey uzadı ;)), onlarla oynadı, sonra gözlerini yüzüme dikip yüzümü okşayarak,
"canım..yaptığımızda yanlış bir şey yok..birbirimizi seviyoruz..tamam biraz hızlı başlamış olabiliriz ama, zaten fazlasıyla ağırdan almadık mı? * "
hassiktir..
kim kimi seviyor lan? benim kimseyi sevdiğim yok!?
yutkundum..gülümsemeyi sürdürerek burnuma bir öpücük kondurdu.."hadi..canlan biraz" diye fısıldadı neşeli bir tonla..
beyler :(
yemin ederim böyle soldan soldan geliyorlar, fenalık geçirecem aq..kız,
hem onu sevdiğimi sanıyor,
hem de bana resmen acıyor aq,benim saf, tecrübesiz, utangaç filan olduğumu düşünüyor lan? öyle ki, ben daha sevişmeyi filan bile bilmiyorum, o böyle ani yakınlaşınca da saftirikliğimden ne yapacağımı şaşırdım..yazzıkkkk, kıyamazz banaa...
amına koyayım... işte onun gözünde tam olarak böyle görünüyor olmalıyım..gerçekte nasıl azgın bir afrika bizonu olduğumu bilmiyor tabi, şimdiye onu beş kere kaldırıp yere vururdum * ama ben aklımdaki sikik düşüncelerle mücadele etmekten olaya odaklanamadım ki..
buraya kadar yazdıklarımı iyi okuyun beyler..altındaki mesajı iyi alın, çünkü oradaki cümleler, huyu olmadığı ve istemediği halde, akıntıya kapılıp, sevdiği, ya da en azından onu seven birini aldatan bir erkeğin hezeyanlarıdır..
ve bana göre aldatmak yarı yarıya hastalık, yarı yarıya da orospu çocukluğudur..delikanlı adam aldatmaz..ha, biriyle beraberken, oldu da başka birine mi kapıldı? kalbine söz geçiremez mi oldu? hah o zaman, o anki sevgilisinden ayrılır, ondan sonra ne bok yiyecekse yer..aldatmaz..
bana gelince..ne olduğumu, ya da ne olacağımı bilmiyorum, piç miyim, piç mi olurum, adam mı olurum, travesti mi olurum, jigolo mu olurum, loser mi olurum bilmem..ama orospu çocuğu olmak istemediğim kesin..orospu çocukluğu yapmak istemediğim de kesin... çünkü bu yaptığım şey, piçlik felan değil..böyle piçlik olmaz... delikanlı adam aldatmaz..
yeniden hunharca üzerime girişmiş olan ceydayı belinden tekrar kavradım, bacaklarımı toplayıp dizlerimi dikleştirdim, bu hareket sonrası ceyda yine niyetimi farklı algılayıp üzerimde beceriksizce git gel yapmaya başladı..
bense boşluğunu yakaladım ilk anda, az önce topladığım ayaklarımdan da destek alarak havada künde atmak vesilesiyle 1 saniye içinde kendisini altıma alıverdim, o uçuş sırasında bizimki küçük bir heyecan çığlığı koyuverdi..heyecanlanacak bir durum yok ceydacım.
ellerini yakalayıp yanlara bastırdım, yüzümü yüzünden uzaklaştırdım, bir yandan çılgınca gülümserken bir yan da kesik kesik nefes alarak (fake hareketler bunlarrr..) yüzüme bakıyordu..bense kontrolü tekrar ele geçirmenin ve az önce kafamda oturttuğum düşüncenin verdiği kararlılıkla bir sonraki ve muhtemelen "şah mat" ile sonuçlanacak olan hamlemi yapmaya koyuldum..
not: bacaklarımı az önce açtığınız şarkının resimdeki gülşen in pozisyonuna getirdim, üste geçmek için ayak tabanlarınızdan destek almak şart, kevaşeler göründüklerinden ağırlar, öbür türlü belinizi filan sakatlarsınız, artistlik yapayım derken *
muhtemelen yeni ve onu uçuracak bir fantezi ya da saldırı planladığımı düşünen ceyda, keyifle yüzüme gülümsemeye devam ederken, bir yandan da teşvik primi babında bacaklarını belime dolamıştı..
ah be beyler..o kadar kolaydı ki..şimdi, tam da bu pozisyonda başlayıp, daldan dala atlayarak sabaha kadar danalar gibi sevişmek o kadar kolaydı.. daha önce hiç olmadığı kadar..
ve daha önce hiç olmadığı kadar ileri gidilebilme potansiyeli vardı.. neticede daha önceki vukuatlarımı düşünürsek,
ceren, tırsak kaşarın tekiydi.. tamam iyi sürtüşmüştük eyvallah ama, ondan daha fazlası gelmezdi.. zaten ben de daha toydum aq..
sonra ayşentwo kaltağı, resmen sikimi kursağımda bırakmıştı..onu düşünmek bile istemiyorum.. amın evladı..
işin tuhafı ise, bu 3-5 günlük tanımışlığım olan hatunlarla kendimi nasıl olduğunu bile anlamadan balık istifi şeklinde alt-üst bulurken, asıl sevgililerimle yani ne mine ile, ne de ebru ile bu derece yakınlaşamamış, bu derece serbest bir ortam bulamamıştım..
kaderin cilvesi heralde..
ceyda ise, ne ceren kadar temkinli, ne de ayşen gibi yarıda bırakacak bir tipe benziyordu, gazı almış gidiyordu resmen, eğer ateşini yeterince canlı tutabilir ve hatta büyütürsem, gerçek manada sikiş bile olabilirdi bu gece.. önden olmazsa arkadan.. arkadan olmazsa oral..bir şeyler olacağı kesindi..
ciddi hatun he..amına koyim senin alper..
gözlerimi gözlerine dikip yüzümü yarı gülümser, yarı buruk bir hale getirdim..
burun delikleri bir genişleyip bir ufalırken, o da bana aynı şekilde bakıp "ne oldu bebeğim?" dedi tatlı tatlı..
birazdan sıçacağım cümleler öncesi bir kez daha derin nefes alıp yutkunduktan sonra nihayet taşlarımı dökmeye başladım..
ah be beyler..o kadar kolaydı ki..şimdi, tam da bu pozisyonda başlayıp, daldan dala atlayarak sabaha kadar danalar gibi sevişmek o kadar kolaydı.. daha önce hiç olmadığı kadar..
ve daha önce hiç olmadığı kadar ileri gidilebilme potansiyeli vardı.. neticede daha önceki vukuatlarımı düşünürsek,
ceren, tırsak kaşarın tekiydi.. tamam iyi sürtüşmüştük eyvallah ama, ondan daha fazlası gelmezdi.. zaten ben de daha toydum aq..
sonra ayşentwo kaltağı, resmen sikimi kursağımda bırakmıştı..onu düşünmek bile istemiyorum.. amın evladı..
işin tuhafı ise, bu 3-5 günlük tanımışlığım olan hatunlarla kendimi nasıl olduğunu bile anlamadan balık istifi şeklinde alt-üst bulurken, asıl sevgililerimle yani ne mine ile, ne de ebru ile bu derece yakınlaşamamış, bu derece serbest bir ortam bulamamıştım..
kaderin cilvesi heralde..
ceyda ise, ne ceren kadar temkinli, ne de ayşen gibi yarıda bırakacak bir tipe benziyordu, gazı almış gidiyordu resmen, eğer ateşini yeterince canlı tutabilir ve hatta büyütürsem, gerçek manada sikiş bile olabilirdi bu gece.. önden olmazsa arkadan.. arkadan olmazsa oral..bir şeyler olacağı kesindi..
ciddi hatun he..amına koyim senin alper..
gözlerimi gözlerine dikip yüzümü yarı gülümser, yarı buruk bir hale getirdim..
burun delikleri bir genişleyip bir ufalırken, o da bana aynı şekilde bakıp "ne oldu bebeğim?" dedi tatlı tatlı..
birazdan sıçacağım cümleler öncesi bir kez daha derin nefes alıp yutkunduktan sonra nihayet taşlarımı dökmeye başladım..
http://fizy.com/#s/1bxd5q
"ceyda?"
"efendim bitanem.."
"seninle açık açık konuşmamız lazım.."
güldü..sinirli ve sabırsız bir gülüş,
"yanii..onca zaman vardı.., bu hale gelmişken mi konuşucaz açık açık??"
"haklısın..haklısın ama..ben o zaman durumun ciddiyetinin farkında değildim..sahi, ciddi mi bizim durumumuz?"
"nasıl yani?"
"yani, benim için gerçekte ne düşünüyorsun? herhangi bir macera mıyım? yoksa,... "
şaşkın şaşkın yüzüme baktı..
"ahah..nasıl ya..bu soruları normalde kızların sorması gerekmez mi hahaha"
sus orospu, emin olmaya çalışıyorum..
"bilemiyorum kim sorar kim sormaz..ama ben bildiğin adamlardan değilim.."
biraz kafası karışmakla beraber, beni hala gır gır yapıyor sanıp işi sulandırdı,
"aa doğru bak, hahaha siz alperle yatıcaktınız bu gece zaten biz ilayda anlaşmasaydık.."
"ne? ne dedin?"
zaten tahmin ettiğim bir şeyi ağzından kaçırmıştı..ben de farkında değilmiş ayağı yaparak üzerinde nihayet ilk gerçek psikolojik baskımı kurmayı başardım..
"ne dedin demin bir daha söyle bakayım?"
hayret, ilk defa utandığını hissedebiliyordum..yanaklarının, deminden beri tepişmemizden ötürü zaten az sayıda kalmış beyaz bölgeleri de kızarırken, gözlerini kaçırıp "eeiiyy ne bok yedim ben şimdi" gülümsemesi yüzünü kapladı..
"ceyda..belli ki ikimiz de henüz birbirimizi çok iyi tanımıyoruz..anladın mı? bak ben demin söylediğin şey karşısında çok şaşırdım mesela.." deyip bozuk attım..
nihayet ciddileşmeye karar veren ceyda, kızgın gözlerini yüzüme dikip saydırmaya başladı,
"şaşırdın mı? şaşırdın?..sen?..ama ben hiç şaşırmadım tsigalko biliyor musun? ve seni, tahmin ettiğinden çok daha iyi tanıyorum..basketbol ayağına düşürdüğün kızları da biliyorum..başarısız ilişkilerini de biliyorum..şu anda sevgilin seni kim bilir nerede sanarken benimle kucak kucağa burada olmanın sebebini de biliyorum..gördün mü? seni, en az senin kadar tanıyorum, sence aptala benzer bir halim var mı benim? her şeyini araştırdım, hem de her şeyini..zaten o yüzden seninle aynı yataktayım şu anda..seni değiştirebilirim tsigalko... düzeltebilirim..anladın mı? böyle olmak zorunda değilsin..olmak istemediğin şeyi olmak için zorluyorsun kendini... zorunda değilsin.."
ao...
sıçtık..
"ceyda?"
"efendim bitanem.."
"seninle açık açık konuşmamız lazım.."
güldü..sinirli ve sabırsız bir gülüş,
"yanii..onca zaman vardı.., bu hale gelmişken mi konuşucaz açık açık??"
"haklısın..haklısın ama..ben o zaman durumun ciddiyetinin farkında değildim..sahi, ciddi mi bizim durumumuz?"
"nasıl yani?"
"yani, benim için gerçekte ne düşünüyorsun? herhangi bir macera mıyım? yoksa,... "
şaşkın şaşkın yüzüme baktı..
"ahah..nasıl ya..bu soruları normalde kızların sorması gerekmez mi hahaha"
sus orospu, emin olmaya çalışıyorum..
"bilemiyorum kim sorar kim sormaz..ama ben bildiğin adamlardan değilim.."
biraz kafası karışmakla beraber, beni hala gır gır yapıyor sanıp işi sulandırdı,
"aa doğru bak, hahaha siz alperle yatıcaktınız bu gece zaten biz ilayda anlaşmasaydık.."
"ne? ne dedin?"
zaten tahmin ettiğim bir şeyi ağzından kaçırmıştı..ben de farkında değilmiş ayağı yaparak üzerinde nihayet ilk gerçek psikolojik baskımı kurmayı başardım..
"ne dedin demin bir daha söyle bakayım?"
hayret, ilk defa utandığını hissedebiliyordum..yanaklarının, deminden beri tepişmemizden ötürü zaten az sayıda kalmış beyaz bölgeleri de kızarırken, gözlerini kaçırıp "eeiiyy ne bok yedim ben şimdi" gülümsemesi yüzünü kapladı..
"ceyda..belli ki ikimiz de henüz birbirimizi çok iyi tanımıyoruz..anladın mı? bak ben demin söylediğin şey karşısında çok şaşırdım mesela.." deyip bozuk attım..
nihayet ciddileşmeye karar veren ceyda, kızgın gözlerini yüzüme dikip saydırmaya başladı,
"şaşırdın mı? şaşırdın?..sen?..ama ben hiç şaşırmadım tsigalko biliyor musun? ve seni, tahmin ettiğinden çok daha iyi tanıyorum..basketbol ayağına düşürdüğün kızları da biliyorum..başarısız ilişkilerini de biliyorum..şu anda sevgilin seni kim bilir nerede sanarken benimle kucak kucağa burada olmanın sebebini de biliyorum..gördün mü? seni, en az senin kadar tanıyorum, sence aptala benzer bir halim var mı benim? her şeyini araştırdım, hem de her şeyini..zaten o yüzden seninle aynı yataktayım şu anda..seni değiştirebilirim tsigalko... düzeltebilirim..anladın mı? böyle olmak zorunda değilsin..olmak istemediğin şeyi olmak için zorluyorsun kendini... zorunda değilsin.."
ao...
sıçtık..
başım dönüyordu.. ceydanın yüzüme doğru uzanan elleri hedefini bulamadan kendimi yana attım, yatağa devrildim..
ne diyor lan bu kız..
gerçekten beyninizin boşaldığı, hiç bir şey düşünemediğiniz, hatta bakmakta olduğunuz tavanı, döşemeyi, duvarı filan bile algılayamayacak kadar mallaştığınız anlar olur ya hani (çalışmadan girdiğiniz sınavlarda çok olur bu * ), işte aynen o durumdayım..
lan nefes almak, kalbin atması refleks icabı olmasa, emin olun onlar bile dururdu be..
ben o vaziyetteyken ceyda yanlamasına dönüp bana yaklaştı, kulağıma konuşmaya başladı..
"ani oldu biraz değil mi? * "
derin bir nefes aldım..ani de laf mı lan.. benim deminden beri söylesem mi? söylemesem mi? acaba bu saatten sonra söylenir mi? söylenirse nasıl söylenir, ne tepki alırım? diye düşünüp götümü çatlattığım şeyleri caart diye bir çırpıda döküverdin ortaya..
"sevgilimin olduğunu bile bile neden ilgi gösterdin ki bana?" dedim nötr bir sesle..en ufak bir duygu yüklemeyi başaramamıştım..
"ben ilgi göstermedim ki * ha tamam, yani, hoşlandım senden ama, sen de bana karşılık verdin, hatta biraz da sen çeldin benim aklımı * "
lan ne kadar neşelisin amına koyim ya..
"ben? ben mi çeldim? ne alakası var.." bu laflar ağzımdan çıkar çıkmaz pişman oldum çünkü resmen ilk okullu çocuklar gibi savunmaya geçmiştim..son derece basit ve ilkel cümlelerle, kelimeleri bükmekte, laf oryantalliği yapmakta üzerine olmayan ben e yakışmayan bir şekilde hem de..
o tam konuşacakken gene devam ettim,
"ya bak.. tamam, doğrudur..ben pek stabil bir tip sayılmam yani.. elim gözüm rahat durmaz doğrudur..ama yani..sen de masum ya da kandırılmış filan değilsin"
"ben masumum demedim ki zaten * " deyip ağzını kulaklarına vardırdı.."kim masum ki? ;)"
hasiktir lan ordan.. amına koyayım amerikan dizilerini izleyip izleyip geliyorsunuz, 18 yaşında kızsın, nereye masum değilsin aq..ne yaşadın sanki.. böyle feleğin çemberinden geçmiş gibi bir haller..
"ceyda.. epey tuhafsın biliyorsun değil mi?"
"evet, sen de öylesin.. zaten bu yüzden kader bizi birleştirdi ya ;)"
kader mader, ne diyor bu kız lan.. kızım lütfen sapık filan çıkma, gözünü seveyim.. lütfen..
"iyi ama ceyda, benim sevgilim var.. seninde dediğin gibi, sen de biliyorsun işte.. benim burada bile olmamam lazım.. nasıl normal karşılıyorsun bunu anlayamıyorum.. kızsan bağırsan, tokat filan atsan daha çok hoşuma giderdi, sen.. resmen seviniyorsun bile.." deyip gergin ve şaşkın şekilde güldüm..
"normal karşılamıyorum ki..dedim ya, seni iyileştirecek olan benim..hem, sevgilim var diyorsun.. evet var..ama onu gerçekten seviyor olsan burada olur muydun?..kendini kandırmayı bırak tsigalko.. belli ki sadece zaman geçiriyorsun o kadar.. hatta acıyor bile olabilirsin kıza! kesin o teklif etmiştir, ya da böyle bana yaptığın gibi tam zurnanın zırt dediği yere kadar gelmişsinizdir beraber, oluvermiştir! (yüzümün ifadesini gördü) evet evet! kesin öyle demi? hahaha biliyordum ya.." el çırpıp kendini kutladı..
beyler bu kızı siktiğimi düşünemiyorum.. mezara kadar belir herhalde benle.. ciddi anlamda patolojik bir vaka ile karşı karşıyayız.. kız deli..hem de resmen içimi, beynimi okuyabilen bir deli... hastalıklı yapıdaki "öteki ben" in, dişi bir formda yaşam bulmuş şekli bir nevi..
ne diyor lan bu kız..
gerçekten beyninizin boşaldığı, hiç bir şey düşünemediğiniz, hatta bakmakta olduğunuz tavanı, döşemeyi, duvarı filan bile algılayamayacak kadar mallaştığınız anlar olur ya hani (çalışmadan girdiğiniz sınavlarda çok olur bu * ), işte aynen o durumdayım..
lan nefes almak, kalbin atması refleks icabı olmasa, emin olun onlar bile dururdu be..
ben o vaziyetteyken ceyda yanlamasına dönüp bana yaklaştı, kulağıma konuşmaya başladı..
"ani oldu biraz değil mi? * "
derin bir nefes aldım..ani de laf mı lan.. benim deminden beri söylesem mi? söylemesem mi? acaba bu saatten sonra söylenir mi? söylenirse nasıl söylenir, ne tepki alırım? diye düşünüp götümü çatlattığım şeyleri caart diye bir çırpıda döküverdin ortaya..
"sevgilimin olduğunu bile bile neden ilgi gösterdin ki bana?" dedim nötr bir sesle..en ufak bir duygu yüklemeyi başaramamıştım..
"ben ilgi göstermedim ki * ha tamam, yani, hoşlandım senden ama, sen de bana karşılık verdin, hatta biraz da sen çeldin benim aklımı * "
lan ne kadar neşelisin amına koyim ya..
"ben? ben mi çeldim? ne alakası var.." bu laflar ağzımdan çıkar çıkmaz pişman oldum çünkü resmen ilk okullu çocuklar gibi savunmaya geçmiştim..son derece basit ve ilkel cümlelerle, kelimeleri bükmekte, laf oryantalliği yapmakta üzerine olmayan ben e yakışmayan bir şekilde hem de..
o tam konuşacakken gene devam ettim,
"ya bak.. tamam, doğrudur..ben pek stabil bir tip sayılmam yani.. elim gözüm rahat durmaz doğrudur..ama yani..sen de masum ya da kandırılmış filan değilsin"
"ben masumum demedim ki zaten * " deyip ağzını kulaklarına vardırdı.."kim masum ki? ;)"
hasiktir lan ordan.. amına koyayım amerikan dizilerini izleyip izleyip geliyorsunuz, 18 yaşında kızsın, nereye masum değilsin aq..ne yaşadın sanki.. böyle feleğin çemberinden geçmiş gibi bir haller..
"ceyda.. epey tuhafsın biliyorsun değil mi?"
"evet, sen de öylesin.. zaten bu yüzden kader bizi birleştirdi ya ;)"
kader mader, ne diyor bu kız lan.. kızım lütfen sapık filan çıkma, gözünü seveyim.. lütfen..
"iyi ama ceyda, benim sevgilim var.. seninde dediğin gibi, sen de biliyorsun işte.. benim burada bile olmamam lazım.. nasıl normal karşılıyorsun bunu anlayamıyorum.. kızsan bağırsan, tokat filan atsan daha çok hoşuma giderdi, sen.. resmen seviniyorsun bile.." deyip gergin ve şaşkın şekilde güldüm..
"normal karşılamıyorum ki..dedim ya, seni iyileştirecek olan benim..hem, sevgilim var diyorsun.. evet var..ama onu gerçekten seviyor olsan burada olur muydun?..kendini kandırmayı bırak tsigalko.. belli ki sadece zaman geçiriyorsun o kadar.. hatta acıyor bile olabilirsin kıza! kesin o teklif etmiştir, ya da böyle bana yaptığın gibi tam zurnanın zırt dediği yere kadar gelmişsinizdir beraber, oluvermiştir! (yüzümün ifadesini gördü) evet evet! kesin öyle demi? hahaha biliyordum ya.." el çırpıp kendini kutladı..
beyler bu kızı siktiğimi düşünemiyorum.. mezara kadar belir herhalde benle.. ciddi anlamda patolojik bir vaka ile karşı karşıyayız.. kız deli..hem de resmen içimi, beynimi okuyabilen bir deli... hastalıklı yapıdaki "öteki ben" in, dişi bir formda yaşam bulmuş şekli bir nevi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder