istisnasız en nefret ettiğim gündür perşembe günleri.. kara perşembeler... hatırlarsınız.. bunun için gayet iyi nedenlerim var..
işte bir başka, keyifsiz, perşembe daha.. sınavlardan önceki son haftamız, akşam programındayız..
ne güzel, çalıyor, eğleniyorsun işte diyorsunuzdur..ama öyle değil.. çalıyor, söylüyor, eğlendiriyoruz ama..ben yine eğlenemiyorum..
burçin yine yok...
o gece artık iyice sinirlenmiştim içten içe.. gece kendimi muhasebeye çektim..
ne olur lan sana? dedim..ne bu haller..ne oldu? aşık mı oldun aq?..salağa bak.. gerizekalı..mal..
kendime, daha üç beş muhabbetlik kadar tanıdığım bir kızın beni bu kadar karıştırmasına izin verdiğim için kızdım.. burçine, bu gereksiz liseli tavırları için kızdım..ne oluyor yani gelmeyince anasını satayım? kimi cezalandırıyorsun?..
böyle cebelleşe durayım, şeytan yan taraftaki divanın üzerine tünemiş şekilde beni izliyordu..
gül gül aq..gül içinden diye düşündüm..
ama kızıl gözlerinin ciddiyetle parıldadığını görür gibiydim sanki.. konuşmasını bekledim..
"kendini fazla sıkıyorsun?" dedi..
"kafam bozuldu ya..hareketlere bak aq.."
"evet fena değil.. aslında kızı takdir etmedim desem yalan olur.. önce, sabırla bekledi ve resmen zorla senin, onun ayağına gitmeni sağladı.. sonra seni gevşetecek ve varsa bir defon, ortaya çıkaracak şekilde rahat bir muhabbetle tanışmayı başlattı.. neyse ki sen orada ne mal olduğunu belli etmedin, bu da seni takdir ettiğim kısım.."
"anlat anlat.. kendimi başkasının ağzından dinlemek hoşuma gidiyor.. sonra ne yaptım ben sayın çok bilmiş?"
"(: ..sonra muhabbeti biraz ciddileştirip seni gerçekten tanımak istedi.."
"hayır, işte burada yanılıyorsun.. muhabbeti ciddileştiren bendim.."
"sadece senin öyle sanmanı sağladı..bir masada muhabbetin konusunu erkek seçse de, havasını her zaman kadınlar belirler.. sıkıyorsa o havaya uyma..en küçük bir mimikten, bakıştan, atlanan ya da geçiştirilen bir gülümseme anında bile ayarı anında alır ve onun istediği gibi konuşmak zorunda kalırsın.."
"iyi..o zaman biz boşuna uğraşıyoruz? gibtirip gidelim? sen de gibtir git..ben de gidip ayçadan özür dileyeyim, en azından düzenli gibişiyorduk.. öyle devam ederiz o sıkılana kadar.. bırakalım yani.. madem elimizden bir şey gelmiyor bu "kadın" lara karşı, hiç zorlamaya gerek yok?"
"sakin ol tsigalko.. daha sakin..her şeyi bir anda elde edebileceğini sanıyorsun, fazla aceleci, fazla agresifsin.. oysa ben, benim çizdiğim zamanlamaya uyduğun takdirde, geç de olsa, güç olmadan istediğin şeye ulaşacağını garanti ediyorum sana.."
"peki.. peki..sen biliyorsun.. tamam..o zaman şimdi ne tak yiyeceğim? yiyeceğiz?"
"öncelikle aceleciliği bırakacaksın.. daha sakin.. sana işin en kolay kısmında başladığını ve basamakları çıkmanın gittikçe zorlaşacağını söylemiştim..her kadını ayça gibi kolayca eve, yatağa atabileceğini, ya da elif gibi piyangoların haftada iki kez düzenli şekilde vurmasını filan bekliyorsan, tavsiyem bu beklentinden vazgeçmen... binlerce, on binlerce, hatta milyonlarca farklı kadın tipi ve karakteri var.. beş parmağın beşi bile bir değilken.. kadınları nasıl olur da tek bir başlık altında toplayabiliriz?"
"hmm.. yani, bu burçin..zor kadın öyle mi? zorluk bu mu yani? bu saçma sapan hareketlerle mi zorluk derecesi yükseliyor?"
"hayır burçin sadece senden hoşlanmış ve seninle uzun vadede prim yapabileceğine inanan bir kız.. ipleri kendi eline almak istiyor..bu nedenle, senden gelecek her türlü aykırı harekete asla taviz vermeyip bu tarz yöntemlerle kendince mesajlar verecektir.."
kafam karışmıştı biraz..
"yani.. bana aşık olduğu için ya da benle ciddi düşündüğü için değil bu yaptıkları?"
"hahaha..bak.. tsigalko..özgüvenini zedelemek istemem ki bu bizim en büyük kozumuz, sana ilgi gösteren ve bunu yaparken ağırdan alan her kadının sana aşık olduğu gibi bir yanılgıya kapılmaman lazım.. hayır..aşk filan yok.. aşkı öyle kolayca bulamazsın zaten..ve henüz sen de hiç tanımadın aşkı.. karşındaki kadın, güzelliği sayesinde etrafında dönen onlarca adama sahip zaten, ama o, senin diğer tüm bu adamlardan daha gözde bir yerde olduğuna kendini inandırdığı için, seni istiyor.. tamamen arz-talep meselesi.."
"aşık olmadığım konusunda emin olma derim.. bilirsin.."
"kesinlikle eminim tsigalko.."
"ama.. ayş.."
"tamamen beklenen bir kıvılcım..bir saplantı ya da.."
"o zaman neden bu kadar yırtıyorum kendimi ondan intikam almak için?"
"çünkü bu senin karakterin (:"
"saplantılı ve piskopat olmak?"
"eh..fiziksel olarak zararsız, duygusal açıdan yıkıcı bir piskopat belki evet.."
"peki.. burçine dönelim.. plan nedir?"
"onun kurallarına göre oynamak..en azından öyle olduğunu sanmasını sağlamak.. aksi takdirde tsigalko, ava giderken avlanacaktın neredeyse... şimdilik yapabileceğin bir şey yok.. bekleyeceğiz..zamanı geldiğinde ise, ağzından çıkması gereken sözleri ben kulağına fısıldayacağım.. yapman gereken hareketleri ellerinden tutup ben yaptıracağım ;)"
"... iyi.. sabrediyoruz..fazla havaya girmiyoruz... ve sana güveniyorum?"
"aynen öyle (:"
"sonuncusunda biraz sıkıntılarım var ama neyse.."
"hep böyle esprili olman bir avantaj tabi (:.."
"heh.."
http://fizy.com/#s/1f9xta ahahaha
hafta sonu bizim tayfayla sınavlar öncesi son son bir oturalım diye bizim pub a gittik..epey de olmuş ha beraber gelmeyeli anasını satayım..tabi ana gündem maddesi sınavlar olunca bardaklara fazla abanıldı, bense farklı bir yol izleyip (tak yolu) beş dakika içinde üç shot yaptım..allah bereket versin..kayıkta gibiyim..ananı gibiyim, düşücem lan kayıktan... lan..
muhabbetin ilk bir saatlik bölümünü hatırlamıyorum ama yüzümde salak bir sırıtışla bizimkilerin geyiğini dinlemişimdir muhtemelen..
"vay be..iki aydan fazla oldu lan..hep beraberiz aq (: şu an dünya üzerinde olmak isteyeceğim daha iyi bir yer yok lan..iyi ki varsınız muallakler..hayatımın anlamısınız.." (bu sözler 4. biranın üstüne tolganın ağzından çıkıyor x) )
bardaklar tokuştu, hepimiz iyice gevrekleşmişiz..
sınavlar konuşuldu tabi, dedik ya günün ana gündem maddesi,
tolga bini bol bol taşak geçti benle, "arkaünden kan alacaklar aga" minvalinde..ama harbiden de öyle yani, dedim la neco,
"olm çalışalım yarin demi? ne zaman ilk sınav bizim?"
"ahaha..aga..başlıyoruz işte pazartesi ısı ile?"
"hadi ya..lan daha takvimden haberim yok..çalışırız ha?"
"çalışırız kanka da, öyle bir günlük çalışmayla olacak iş değil yani (:"
"yok yea..ben dinledim derste de biraz yea.."
tolga,
"olm ısı aktarımı işte lan, aktarcaklar sana zuhahah, gavur amı gibi yanıcan adgdsgfsdg"
"gibtir lan..inek oldu bu da başımıza haa"
alper,
"abi ben de yardım ederdim sana ama malum alt sınıfım yani, bilemiyorum şimdi müfredat nedir :p"
"gibtirin lan..acımayın lan bana..acıyan gözlerle bakmayın"
kahkahalar..(gülüşmeler :p)
yılbaşı konuşuldu sonra..eh ona da bir şey kalmadı, şimdiden içimiz içimize sığmıyor..lan ne güzel şeyler böyle yılbaşıdır bilmem nedir..böyle arkadaşların, sevgilin vb. varsa, bu tip sosyal günler senin için yılın en güzel geceleri olur..ve ben de inanıyorum ki benim için de bu geçerli..hiç kimsem olmasın, ailem ve aha işte bu yanımdaki dallamalar olsa yeter lan..bu adamlarla cehenneme bile gidilir, orada bile eğlenilir..
zaten böyle olmalı, böyle yaşanmalı gençlik dediğin be beyler..öyle bir kızın peşinde sürüklenilen seneler..ders başında geçirilen günler..evde, mal mal pc başında harcanan, öldürülen zamanlar..yazık lan bu saatlere, dakikalara? ulan bir daha mı geleceksiniz dünyaya? bir daha genç olabilecek misiniz? mümkün değil..o zaman, diyeceğim o ki, eğer imkanınız da varsa, yazık etmeyin şu ömrünüzün en güzel zamanlarına..eğlenin..gezin..çıkın dışarıya, takılın lan..fazla değil, bir tane kafa adam yeter..eh o kadarını da bulursunuz her halde..gidin, oturun bir kafede, ne bileyim, yürüyün sahilde, kordonda ya da gezmelik yerlerde..insan görün, insanlar sizi görsün..öldürmeyin yılları sanal ortamda, geçmesin saatleriniz telefon ekranlarının başında..yazıktır..
gezin..dolaşın... görün, gösterin kendinizi..hem göreceksiniz..hem de sizi görecekler..anlatabildim mi? insanlar, varlığınızdan haberdar olsun..tamam siz, kendi içinizde, en mükemmel, en anlayışlı, en kültürlü, en zengin, en gönlü zengin insan olabilirsiniz ama, bunu insanlar bilmedikten sonra bir kıymeti yok ki? şu bankta sevgilisiyle el ele tutuşmuş oturan eşek tıraşlı adamın ya da kolunda manitası ağzında sakızı, elinde luois vuitton dan çantasıyla sallana sallana dolanan kızın neyi fazla sizden? sizden daha mı akıllı? daha mı güzel, yakışıklı? daha mı iyi kalpli, anlayışlı?
hayır değil..ama belli ki sizden daha sosyal..
o yüzden bilhassa böyle günlerden kaçmayın, bunları sosyofobi haline getirmeyin..hayatım boyunca sadece 3 sevgililer gününde yalnız değildim..ama hepsinde de çıktım, gezdim, benim gibi sap arkadaşlarımla takıldım, hatta grupça muallak olduğumuza dair espriler döndürüp kendimizi dalgaya aldık, yeri geldi kızlı erkekli çıktıysak, bunun üzerinde yakıştırmalar yaptık birbirimize, bir günlüğüne sözde sevgili olduk, hayali anlaşmalar yaptık..her şekilde, her koşulda, toplumdan kendimizi soyutlamamayı bildik..
soyutlamayın lan kendinizi..gidin karışın... denizin dalgalarına bırakır gibi bırakın kendiniz..açık kollarınızı da..başınızı yatırın geri..
elbet bir karaya vuracak, demirleyeceksiniz bir limana..belki de, hayatınızın sonuna kadar sizinle olacak birileri karşılayacak sizi oralarda..
http://fizy.com/#s/2b4f8m
..kaloriferleri yaktık beyler..kış, "ben geldim lan artık ayıoğlu ayılar" dedi..biz de sike sike yaktık..
hem gürül gürül yanan kaloriferler hem de masa başında, teksirlere, föylere baka baka kendimi kasmaktan dolayı ısınan motorumun yaydığı sıcaklık derken, buram buram terliyorum anasını satayım..geceleri rüyalarımda formüller, tanımlar görüyorum..öyle bir yüklendim ki..hiç bir işimin insanca olmadığı gibi, ders çalışmam da öyle değil..12-14 saate varan sürelerde çalıştığım öyle ki, artık sınava yorgun, bitmiş şekilde girdiğim günler oldu..
ilk hafta itibariyle diyebilirim ki..evet, biraz sıkıntı var..özellikle ısı aktarımı kesinlikle götümde patladı..ondan eminim..temel işlemler de sıkıntılıydı ama diğer 4 sınavdan en azından baraj notunu alırım diye umuyorum..haftaya biraz daha rahatım, kaldı üç sınav..
öyle ya da böyle, cuma günü geldi..
beyler davulcu çıktı lan, ben masayı kurayım..gene gelip devam etmeye çalışacağım..gelemezsem de şimdiden vedamı edeyim, iyi sahurlar herkese ;)
http://fizy.com/#s/1ah56e
ne demiştik en son? evet cuma günü..
sert geçen ilk vize haftasının son günü..bu gece yine hem eğleneceğiz-stres atacağız, hem de eğlendireceğiz, bir de üstüne para veriyorlar bize lan ahaha (:
neyse,
her zamanki gibi yine daha kafeye girer girmez gözlerim burçin i aradı, kendi kendime yaptığım onca telkine rağmen kızı aklımdan atamıyorum..
akşam çalan grubun işi bitince, biz gece programı için sahneyi ayarlamaya başladık, bende yine dalgınlık var biraz ama artık o ilk seferler gibi moralim bozuk değil..ee, insan evladı işte, her şeye alışıyor..varlığa da alışıyor, yokluğa da alışıyor..tuhaf bir yapımız var vesselam..
işimizi neredeyse bitirdik sayılır, bir kaç dakika sonra çalmaya başlayacağız, benim sırtım dönük masalara, soketleri kontrol ediyorum, nuriş seslendi, "aga..aga, tsi.."
"he?"
"bi arkana bak çaktırmadan"
güya çaktırmadan dedi ama ben hıyar gibi döndüm hemen, önce ne olduğunu anlamadım,böyle bizimkilerden biri haince arkadan yaklaşmış şaka filan yapacak sanıyorum, tam yeniden nurişe dönüp bir şey yok diyecektim ki sol köşede, genelde oturduğu masalardan biraz daha yakında, burçin i gördüm..
bir kaç saniye geçmiş olmalı ben bakadururken..o da baktı sahneye doğru, beni öyle yarı domalmış, şamdan a poz veren mankenlerin kameraya fokuslanması gibi, kendisine odaklanmış halde gördü..bir iki saniye de o göz göze gelme anıyla geçmiş olmalı, sonra karşısındakine döndü tekrar gözleri..
karşısında ki? yabancı değil..sarışın nilay, her zamanki kankası yani..
onca zaman sonra geliyor..ve bu kez yalnız değil..
mesajlarr..mesajlar..ince mesajlar..en sevmediğim haller ve hareketler..valla başka hatun olsa, çoktan sikimden sallayıp atmıştım kenara ama, niyeyse bu mal ve tribal hareketlerine rağmen, burçin e karşı aynı acımasızlıkta olamıyorum..
"nuriş, aga işimiz bitti sayılır, bir kaç dakikaya başlıyoruz, ben şu hatunun yanına bir uğriyim ha?"
"tamam aga, sen gelince başlarız, fazla takılma ;)"
annesinden cips parası kopartmış çocuklar gibi neşeyle, hızlı adımlarla kızın masasına doğru meyletmiştim ki kulağımda bir ses fısıldadı yeniden,
"acele etme..salak.."
tamam lan..ne baarıyosun..
tamam..ağır adımlarla..cool olucaz..okey..
masaya yaklaştım, ben yaklaştıkça, tıpkı masalarına ilk gelişimde olduğu gibi, burçin, gözlerini irileştire irileştire izledi beni..ama bu sefer, o zamanki pozitif aurası var..
tribe hazır olun..hem de çifte tribe!
"selamlar" dedim playboy gevrekliğinde bir ses tonuyla (ya da ben öyle sanıyorum)..nilaya odaklandım hemen, onun üzerinden giricem, kız zaten başından beri bana karşı çok sıcak sağ olsun, yine öyle oldu, o da hemen gülümsedi, selam melam, "gel öpeyim" dedim öptüm,
olumsuz bir durum yok gibi takılıyorum ki zaten yok yani bence.. neyse sonra burçine döndüm,
"hoş geldiniz hanımefendi?" deyip elimden geldiğince imalı gülümsedim..
"hoş bulduk" dedi bıyık altından soğuk bir gülümsemeyle,
sonradan düşündüm de, aslında nilayla gelmesi benim avantajı olmuş.. şimdi tek olsaydı, bir sürü surat.. ağır ithamlar, veya siklemezlik yaşanabilirdi..ama şu an, en kötü ihtimalle, nilayla iki laf çevirir, iyi eğlenceler diler ve giderim..
"ne zamandır yoktunuz hayırdır?" dedim yine yavşak yavşak sırıtarak, diyorum ya, bana göre her şey süt liman.. burçin ise o gece saatlerce masada tek başına oturtuluşunun acısını çıkarmanın peşinde..
nilay konuştu,
"oldu öyle işte (: yoğunduk, sınavlar filan :p"
"hadi ya, sizin sınav döneminiz, geçen haftalarda mıydı? her fakültenin farklı sanırım?"
"yok aslında bu haftaydı sadece, ama öncesinde çalışıyorsun biraz tabi, kampa aldık kendimizi" deyip "demi kız" dercesine burçin e baktı onaylaması için..
ama burçin biraz daha farklı bir gezegende o an..masadaki çakmakla oynuyor, diğer elinde yine sigara..bok iç aq..
"özlettiniz kendinizi ama ya, bir daha böyle olmasın, önce alıştırdınız (: siz olmadan söyleyemiyorum yaw"
hahaha ha..ha..ne komik esprilerrr, latifelerr... amk.. bazen cidden çok banalleşiyorum..ama kızların da hoşuna gidiyor ne hikmetse..hem böyle mal adamları pohpohluyorlar sonra da, "adam gibi adam olmalı, beni tışıyıbilmiliii" filan diyorlar hayallerindeki erkek için..
de get..
basbayağı şaklaban arıyorsunuz işte siz.. paso geyik yapsın.. devamlı imalı konuşsun..hep oyunbaz olsun.. belden aşağı muhabbet etsin.. güldürsün..gezdirsin..ah gidi ah..
benim o salakça esprili cümlelerimden sonra ikisi de güldüler.. burçin de güldü..bu iyi.. kaleyi verdik ama veziri aldık sanırım..
"aslında bu son gelişimiz olabilir" dedi hemen ardından burçin..
şaka mıydı bu?
yoksa gerçek mi?
anlayamadım mimiklerden..ama beni buz kestirmeye yetti.
"neden?" dedim, sözünü yarı yarıya ciddiye almış bir şekilde, "yoksa daha iyi müzik yapan bir yer mi keşfettiniz?"
"öyle de denebilir aslında.. buraya gelmek için pek bir nedenimiz kalmadı" dedi sallana sallana,
"hıı.. daha önceki nedenleriniz neydi ki? :p" deyip güldüm, nilaya bakıp destek almaya çalıştım.. işi gırgıra döndürmeye çalışıyorum.. şaka olmalı bu zaten.. öyle değilse bile, bir şakaya dönüşmeli..
"vardı işte.. kendimizde nedenlerimiz" deyip kısa bir gülüşme yaşadılar..
yok be abi.. ciddi değil.. basbayağı blöf yapıyor yüzümün halini görmek için..ben de malzemeyi verdim vericem hani..
fazla gırgıra almış gibi davranırsam, bu sefer işi inada bindirip, "bizi ciddiye almıyor bu, almasını sağlayalım" ayağına bir kaç hafta daha gözükmeyebilirler..
ne yapsam lan acaba.. bana, gelende benim oynamaya alışkın olduğum "bilinmeyen-tutarsız" rolünü oynuyor hatun... ne bu? yeni bir strateji filan mı? düşmanı kendi silahıyla vurmak?... düşman mıyız ki?..
velhasıl kelam dostlar..
ben, o "bana hasta" "bana aşık" ve "bana dünden razı" kızların arasından çıkıp, birden bire böyle farklı ve en az benim kadar duyarsız hatunların arasına düşünce, birden bire avrupa da hezimet yaşayan türk takımlarına dönüşmeye namzet olmuştum..
farklı bir deniz.. farklı balıklar.. daha inatçılar.. olta kıran cinsten..
şimdi şeytanın demek istediklerini daha iyi anlıyorum.. elbette..farklı kulvarlar var..ne kızlar var ulan..ne ortamlar var.. öyle sınıfındaki, bölümündeki, kantinindeki hatunları kesmeye, kaldırmaya benzemiyor bu işler..
daha denizler var.. okyanuslar var..
bense yıllardır bir limana demir atıp kalmışım oysa ki..kendimi de barbaros hayrettin sanıyorum..
eyvallah şeytan.. mephisto..her ne boksan... eyvallah... rüyadan uyandırdın beni... denizlere attın..dev dalgaların karşısına çıkardın..iyi de ettik.. eyvallah..bata çıka yüzmeyi öğreneceğiz.. belki biraz su yutarız.. kusarız... susarız ama.. alışır bünyemiz? demi lan?..
kendimi apaçi gibi hissetim şu cümlelerden sonra..bir atara atar gidere gider, alayına isyan demediğim kaldı x)
dönelim o ana şimdi..
evet..ne demeliyim, nasıl hareket etmeliyim ki, hem kızı kaçırmayayım hem de karizmadan ödün vermeyeyim..
beynimde yüzlerce kelime anafor olmuş dönüyordu..
en sonunda çıkardım baklayı..
"peki öyle olsun... ama bu gece herhalde bana son bir şans vermeye geldiniz? ;) hı?"
güldüler gene, burçinin delici bakışları üzerimde sabitlenmişti..ne anlatmaya çalıştıklarını anlayamadım.. çok karmaşık... her zaman insanların aklını okuyan o çok bilmiş tecrübelerim..bu sefer işe yaramıyor..bu kızda yaramıyor işte..
"o zaman, size fikrinizi değiştirmeniz için elimden gelenin en iyisini göstermenin vaktidir (:" dedim, tekrar selamladım ikisini, üç beş şakalaşma daha..ve iyi eğlenceler deyip sahneye gittim..
bu gece coşmam lazım aga.. fena halde dolmuşum.. boşaltmam lazım..
nasıl ki burçinsiz ilk gecede slow komasına soktuysam kendim dahil herkesi..bu sefer de yordum diye düşünüyorum..
genelde canlı müzik kafeler iki türdür, birinci türde, grup, solist, çalar söyler..insanlar da öyle onu fon müziği yapıp kendi halinde takılmaya devam eder,
bu kafeler genelde daha elit klasman (gibi) ve daha yüksek yaş grubuna (orta yaş-emekli civarı) hitap ediyorlar
ikinci türde ise, o anın asıl olayı, yani gecenin ana teması canlı müziktir..yani, onu dinlemek, ona eşlik etmek için özel olarak gelinir..
neyse ki biz ikinci türe dahiliz de, öyle dinleyiciyle (müşteri işte lan) bütünleşmede sıkıntı olmuyor..zaten artık alışmışız, gelen tiplerin de yarısı bize özel geliyor, baya baya özel seyircimiz oluştu, allah razı olsun..
bu sayede çalıyoruz, söylüyoruz..eşlik ediyorlar, el çırpıyoruz, mini halaylar çekiyoruz oturduğumuz yerden..valla diyorum ya, ben dinleyenden daha çok zevk alıyorum söylerken, bir de para veriyorlar bunun için bana..ulan ben vereyim be üste para (:
molaya yakın http://fizy.com/#s/126s8y ı çaldık, şarkının genelini burçini keserek icra ettim, bir anlamda ona ithaf ettim..keyfi yerine geldi iyice..iyi be..ısıttık galiba yeniden arayı ha..şimdi molada da yanlarına gider üç beş geyik daha yaparım bu gelip gelmeme olayıyla ilgili, iyi iyi..olucak..
verdik molayı bir 12-13 şarkı sonra..
ben gene bizimkileri ekip (grup arkadaşlarımı yani) kızların yanına gittim..
tıpkı tahmin ettiğim gibi, bu konunun geyiği döndü, bunlar "hala kararsısız" filan diyerek hala gıcıklık verme peşindeler, ama çok da sevimliler, kızamıyorsun..
bir kaç dakikalık daha sohbetin ardından tekrar izin istedim..kalkmadan önce, nerden aklıma geldiyse, şeytan dürttü her halde, birden,
"kızlar, eğer buradaki eğlence kesmezse gece bir yerlere gidebiliriz? uyar mı size?" diye yumurtlayıverdim...
bunlar önce şaşkınlık belirtisi gösterdiler, birbirlerine baktılar..çaktırmamaya çalışıyorlar ama ben anladım..çünkü bütün duyu organlarım, reseptörlerim, ebemin amı filan, kitlenmiş durumda bu ana..ben de şaşkınım zaten öyle çat diye, daha iki üç masa muhabbetinden başka bir iletişimimin olmadığı kızları öyle aniden dışarıya davet edince..daha önce benzer bir haltı ayşen2 ye karşı yemiştim ve hatırlarsınız ki pek iyi sonuçlanmamıştı o olaylar serisi..
bunlar telepati yoluyla yaptıkları müzakereyi bitirmiş olmalılar ki, yine nilay konuştu..kız resmen ikisinin sözcüsü gibi oldu bu gece, zira burçin hanım kendini o kadar ağırdan satıyor ki aq..
"olabilirr..ama nereye gidicez?"
"ya..bu saatten sonra barlar açık olur..ama tabi bar ortamını sevmiyorsanız da bir şey diyemem.."
ezdim ;)
nilay hemen telaşla,
"yoo canım niye sevmeyelim de.."
"var bildiğim güzel yerler..ee nasıl diyim, nispeten daha insan gibi eğlenip muhabbet edebileceğimiz, pek fazla sevişme dönmeyen yerler"
ben böyle direkt olarak akıllarının altındaki şeyi dile getirince bunlar koptular..evet sikicem, gazozunuza ilaç atıcam diye korkuyorsunuz ama, korkmayın yani..bunu demeye getirdim kibarca..
"tamam.. o zaman..sizin şey bitince tekrar bir konuşuruz.."
"tamam, konuşalım bizim şeyy bitince :}"
"öff anla işte be (:"
"anladım anladım (:"
geldiğim gibi, aynı gazla sahneye döndüm..
gece sonunda, seks sonrası gibi tatlı bir yorgunluk ama aynı zamanda harika bir keyif duygusu hakimdi hepimizde (bak yazar burada, ben seks yaptım oradan biliyorum demeye getiriyor, yeme bu egoist tavırları ey okur! ;) )
çalanından söyleyenine, dinleyeninden eşlik edenine..
ya da bana öyle geliyor olabilir..ama sonuçta işi yapan biz olduğumuz için ve bizim çok hoşumuza gittiğinden dolayı, sanki herkes öyle hissetmiş gibi hissediyoruz.. belki de milletin sikinde değildir yani.. herkesin yaşam felsefesi farklı sonuçta..
"nuriş..aga?"
"tamam aga gene satıyorsun beni onu biliyorum, başka bir şey var mı? :p"
"hahaha lan ne adamsın.. öyle olucak valla gene ama..e sen de gel diyecem, beril filan diyorsun..gel lan işte amk, nolcak sanki grup sekse mi gidiyorum sanki, az içer, takılırız, insan tanımış olursun sende x)"
"hehe.. bilmiyorum ya..gelsem mi acaba.. senin işi şey etmiyim? gerçi o da arkadaşıyla gelmiş.."
"gel gel işte be amk.. beni iki tane vahşi kaplanın arasında yalnız mı bırakacaksın nurişim? yer olum bunlar beni, gel savun kankanı bak, kaçtır kaytarıyorsun zaten ;) sen de arkadaşıyla laflarsın işte.. kafa kız o da..bir şey olmaz korkma (:"
"iyi la..tamam geliyorum..amk beril duyarsa ağzıma sıçar ama, aramızda kesinlikle?"
"herhalde lan..ama sen de bu kadar kılıbık olma be hacı, alt tarafı iki muhabbet.. sanki keraneye götürüyorum ha."
"aga bi saatten sonra farkı kalmıyor ama oralardan x)"
"yok lan.. şeye gideriz o alperin götürdüğü mekan vardı ya geçen sene.. bizim berillerle filan tanıştığımız işte bee.. güzel değil miydi orası? aile yeri? :p"
"hahaha hee aile yeri (: ..iyi ya fena değildi orası.."
"tabi olm.. öyle ilk günden kızları zenci klibi gibi ortamlara sokup korkutmayalım.. gerçi ben de pek gelemiyorum ya öyle yerlere, ne öküz adamlar var..git evinde ye ne bok yiyorsan aq.."
"haha, tsigalko, sen bu gece tam havandasın yalnız, ruh gibiydin son bir kaç programdır, hacı galiba cidden hoşlaştın bu kızdan sen ha?"
sessiz gülümsemekle yetindim..
olm nuriş.. cevabından benim de emin olmadığım soruları sorma bana.. hıyar..
sahneyi ayarladıktan sonra kızların masasına gittik,
kafe daha 1 saat filan daha açık, o ara da da bunlar nurişi tanırlar, biz de arayı ısıtırız.. güzel güzel.. hadi bakalım, next levele geçiyoruz bu gece.. step 2..
geçtik bunların masaya.. kafe hala kalabalık sayılır.. insanlar az önce ortalığı birbirine katan grubun iki üyesinin aynı masaya atmayı başaranlar kim diye düşünmüş olsa gerek, bir kaç kafa döndü o ara bizlere doğru.. selamlaşmalar, gülümseşmeler.. sağ olun efenim.. çok tşk..
bir de zamanında bahsettiğim, hatta biri bizim ömere musallat olan fan girl tayfası filan var, neyse ki ben pek uğraşmak zorunda kalmadım onlarla, tipimi sevmemiş olabilirler, sakallar bazen işe yarıyor doğrusu.. hatta ilerde böyle kaçmak, kurtulmak istediğim hatunlar olursa (e malum, artık her çiçekten bal alan, kendi çapında piç olan bir adamız ya o yüzden) 1 aylık sakallarımı yanaklarına sürtmem yeter diye düşünüyorum hehe..
işte bu zaman zaman prim yapabilmek adına tehlikeli derecede özgüven gösterisinde bulunabilen fan girl tayfasının mini bir gazabına o gece uğradık efendim..
daha önce tanışmadığım ama 1-2 tanesinin yüzünü hatırladığım 4 kız bizim masanın önüne gelip dikildiklerin, henüz muhabbetin ilk dakikalarındaydık.. işte ben nurişi tanıştırıyorum, övüyorum filan hafiften geyik yaparak (: çok pis adam överim bu arada onu da belirteyim, bakın "överim" diyorum, başında "d" yok yani :p
geldi bunlar, önce bir şaşırdım, lan kim bunlar acaba tanıyor muyum? diye, ilk akşam ki mervenin olayına dönsün istemedim.. sonra arkamdan sövüyorlar..
ama tanımıyorduk.. tanıştık anasını satayım..el uzatmalar, tokalaşmalar, böyle con con konuşan ağzı sakızlı, bonus saçlı bir hatun vardı, bildiğin fok balığı amını yidiğimin..
hava dışarda 15 derece, altında mini şort var kekonun.. tanıştık..bunlar hala ayakta ama, alacaklı gibi dikiliyorlar masanın başında, hani, çıkıyorlarmış da, öyle bir uğrayıp, bizi hem tebrik etmek, hem de tanışmak istemişler..
hımm
ve ben de bunu yedim..
şu dişiler arasındaki savaşlar.. bitmedi arkadaş.. bitmez..siz, iki dişi, hem de bu çocukların has tayfasında olmayan iki dişi (has tayfamızı artık herkes biliyordur herhalde, tolgalar, nilaylar, dilaralar, beriller vb. onlar varken gelemezler, çünkü biz öyle iki muhabbetlik değil, yılların arkadaşı olduğumuz için, bizim kızlar bunları taşak geçerek öldürür orada) ne cüretle gecenin bu iki gözde insanını masanıza tek başınıza almak gibi bir gaflete ve bencilliğe düşersiniz?
işte biz de böyle gelir, sizin masanızda, adamlarla çatır çatır, sizi siklemeden tanışır, konuşur, yavşar ve gideriz! hahay, biz sizden daha güçlü, daha etkiliyiz!
... kafa yapınızı sikeyim..
yaşar iyidir piçler.. http://fizy.com/#s/1hxoh5
bir kaç dakika süren kuşatmanın ardından nihayet istediklerini almış olmalılar ki, son bir kez iyi geceler dileyip gitti con conlar..
masadaki kızlara tek bir laf etmediler..hatta, yok saydılar resmen..bizim burçin ve nilay da karşılarında 2 si tam yağlı olmak üzere 4 tane devasa kaşar peynirini görünce diyecek bir şey bulamadılar..ama belli ki dolmuşlar..kızlar gider gitmez ilk olarak nilay başladı,
"hıh..neydi bu şimdi yani?.." deyip gözlerini devirdi..
burçin yine fondan konuştu alçak sesle ağır ağır.."kaşar arar mısın işte.."
"kızlar tanışmak istemiş canım :p" dedim hemen yavşakça, "alıştık artık böyle şeylere x) star olmak da zor zanaat :p" güldüm..bunlar da güler diye bekledim ama beklediğim desibelde olmadı...
vay amk, ne var lan bunu bu kadar ciddiye alacak..koydu resmen kızlara..madem o kadar koydu, o zaman kızlar buradayken bir şey deseydiniz? şimdi misal, tam tersi bir durum olacak, benim masamdaki hatunlara böyle 4 tane barzo gelip, hiç beni siklemeden hatunlarla dakikalarca muhabbet ve yavşaklık edecekler..ben de öyle hıyar gibi izleyeceğim ha onları?..hiç acımam, lafımı sokarım..ha, laf yetmedi mi? eh, hiç tarzım olmamasına rağmen bu sefer kafayı sokarım..valla belli de olmaz bana..karadenizli adamım.. sikiveririm..
tamam sakinim (:
kızlar da bir süre bunun muhabbetini yaptıktan ve biz de mecburen "evet, tabi, haklısınız, kaşarlar, cık cık" tarzı gelişine vuruşlarla onaylama görevimizi yerine getirdikten sonra nihayet yeniden tanışma-muhabbet faslına dönebildik..
ne diyim, aslında iyi oldu, isabet oldu hatunların gelmesi..bunca zamandır kendini ağırdan satan ve aklınca devamlı bana cezalar kesen burçin hanıma da bir nevi göz dağı olmuştur..sana mı kaldık kızım? he? sana mı kaldık?...
ama sana kalsam iyi olur be..süper olur hatta... sana kalayım..sana kalayım be burçin..o kırmızı dudakları öpmeden mermer yanakları okşamadan, ipek saçları koklamadan bana huzur yok..sana kalayım..
gecenin son partı olsun, sahur is coming..
kafe kapanmaya yakın, biz de artık kalkmaya hazırlanırken teklifimi yineledim,
"kızlar, devam ediyor muyuz? şu, gecenin başında bahsettiğim eğlence konseptine dahil bakın bu program da :p öyle başka kafelerde, başka solistlerde bulamazsınız ;)"
garibim nuriş, olayı bilmediği için saf saf baktı.. içinden "acaba beni gene neye alet etti lan ben farkında olmadan" diye geçirmiş bile olabilir, ehehe
"bilmiyorum ki ya..epey de oldu aslında saat..(1 e geliyor amk tavuğu..)..sen ne diyorsun burçin?"
ağır abla, bir yandan çantasını toparlarken bir yandan da bize bakmaksızın cevap verdi,
"bence de geç oldu ya..başka bir akşam, biraz daha erken buluşup, belki.."
puff.. cümleye bakın beyler.. cümleye..içinde ne paradokslar, ne çağrışımlar, ne imalar barındırıyor.. geç oldu deyip, bizi reddediyor, arkadaşına arka çıkıyor güya (ki nilay aslında çoktan hazır, burçinin tek lafına bakar) ..başka bir akşam.. diyor..daha erken diyor, ""buluşup"" diyor! (benim de bir çikulatam olsa, benim de bir püskevitim olsa diyorrr!!!)..
yani, açık kapı bırakıyor.. umut veriyor.. buluşalım istiyor..
ama o sonundaki "belki"... hani virgülden sonra gelen... o "belki" nedir be gülüm.. allah için, nedir o belkinin işi orada.. amacı nedir..
geç oldu.. buluşuruz, belki...
ne oldu yani böyle deyince.. kolay kadın olmamış mı oldun?..beni peşinden koşturmuş mu olacaksın?..ipleri eline mi almış olacaksın.. bana, değersiz olduğumu mu hissettireceksin..naz..naz.. istemem yan cebime koy modları..
ulan nerden denk geldik o gece elife be..tamam, siktik soktuk, iyiydi, güzeldi ama..aga bu nedir yani..ben bu hatundan 20 dakikada yediğim kadar tafrayı 20 senede yemedim aq..
burçin...
beni şu an duymuyorsun ama sana ufak bir tüyo..
böyle hareketler, beni sana yaklaştırmaz.. uzaklaştırır..
beni sana bağlamaz, var olan bağları da koparır..
gözümdeki değerini arttırmaz, olan değerini kaybettirir..
hırçın bir dalgasın anladım..zor kadınsın onu da anladık.. ağır ablasın, eyvallah..
ama ben de çocuk değilim ki? beni "çocuk" sanan en son kişinin başına gelenleri benden dinlemek ister misin?..sahi, pek konuşmadık özel hayatlarımızdan..o kadar da deşmedik geçmişlerimizi..ben, seni korkutmayayım, iyi kızsın, demiştim ama, belli ki hata etmişim.. asıl korkutmam gereken senmişsin..
"iyi o zaman" dedim teslim olur gibi ellerimi kaldırıp,
"teklif var, ısrar yok.. sizleri sıkmak istemem (:"
bu kadar kolay pes etmemin şaşkınlığını yarım saniyeliğine de olsa okudum burçinin yüzünde.. hım... bu at koşmuyor.. koşması gerekti ama.. kovalaması gerekti? ısrar etmesi? yalvarması?..
"tamamdır" deyip gülümsedi nilay,
"başka akşam ;)" dedim tekrar..
nuriş dahil herkes, gecenin sonunun böyle olmasına şaşırmıştı.. hepsinin de şaşırmak için farklı sebepleri var tabi..
ilk defa, içinde burçin in olduğu bir mevzuda kendimi olayın tek hakimi gibi hissettim.. evet... bunca zaman seninkini oynadık, bundan sonra benim oyunum oynanacak.. işine gelirse..
kızları evlerine kadar götürdük.. zaten pek uzak değil, biliyorsunuz..
nurişe, taksiye binek mi dedim, farketmez aga yürüye de biliriz dedi..
yürüdük biz de..
bu bir süre sonra, sormak istediği soruyu tam manasıyla olamasa da sordu,
"aga, biraz.. acayiplik mi oldu ne? (:"
"öyle oldu be aga.. kızlar işte.. biliyorsun..bir saniyeleri, diğer saniyelerini tutmuyor.."
"kesin o masaya gelen hatunlar yüzünden.. trip yaptılar demi?"
"bilemiyorum.. herhangi bir şeye trip yapmış olabilirler, ama sonuç olarak trip yaptılar evet (:"
"iyi yeaa siktir et zaten.. benim de içim rahat değildi, hayırlısı oldu :p..gerçi sana biraz ayıp ediyorum böyle diyerek ama?"
"yok bea.. valla bilmiyorum aga.. tanıyorsun beni.. böyle hareketleri çekemiyorum... artistlikten değil ama, cidden çekemiyorum yani, beni hasta ediyor, rahatsız ediyor.. olumsuz etkiliyor.."
"doğrudur.."
"işte.. bilmiyorum..soğuyadabilirim bir anda.. bakma öyle beklediğime, gelince sevindiğime filan.. onlar dengesiz, ben onlardan dengesiz..o yüzden hiç belli olmaz.. bakarsın bir anda silerim (demet akalına selam olsun).."
konuşa konuşa eve vardık..
gece yattığımda kızgınlık ve rahatlık bir aradaydı kafamın içinde.. rahatlamıştım, çünkü burçinin bana vurmaya çalıştığı zincirleri kesinlikle reddetmeyi başarmıştım.. kusura bakma, tripkolik bir kezbanın oyuncağı olacak değilim..ne kadar güzel olursa olsun.. direnebilirim..
ve benim küçük şeytanım... ne kadar haklı olduğunu bir kez daha anladım... kahretsin ki haklı.. allah belasını versin ki haklı... hep haklıydı..
uykuya daldım..
http://fizy.com/#s/1ajgea yürrü bee (:
şu uyku denen meretin bir sürü bölümleri, kategorileri filan var..yok alt uyku, yok üst uyku, rem uykusu bilmem ne..bu astral dream vb. uğraşan panpalar bilir, neyse..
ben, biraz da uykunun hafif olan bölgesinde olmamdan olsa gerek, telefonun zangırdamasıyla uyandım..
1 yeni mesaj..allah allah..bu saatte? (iki küsür)
açtım, "sen daha uyumamışsındır? (: "
mesaj kimden olsa beğenirsiniz? elif..
daha tam dalmadığımdan olsa gerek, zihnim çabuk toparlandı..hemen bir cevap uyduruverdim, "iyi bildin (: hayırdır?"
biraz sonra tekrar mesaj ışığım yanıp söndü,
"müsait misin? arayabilir miyim?"
lan..senin kibarlığını yerim ben be (:
"müsaitim canım tabi, dakikan filan var mı? yoksa ben de arayabilirim?" diye cevapladım..
ama bir yandan da baya meraklandım anasını satayım..gecenin bu vakti, arayayım filan diyor..rüyanda mı gördün güzelim?
cevap yerine arama gelince, açtım telefonu,
"alo? nabr?" dedim hemen,
"iyidr, uyandırmadım demi?" diye miyavladı telefonun öbür ucundan..şu telefondan gelen kız sesine hastayım zaten, hani, karşında fiziksel olarak yetersiz (çirkinin edebi versiyonu, direkt çirkin demiyoruz, ayıptır) bir hatunun olduğunu da bilsen, o bıcırdamalar sayesinde sanki penelope cruzla konuşuyormuş gibi hissedersin (penelope ile de hiç konuşmadım gerçi telden ama neyse)..e bir de bu kızın güzel olduğunu düşün..
ah ah..phone sex bundan tutuyor demek ki..boşuna demiyorlar, "arayın sıcak sohbet,sıcak dakikalar yaşayalım" diye..valla yaşanır aga..
"yok be, daha yeni uzanmıştım (:"
"hadi ya..uyandırdım o zaman.."
"eüüff elif, bırak kibarlığı (: ..ee, anlat bakalım rüyanda mı gördün beni? :p"
"öyle de denebilir..sınavlardan kafamı anca kaldırabildim internette takılıyordum..sonra sen aklıma geldin, bi ariyim dedim (:"
"hıı iyi etmişsin (: .."
"aslında senden beklerdim bir hal hatır sormanı ama..vefasızlığını sınav haftası oluşuna veriyorum.."
deme yaw..benden mi beklerdin? haa..doğru, biz sevişmiş idik..ve bir erkek olarak, sevişme sonrası ilk 24 saat, ilk 72 saat ve ilk 1 hafta sonunda en az birer kere arayıp kontrol etmek ve gizliden gizliye tekrarını istemekle yükümlüyüm demi..unutmuşum sorry..
gülmeye çalışıp zaman kazandım biraz..ne diyim ki ben bu kıza şimdi?
"öyle oldu ya..sıkıştık sınavlar filan malum (:"
"iyi işte bu seferlik görmezlikten geliyorum hadi :p..ee ne yaptın? nasıl geçti sınavların?"
"fena sayılmaz ya..şu ısı biraz kastı işte..ona bol bol pratik yapmak lazım... soru çözcen.. yoksa zor.. senin nasıldı?"
"idare eder benim de..bu hafta çaldınız mı? yoksa ara mı verdiniz sınavlardan dolayı?"
"bu gece..ee dün gece..ama işte, az önce geride bıraktığımız gece çıktık (:"
"(: (: anladım.. cuma çalıyorsunuz yani..ben kaçırdım desene (:"
kaçırdın? gelecek miydin lan kaçırmasan?
"öyle olmuş biraz (: şimdi gene iki hafta yine sadece cumaları çalıcaz, 10-12 arası"
"iyi yapmışsınız, sınav haftası iki gün zor olurdu..bi de gelenler az olur zaten, herkes kendi derdine düşüyor"
"evet.."
"... "
"... "
"haftaya gelirim artık bende? (:"
"gel? hatta.. kesin gel.."
"haha gelirim ya (: ..şey.. zaten bence biraz konuşmamız lazım gibi"
"konuşuruz.. şimdi de konuşabiliriz?"
"yok.. yüz yüze olsa daha iyi olur.. korkma aşkımı itiraf filan etmiycem ha x)"
"(: (: tamam canım bir şey demedim"
"ama yine de bazı şeyler var.. hani..o gün biraz heyecandan tam şeyedemedik.. şimdi sakin kafayla bir şey etsek..iyi olur diye, düşümdüm (:"
"tamam tamam, şey ederiz x)..ne zaman istersen gel..ne zaman istersen konuşuruz.."
"teşekkür ederim.. böyle düşüneceğini tahmin etmiştim, bu yüzden seviyorum zaten seni (:"
"hee.. eyvallah..(:..ben de senin.. böyle düşünmene sevindim.. sonuçta insanlar konuşa konuşa anlaşır.."
"he he kesinlikle..(:"
gene bir sessizlik..
"iyi madem.. cuma görüşürüz? uyandırdıysam tekrar kusura bakma (:"
"yok önemli değil bee.. görüşürüz..iyi geceler.. (:"
"iyi geceler (:"
telefonu komidinin üzerine bırakıp yeniden yatağa yığıldım.. biraz tuhaf bir konuşma olduğunu itiraf etmem gerek.. saat, kişi ve konu itibariyle.. oldukça enteresan..
biliyorsunuz, böyle, arkadaş ayağı takılan kız-erkek ikilileri, genelde, boş bulunma anına denk gelen bir sevişme sonrası, bırakın konuşmayı, göz göze bile gelemezler diye anlatılır..
gerçi biz elifle, önceden de öyle samimi arkadaş filan değildik, hatta "tanıdık" kategorisinden olduğumuz bile söylenebilir..ama onun handikapı da, benim bir zamanlar en yakın arkadaşlarından biriyle çıkmış olmamdı..
yine de gayet rahat gördüm kendisini..hem sevişme sırasında..hem sonrasında..hem de az önceki konuşma esnasında..
valla aferin.. rahat kız.. mantıklı kız.. böyle olacaksın abi zaten..ne o öyle tripler, oyunlar, entrikalar.. amına koduklarım..
neyse bakalım, cuma gelsin de konuşalım, ne konuşucaz bilmiyorum gerçi, ama elife güveniyorum ben, öyle salak argümanlarla gelmez karşıma..ya "aramızda oldu bitti bir şeyler, ama çocukça hareketlere girip kasmaya gerek yok" diyerek ikimizi rahatlatır..ya da..
ya da..valla diğer ihtimali düşünüyorum da..yani elifle olası bir fak badi durumunu... her halde bundan iyisi, şam da kayısı olur..
ve tabi birde, burçin durumu var.. işte bunların kafede birbirleriyle çakışma ihtimalleri var, ki ihtimal değil, kesin çakışacaklar ikisi de aynı zamanlarda gelecekleri için, eğer bir iki hafta önceki kafada olsaydım, şimdi içimden "ahh eyvah, şimdi burçin ne der, yine kalkıp giderse? ne yapıcam ben?" gibi salakça düşünceler içinde olurdum..
şimdiyse, iyi ki geliyor diyorum.. gelsin abi..ve mümkünse, yine burçin yan masalardan biriyle sarışın kankasıyla kös kös otururken biz şöyle 1-2 saat güle konuşa eğlenelim.. sonra da burçinin masasına bir uğrarım işte.. ayıp olmasın..ama benim de ona muhtaç olmadığımı görsün..
derler ki,
"bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirdiğiniz an, ilk vazgeçeceği kişi siz olursunuz"
bence herkes vazgeçilmez olmadığını hissetmeli, sizce de öyle değil mi? ;)
hafta sonu, kalan üç sınavıma kendimi konsantre etmekle geçti.. fazla zor değiller..en azından baraj notunu alırım yani.. üstesinden geleceğimi telkin ederek ve elbette çalışarak kendimi hazırlıyorum kalan son çarpışmalarıma..
vizeler önemlidir beyler.. öğrencilerin genelinde bir "final" düşkünlüğü vardır ki sanırım adının daha karizmatik olmasından kaynaklanıyor (final!..the final!..the finals!! the end begins!!)..ama bana göre vizeler, gizli kahramanlarıdır bu öğrencilik hikayelerinin.. vizelerimi her zaman sıkı tutmuşumdur..siz de öyle yapın.. ordan bir kere geçer not alırsanız, finalde de yine sadece işinizi yapmanız yeter.. yoksa öbür türlü, sanki barajı vb. aşmak yeterince zor değilmiş gibi, bir de ortalamayı yakalamakla uğraşırsınız..
annemler aradı yine.. nerdeyse 3 aydır gitmiyorum tabi, bu sebeptendir ki annem özellikle son 1-2 haftadır aramalarını sıklaştırarak günde iki rekata çıkardı resmen..
"anne sınavlarım var!"
"yavrum biliyorum da, keşke sınavlardan önce bir gelseydin?"
"zaman olmadı be anne, dersler filan, yoğunuz bu yıl epey (yalancıyı sikmiyorlar ya)"
"o zaman sınavların bitince gel hemen tamam mı? çamaşırların filan hep birikmiştir ah oğlum nasıl idare ediyorsun kaç ay oldu?"
"idare ediyoruz bir şekilde ya, çamaşır makinemiz var?"
"ne? ay siz bilemezzzsinizz onu kullanmayı, nasıl yıkadınız, kaç derecede attın renklilerini ah ah..tsigalko eh be tsigalko.."
"yeaah anne (: sakin ol öğrendik çalıştırıyoruz gayet, alla allaa yaptın bizi kıro ha (: iki kere çamaşır attım ben koca seleyle, gayet yıkadık, kurudu, giydim (:"
"aferin aferin.. öyle ütüsüz?..hangi deterjanı alıyorsunuz.. makinenizin markası ne, abuk subuk şeyler almamışsınızdır inşallah :/"
ve böyle devam ediyor işte.. anneler..ah bu anneler yok mu (:
yoğun baskıların ardından sınavlardan sonra gitmeyi kabul ettim.. gerçi ben de özledim yani, canım gitmek istiyor, ama ne biliyim, şu dönemi komple atlatıp öyle gitmek istedim, 3 hafta, kesintisiz..
artık haftaya gidicez mecbur, sonra da yılbaşı geliyor zaten.. pazar günü.. öncesinde cuma biz çalıcaz.. belki yılbaşında da çalarız, belli olmaz.. bakalım o iş ne olacak..
işte ben artık hafta içi dersi mersi asıp 3-5 günlüğüne kaçıcam..
ona da öyle söz kestik..
habire söz veriyoruz bakalım.. nerede patlıycaz..
arkadaşlar son seneyide ekler misiniz ?
YanıtlaSilDevamini da girebilir misiniz
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilusta burda bırakılır mı devamı nerde başka biyerde de bulamadım. burda kesildi mi hikaye en azından aydınlatır mısınız. bu kadar okuyupta yarıda kalınca bozdu bi
YanıtlaSilAga rica ediyorum devamını da ekleyin
YanıtlaSilbiri bi şey desin nolur ya nerde devamı böyle bırakılmaz ki :(
YanıtlaSilBeyler normalde inci sozlukte 108 sayfaydi sozluk guncelleme alinca cogu yazilar silindi.Burayada bu kadar eklemisler kac yildir boyle.
YanıtlaSil