10-15 dakikaya başlıyorum, yerlerimizi alalım ;)
http://fizy.com/#s/16k4sf
... saat yedi gibi kafedeydik..haftada en az bir kere geldiğim, ve içinde kendimi neredeyse evimden bile rahat hissettiğim, tanıdık, sıcak ve genel olarak güzel anılarıma ev sahipliği yapmış olan o mekan, belki biraz da tadilat sonrası görünümünün etkisiyle, sanki ilk defa ayak bastığım yabancı bir şehir gibi görünmüştü gözüme..
eskiden ortalaması yarı yarıya olan doluluk, bu gece sanki inadına tavan yapmış, mekan kaynıyor, masalardaki otantik gece lambaları, loş ışıklar, deri koltukların mat siluetleri üzerinde rengarenk insanlar, kızlar, erkekler..cool tipler, sonradan görmeler, zengini, orta hallisi, şıkı rüküşü, güzeli çirkini..
"abi maşallah valla canlı müzik olayı işleri açmış bakıyorum" dedim murat abiyle şakalaşarak, gerginliğimi biraz azaltmaya çalışıyordum..
"aynen tsigalkocum, zaten artık bu piyasada bir zorunluluk gibi oldu bu, yoksa boş kalıyor masaların biliyorsun (:"
saat yedi buçuğa doğru sistemi kurarken, bir yandan da kafeye akan tanıdıklarla muhabbet ediyoruz, bizim tayfanın tamamı geldi, sınıftan kız grubu geldi, nilay yurttan bir kaç arkadaşıyla geldi, begümler geldi..böyle tanıdık yüzlerin olması bir yandan beni cesaretlendiriyor, kendimi yine ev sahibi gibi hissediyorum, ama bir yandan da "ulan sıçarsak da hep tanıdıkların yanında sıçıcaz, artık zaten az olan karizmamız hepten sıfırın altına iner" diye hayıflanıyorum..
orada eğer kendime yeterince güvenebiliyor olsam aslında çok manyak ortamım var, hatta arkaümü tavan yaptıracak şekilde, nasıl diyeceksin, e abi nilaylar geliyor sarılıyoruz selamlaşıyoruz, sınıftan kızlar geliyor (ki bazılarının sadece adını biliyorum aq neredeyse hiç muhabbetim yok) sarılıyoruz selamlaşıyoruz, begümler geliyor, sarılmalar öpüşmeler, arkadaşlarıyla tanışmalar göz kırpışmalar..pop star gibiyim anasını satayım da, o ara benim bel kıvrımımdan akıp da kuyruk sokumuma damlayan derden kimsenin haberi yok tabi..
nihayet başlangıç saati geldi çattı..biz, çocuklarla önceden aramızda planımızı yapmıştık, nasıl başlayacağız, hangi şarkıyla başlayacağız, gidişat nasıl olacak..taktiğimiz hazır, seyirciyi etki altına alacağız..bizi dinleyecekler..dinleteceğiz kendimizi evet..öylece sohbet edip gitmeyecekler, kulaklarına fon müziği olmayacağız! bu gece, buraya, bizim için geldiler ve buna pişman olmayacaklar..
içimden 3+1 malum duaları okudum, lan bu kadar heyecanı basket maçlarında yapmıyordum ben? sakin..tsigalko..sakin koçum..ne olursa olsun, ölecek değilsin ya? tam tersine, eğer bunun hakkında gelirsen kralsın..hadi göreyim seni..sesin titremesin..iyi bildiğin şeyi yap..taa orta okuldan beridir, teneffüs aralarında, arkadaş ortamında, sahilde, balkonda yaptığın şeyi yap..
hadi..
önce ömer harika bir klarnet solo ile başladı, zaten anında kafedekilerin dikkati çevrildi, ben de biraz gevşedim, ve ardından başladım,
ilk şarkımla..sanki beni, yaşadıklarımı anlatan, o zamanlar levent yükselden dinleyip kafayı bulduğum, kendimize göre biraz daha hızlı yorumladığımız malum şarkıyla,
http://fizy.com/#s/1axosi
şarkıyı söyledikçe daha doğrusu yaşadıkça benim de keyfim yerine geldi, gazı aldım anlayacağınız, ritimdi, gitardı derken, yeniden rahatladım, ve gözümün önüne zamanında ateş başında söylediğim anılarımı, ya da sınıfta yaşadığımız küçük çaplı kop kop ları getirerek iyice alıştım bulunduğum yere, sahneye..
çok farklı bir duygu..yani, bırakın seni, beni, dünyanın en cool geçinen, rahat adamın ağa babası da olsan heyecan yapıyorsun, ışıklar, seni izleyen gözler, kaçırmaman gereken ritimler, o sırada mekan içerisinde akan hayat..
ilk şarkının ardından bizim tayfa bir kıyamet kopardı ki zaten o an eridim ben aq..
devam ettik, kah slow, kah fantezi, biraz arabesk, biraz avrupai..
http://fizy.com/#s/1aiopr
adam olmazdı bizden, http://fizy.com/#s/3xvn9k
romayı da yakardık.. http://fizy.com/#s/1ago50
ve olmazsa olmaz canlı müzik klasikleri, çile bülbülümler, ebru gündeş, haluk levent, emel müftüoğlundan hovarda, yıldız tilbenden parçalar..
bir saatten biraz sonra mola verdik,
http://fizy.com/#s/1ajeva
küçük molamızda önce bir işedim tabi, heyecandan yarım saatte bir çişim geliyordu zaten daha başlamadan bile önce (:
sonra bizimkilerin masalarına uğradım teker teker, o kadar gelmişler, biz de ev sahipliği yapalım demi?
mümkün mertebe etrafta tanımadığım kişilere bakmamaya çalışıyorum, şimdi güzel bir hatunla filan göz göze geliriz, anında benim flaş atar, valla mahvolurum (:
tanımadık kimseyi sallamıyoruz okey..göz göze gelmek yok! sakin..
bizim repertuvarı ilkay hazırladı, lan adama o kadar devlet memuru kılıklı dedik, esaslı müzisyen puştavat..nuriş filan da, o ikisi kadar profesyonel olmasa bile gayet iyi götürüyor, çocuk yetenekli, allah vergisi aq..hayatımda bir kere elime aldım gitarı, onda da az daha parmağı kesiyordum tellerle, neyse, ilkayın hazırladığı repertuvara göre (tabi çaktırmıyoruz sıralı söylediğimizi, çaktırmamak lazımmış yani dinleyiciye, sanki böyle, şarkı aniden aklımıza gelmiş gibi giriyoruz lap diye ki samimi görünelim, ama olur mu aq öyle iş normalde? olmaz..her şeyin bir çalışması var, düzenlemesi var..bu da canlı müziğin tricklerinden biridir) devamlı olarak tempoyu yükseltip alçaltıyoruz, kafamızdaki düşünceye göre, dinleyiciyi bir sükunete uğratacak, bir coşturacaktık, ama özellikle bizim tayfa neredeyse bütün şarkılara eşlik edip tempo tutmaya kalkınca sükunet işi yattı (:
yine de gayet güzel gittiğimizi düşünüyorum, maçın ilk yarısı geride kaldı gibi, 15 kadar parça icra ettik, bir 7-8 tane daha söyleyip kapayacağız programı, bu ikinci bölümde yine nispeten slow başlayıp, sonunu felaket gazla bitiriyoruz, böylece dinleyenlerde bıraktığımız son intiba "ohh be amma eğlendik haa" olacak,
gerçi kafeye giren-çıkan belli değil yani, biz bu kadar programı bilmem neyi yaptık ama, bu sadece gecenin başından sonuna kadar kafede kalacak olan müşteriler için anlamlı, diğerleri farkında bile olmayacaktır..
http://fizy.com/#s/1ai1bl ile kapattık geceyi, hani programı bitirdik ama, normalde bir rahatlama, "oh be kurtardık, yırttık, üzerimizden attık" düşüncesi beklersin, ben, tam tersine üzüldüm lan..tadı damağımda kaldı resmen..ama böyle düşünüyor olmam güzel, çünkü daha bismillah lan, haftada 2 gün, 2 şer saatten 4 saat söyleyeceğiz, yani bu işin "bitti, kurtuldum, yırttım" ı yok, zaten öyle düşünen adamın burda işi ne aq?
keyif almaya bakacaksın abi..sana işkence gibi geliyorsa, bitince oh çekiyorsan, zaten yapma bu işi, demi?
sahneden indik, gecenin diğer grubu için hazırlayacaklar artık, ter içinde kalmışım aq..gömlek sırtıma yapışık..
hemen bizim çocuklarla özel dinleyicilerimizin yanına gittik, e sonuçta ömerin, ilkayın da arkadaşları var, onlar da yetim değil aq..nurettin ile çevremiz hemen hemen aynı, ama bunun sınıfından gelen kızlar filan var, benim de az çok göz aşinalığımın olduğu, ve hatta köşede bir masada iki kız arkadaşıyla gelmiş olan ayşegül ü de gördüm..off aq..allahtan gecenin sonunda görmüşüm ha, yoksa kesin aklım takılır, sinirim bozulurdu..
neyse, orada bir sevinç yumağı oluştu, masalar filan birleşmiş zaten, yirmi yirmi beş kişi varız, sahnenin sol tarafını komple bunlar almış, holiganlar (:
baktım o ara begümler grubun dışındalar tabi, doğal olarak o sevinç yumağının da dışındalar, bizim masada gır gır, muhabbet gırla gidiyor, tolga ortalığın amına koymakta, gülmekten gözümüzden yaş geldi anasını satayım... valla böyle bakınca çok güzel tabi ortam, ama muhtemelen bu, sadece ilk akşamımızın hatrına, sonrasında böyle bir kalabalık, dost çemberi bulamazsın.. anca gene arada organize olunursa filan, özel günlerde..
ben biraz müsaade isteyip masadan kalktım, begümlerin yanına gittim,
"tekrardan selamlar kızlar (:"
"selamm (:"
"ee begüm hanım, nasıldım? :p"
"süperdin şekerim gene her zamanki gibi, ay bu çocuk devamlı bir şeyler yapıyor ben de izliyorum ya x)"
"yani, pişmansan.. :p"
"yok canım, estağfurullah, ama cidden çok güzel söylediniz, bir şeyi de kötü yap be :p"
"eeööh mahcup ediyorsun beni yeni arkadaşlarımın yanında, bak utandım senin yüzünden (:"
diğer kızlar gülüşüyorlar filan,
"şey diyecektim ben begüm ya, bizim masaya doğru gelsenize? bir masa daha birleştirmeye çalışırız? böyle ayrı gayrı olmadı valla (:"
"ha, yok canım ya gideriz biz zaten birazdan, sen merak etme, artık hep burdayız ;) daha görüşürüz, bir dahakine bizim masamıza teşrif edersiniz artık solist bey (:"
"tabi canım, peki madem, gidiyorum ben, trip atmıyorsun demi bak?"
"aşk olsun!"
"olsun (:"
"manyak (:"
"hadi görüşürüz madem, öpeyim"
diğer kızlara da güzel dileklerimi sundum, üç kişi bunlar, kumral, güzel yüzlü ama boyu kısa var olan ayşenur, saçları röfleli (perma da olabilir, anlamıyorum amk bu işlerden işte siz hayal edin) olan, yine güzelce yüzlü ama abartı makyajlı olan tuba, üçüncüyü hatırlamıyorum nasıl bir tipti, bir daha da görmedim sanırım zaten, siktir edin onu kısacası..
bizim masaya geçerken, yine gözlerim istemsizce ayşegüllerin masaya kaydı, gördüğümü gördü.. görmezlikten geldim.. görmezlikten geldiğimi anladı..
http://fizy.com/#s/3wsa8k
begümler dedikleri gibi bir kaç dakika sonra kalktılar, bizim masadan da ömer ve manitası ayrıldı, o ara diğer grup başlamak üzere, lan benim de ter sırtımda kurudu, sikicem, hasta olmasak bari..bir dahakine yedek atlet getireceğim, tuvalette değişirim..
yine gır gır şamata giderken, omzumda bir dokunuş hissettim, ayşegül, bir elini benim bir elini yanımdaki nurişin omzuna koymuş, masanın geri kalanına selam veriyor, bunlar "aa nerdeydiniz ya, gelseydiniz ya böyle filan diyorlar" bu da yine kalkıyoruz zatenle geçiştirdi,
gözleri bende olmak kaydıyla,
"tebrikler çok iyiydiniz (:" gibisinden tebrik etti, ben de ağırbaşlı bir şekilde teşekkür ettim..lan bu kıza karşı bir türlü şu suçlu çocuk hissiyatımdan kurtulamıyorum..kendimi kötü hissediyorum gözlerini kitlediği zaman..neyse,bunları da yolladık, sonra ilkay ve arkadaşları, bizim sınıftan ve alperlerin sınıftan kızlar da kalkınca, masada, nispeten birbiriyle daha samimi olan, kemik kadro olarak bizim tayfa kaldı,
bizim çocuklar var, dilara var, alperin manken manitası, nilay ve yurttan üç arkadaşı var, işte 10 kişi filanız sanırım..
tuhaf bir masa olduğunu itiraf etmeliyim, başlangıçta sürekliliğine pek ihtimal verilmemesine rağmen uzun süredir beraber olan ve gayet mutlu görünen alper-dilara çifti, eski münasebetliler nilay ve tolga, ki tolga bu gece harbiden masanın kingiydi, lan puştavat, madem böyle özelliklerin var niye kasıyorsun kendini, hatta ben bir iki espri yaptım üzerine, "içirdiniz mi lan bunu?" filan diye (:
o ketum, soğukkanlı ve temkinli adam gitmiş, yerine tam bir yavşak gelmiş (: ..buradaki yavşak kelimesini tamamen sevgi sözcüğü olarak kullandım yalnız, yanlış olmasın ;)
nurişin manita durumlarında olduğu beril i görememişti gözlerim, çaktırmadan sordum buna, nerde diye, meğer kız memleketine gitmişmiş..şansa bak..neyse ya, sonuçta artık hep buradayız, hatta böyle kalabalık bir akşamda gelmediği belki daha iyi olmuştur, ilerleyen zamanlarda bizimkiler tenhalaşınca rahat rahat baş başa, göz göze takılırlar (:
neco var tabi birde..malum aşk üçgeninin, üçüncü ve bilinmeyen noktası..o da mutlu ve memnun görünüyor..bilemiyorum, içten içe neler yaşıyor tabi..nilay bu akşam çok güzel, arkadaşları normal tipler, beni pek enterese etmediler, hatta bence nilay bu gece bu kadar şık olmakla biraz arkadaşlarına haksızlık etmiş gibi, en kalabalık anından beri, masanın dikkat çeken 2-3 kızından biriydi zaten, şimdi iyiden iyiye biz bize kalınca, dilarayla beraber ay gibi parlamaya başladılar anasını satayım (: ..vay sen bizim kız oğlan kız nilaya bak..ama ben hep diyordum "sende potansiyel var kızım, kullan şunu" diye, ee, o da bu gecenin şerefine, %99 la oynuyor, helal olsun (:
..dedim ya, tuhaf bir masa ve ben severim böyle masaları bilirsiniz.. performansına henüz başlayan gençlerin müziğini kulağıma fon yaptım, teker teker bizimkileri incelemeye başladım..vay be..bu masadaki 6 kişi.. yani esas oğlanlar ve esas kız..ne çok yaşanmışlık var..iki seneyi devirmişiz..ve ne çok yaşanamamışlık var.. yine de beraberiz..hep birlikteyiz.. çok şükür allahım.. çok şükür ki böyle insanların arasındayım.. onların sevgisi, beni büsbütün karanlığa düşmekten koruyor, ailemin bir şubesi gibi, beni koruyup gözetiyor, elimden tutuyor, omzunu veriyor..
onlar beni, bir gün iyi biri olabilmem, ve tüm bunlar bittikten sonra kendimi bulabilmem adına hayata bağlayan tek kordon, tek bağ.. yoksa çoktan, o nefret ettiğim, puşt dediğim, pezevenk dediğim, yavvşşak, dediğim adamlardan biri olmuştum bile.. keş olmuştum, tembel öğrenci olmuştum, ayyaş olmuştum, kokocu olmuştum, sikici olmuştum, sikik olmuştum..
çünkü ne kadar şerefsizleşebileceğime dair olan potansiyelim ve yeteneklerim adeta sınırsız gibi, onları denetimsiz bir gücün ellerine bırakırsam, hem kendi hayatımı, hem de pek çok masum kadının hayatını yakabilirim, hem de öyle, sadece manevi anlamda da değil, maddi anlamda, fiziki anlamda da..
bizim elemanı gördüm geçerken, selamlaştık, az muhabbet edip teşekkür etmek için masadan kalktım, ee sonuçta bize bütün bu ortamı ve imkanı sağlayan onun, tolganın delice fikrini desteklemesi olmuştu, zaten çocukla muhabbetimiz taa mine olayına dayanıyor biliyorsunuz, karşılıklı, ama karşılık beklemeksizin yapılmış kıyaklarımız var birbirimize karşı,
neyse kalktım masadan, ilk kez etraftaki diğer yüzlere bakma ihtiyacı hissettim, artık gözler üzerimde değilken bunu yapabilirdim, sağa sola şaşkın tavuk gibi bakındım, engelleyemediğim bir gülümseme yüzüme yayıldı bir anlığına da olsa.. buraların kralı bendim be, ben!..heheeeyt (:, nasıl da söylemiştim ama, nasıl da geldik hakkından?? *
teşekkür allahım, her şey için, yüzümü kara çıkarttırmadığın, beni rezil rüsva oldurtmadığın için teşekkürler, gerçi, ben de seni hep işime gelen zamanlarda hatırlıyor gibiyim, nerden baksan yazdan beri cumaya bile gitmedim, yorgun olduğum geceler 3+1 i bile ihmal ediyorum..ama sen beni biliyorsun, her ne kadar yavşak gözüksem ve hakikaten de öyle olsam da, içimde, hala bir yerlerde annesinin, anneannesinin o saf, uslu evlatları yaşıyor, nefes alıyor hala, kalbi atıyor.. zayıf da olsa nabzı.. yaşıyor..yaşıyorum...
gittim bizim çocuğa teşekkür ettim, sarıldım, dedim eyvallah kardeşim senin sayende filan..o ara iç taraftan murat abi geldi, "tsigalkocum, çok iyiydiniz, elinize ağzınıza sağlık, arkadaşlarını da çağır ben hakkınızı vereyim size ;)"
"abi onlar gittiler ama, nurettin le ben varız?"
"aa olur mu ya, ama doğru benim kabahatim, siz inince çağırmayı unuttum o ara koşuşturmadan.."
"yok abi estağfurullah ne olcak"
doğrusu bizim de aklımıza gelmemişti aq, orada o heyecan, o coşku, bir de dostlar gelmiş izlemeye.. kimin aklına gelir, zaten paragöz adamlar da değiliz..
"tamam o zaman bana hatırlat perşembe geldiğinizde, 60 ar vereyim size tamam mı?"
ben "fark etmez" falan filan deyince bu anladı çekindiğimi "lan ne adamsın" gibisinden gülerek bir ağız hareketi yaptı, "tamam ben buraya yazıyorum onu unutmam, koçum bu sizin emeğinizin karşılığı yahu (: ne var söylemekte"
"eyvallah abi (:"
güldük şakalaştık, ordan masaya doğru geçiyorum artık, ben de kalkmaya niyetliyim, e yorulduk aq, yarın da okul var, gidip zıbarayım bir an önce..
masaya doğru giderken bazı gözleri üzerimde hissettim, ben de bakındım karşıya doğru bodoslama, masalarda göz göze geldiğim üç-beş kişi oldu kızı, erkeği..5 metrelik yürüyüş mesafesinde beş kişiyle kesişerek (araya erkeklerin kaynaması benim suçum değil amk) kendi kendime yeni bir rekor daha kırmış oldum her halde..
http://fizy.com/#s/3woyik bu şarkıyı verdim mi bilmiyorum ama çok seviyorum lan, sözler keskin (:
o gece de öyle geçmiş oldu..
eve gittiğimde, nasıl daha önceki gecelerde heyecandan uyuyamıyorsam bu sefer de mutluluktan uyuyamadım..zaten genel olarak bir uyku problemim var galiba aq..ne o prozac mıdır nedir, ondan mı alsam ne yapsam..
içimdeki hisleri tarif edemem beyler..olsa olsa teşbih edebilirim..iyi geçmiş bir sınavdan çıktığınız anı, arkadaşlar arası ps turnuvasını son dakika golüyle kazandığınız anı, sevgilinizle kol kola, aheste adımlarla, mutlu mesut yürüdüğünüz romantik saniyeleri, okey atıp bittiğiniz o kutsal anı, pazar sabahı aniden geç kaldım telaşıyla uyanıp, o gün tatil olduğunu fark ettiğinizde yaşadığınız o huzurlu anı, 5 biranın ardından son anda kendinizi umumi bir tuvalete atıp idrar kesenizi boşalttığınız o ibretlik anı düşünün,
işte tıpkı bunlar gibi, tarifsiz bir rahatlama, mutluluk, kendin güven, geleceğe umutla bakma duygularını körükleyen bir halet-i ruhiye içerisindeyim..
başardım..
inanın bundan daha güzeli yok..başarmak..becerebilmek, bir şeyin hakkında gelmek..yapabiliyor olduğunuzu görmek..
biraz ileriye sarıp cumartesi gününe gidelim, yani 22.00 den sonra çıkacağımız güne, gece performansı..
doğrusu ben artık ilk günkü gibi olmaz diye düşünmüştüm ama, gerek bizim çatlak nilayın sınıftaki çığırtkanlığı gerekse bu tip şeylerin kulaktan kulağa inanılmaz bir yayılma gücü olmasından mütevelli, maşallah ilk günü aratmadılar tanıdıklar gene, tabi bunda hafta sonu olmasının da payı vardır mutlaka,
bizim sınıftan kızlar, alt sınıftan kızlar, yine yurtlu kızlar..kızlar..her taraf karı kız zaten..darı ambarına girmiş tavuk gibiyim anasını satayım, ötüp duruyorum (:
gerçi bir şey olacağından da değil hani, kızların çoğu tanıyıp bildiğim, tanımadıklarım da ilgimi çekmeyen tipler, bakmayın öyle benzetme yaptığıma, bu gruptan bir iş çıkacak olsaydı zaten şimdiye kadar çıkardı..ayşegül ü göremedim bu kez, umarım gelmez artık, diyorum ya, kendimi kötü hissediyorum o kızla karşılaşınca, böyle bir mazlumlaşıyorum aq..
lanet olası, pop müziğin prensi, genç kızların yeni sevgilisi tsigalko.. içten içe bütün bu ortamının, en azından %90 ının fake ve yüzeysel olduğunun farkında..
evet farkındayım,
benim için, beni dinlemeye gelenlerden sadece bizimkiler umurumda..gerisi kuru kalabalık..useless..bullshit..
her yeni gece, her yeni performans, aynı zamanda benim için aşılması gereken bir görev barındırıyordu..geçen sefer, sahneden inene kadar, hatta indikten sonra bile ilk yarım saatte etrafına, tanımadıklarına bakmayan, göz göze gelmeyen ben, bu kez mola verdiğimizde cesaretimi toplayıp şöyle bir göz gezdirdim kafeye..ve tahmin ettiğim gibi tanımadığım insanlarla göz göze gelmek ve ufak gülümsemeler, boyun hareketleriyle selam alıp vermek zorunda kaldım bir iki kere..sonra gözlerim kaçamak bakışlar atan ve tamamen kızlardan oluşan bir masaya takıldı,
hepsi güzel gözüktüler gözüme (cheerleader efect mi diyorlardı bu olaya?), ve tuhaf şekilde tanıdık..sahneye yeniden dönmeden önce bir kez daha baktım aynı masaya, tuhaf gülümsemelere, ben de aynı şekilde karşılık verdim o 1-2 saniyelik kaçamak zaman diliminde..
..ve ne yalan söyleyeyim, etrafa bakmak, birileriyle göz göze gelmek, beni korktuğum gibi kötü etkilemedi..hala aklım yerindeydi..hatta keyfim,
daha da yerindeydi..
önce gitar, ardından ritim, sonra klarnet ve nihayetinde de ben başladım bir kez daha,
bir diğer gecenin daha altına imzamızı atmak üzere,
çaldık, söyledik..eğlendik, eğlendirdik..
hayat dedikleri var ya..
işte tam olarak böyle olması gereken boktan bir süreç..
hayat bu..
yaşamak bu..
ve ben, on sekizimden sonra, hayatımı, yaşadığımı sanki yeniden keşfettim..
bu gecelik benden bu kadar panpalar,
okuyanların gözlerine sağlık, yorumlarınızı bekliyorum, fırsat bulduğum en kısa zamanda yeniden yazmaya geleceğim,
@botunjet, keşke meteor düşseydi panpam, acısız bir ölüm olurdu en azından (:
http://fizy.com/#s/1lun08
..hikayeyi biraz ileri sarmam gerekecek, çünkü önümüzdeki 2 haftalık zaman diliminde kayda değer bir şey olmadı, yani en azından hikayemizi ilgilendiren bir şey olmadı diyeyim, yok lan, aslında oldu, ama onları parça parça yazmak yerine, direkt olarak sonuçlarına geçmek istiyorum..
yine de ondan önce olan bir kaç şeyi yazayım bari de, sonra nereden çıktı bunlar demeyin,
ayça geldi dinlemeye beni bir kez, sonrasında baş başa oturup sohbet ettik, görünen o ki tavsiyeme uymuş, sohbetin 3 te 2 si iş yerinde yeni tanıştığı ve bu aralar yakınlaşmaya başladığı i.k personelinden bahsetmekle geçti, hayırlı olsun diyoruz kendisine,
tahmin ettiğim gibi, ilk günlerdeki yoğun tanıdık kalabalığı zamanla seyrekleşti, ama bitmedi, artık nöbetleşe geliyor gibiler, sanki farkında olmadan anlaşmışlar gibi (:
bir keresinde bir kız grubu geldi, çat diye ta önümüzdeki masalara geçtiler, bütün gece boyunca gözlerini ayırmadılar sahneden, hani üstüme alınmayayım dedim, dedim, dedim ama bir yere kadar aq, bir ara neredeyse konsantrasyonu yitiriyordum ki iyi toparladım..sonra ben de baktım molada filan, lan bir yerden tanıdık geliyor gibi bazıları, nereden filan diye düşünürken hatırladım..
merve aq, merve..hani şu kantinde tanışıp aniden aşk meşk muhabbetine geldiğimiz, sonrasında benim yine kızı üzmekten tırsıp nilayın yardımıyla savuşturduğum merve..
gittim masalarına konuştuk biraz, "hiç pas vermiyorsun" bilmem ne geyiği yaptılar..ya bir siktirin gidin allahınızı severseniz ya..bütün gece adaptasyonumun amına koydunuz zaten, öküz trene bakar gibi gözleri dikmişsiniz..
bu da en hasta olduğum şeydir ha beyler,
böyle tek başlarına öz güvenleri yetersiz olan 3-5 kız toplanıp, aralarından bir tanesi için öküz gibi, ama bildiğin "öküzz" gibi erkek kesiyorlar ya, hasta oluyorum bu harekete..ulan biz yapsak, "abaza, hayvan, barzo" dersiniz, e yarrağım, tek başına karşılaşınca yanından geçerken kafanı bile kaldıramıyorsun, sonra beni tek yakalayınca da resmen orduyla geliyorsun..
kızlar..kızlar..toplayın kendinizi, böyle kesişme, bakışma, hoşlaşma olmaz..sonra ilgi duyan adamı bile soğutursunuz bak " bu ne aq çin ordusu gibi gelmişler" diye..
neyse..
iki hafta böylelikle geçti işte, okul, bildiğiniz gibi, bir ara mutlaka karakter analizi yapmam lazım, yeni haberler var..ama hikaye güzel akıyor, bölmek istemiyorum..
bu iki haftalık sürecin en tuhaf detaylarından biri ise hemen bütün performanslarımıza gelen, uzakta, ama görüş açımıza çok müsait bir masa seçen, şu ilk iki gecemizde bakıştığım kız grubuyla hala tuhaf bir telepatik iletişim halinde oluşum olsa gerek, gerçi grup demek de artık yanlış olur, 4-5 kişiyle başlayıp en nihayetinde 2 kişiye kadar indiler, onun da kokusu çıkar yakında bakalım diye düşünürken,
düşünmeyi bırakıp, ben harekete geçmeye karar verdim..
aylardan kasım, günlerden perşembe..
artık iyice alıştığımız, öyle ki yavaş yavaş kendi çapımızda atraksiyonlara, şov çalımlara başladığımız sahneden, en çok eğlenen müşteriden daha çok eğlenmiş bir halde indim, atlet değişimi ve hatta gömlek değişimini uyguladıktan sonra yeniden ortama aktım, kafenin devamlı müşterileri var, tıpkı zamanında bizim olduğumuz gibi, artık onların çoğunu tanıyorum, "naber kardeşim?" "iyidir kardeşim (:" ler gırla gidiyor..
geçtik bizim çocuklarla masalardan birine oturduk, o akşama da şansıma bizden kimse yok, ömerin manita var gene, bizim alt sınıftan filan kızlar da vardı ama onlar kalktılar sonlara doğru, ilkayın acelesi varmış o gidince biz dört kişi kaldık, sonra dedik nurişle, bu çifti baş başa bırakalım, bir bahane bulup başka masaya geçtik,
ee olm kibar çocukların biz, anlayışlı adamlarız yani :p
aslında benim içten içe başka planlarım var, gece boyunca yine bir kaç kez göz göze geldiğim iki kızın masasına yaklaşmış oldum bahaneyle.. gidicem yanlarına..dur bakalım..
nurişle laflaştık biraz, ben arada yine bakıyorum kızların masasına doğru, beyaz tenli, simsiyah dalgalı saçlı bir kız var, tuhaf bir saç stili var, böyle düğünlük saç modeli gibi, yandan bıraktığı kahkülü aşırı şekilli duruyor, yalnız bir kötü özelliği var ki, sigara içmesi, gerçi eline de yakışıyor ha kaltağın valla (: bir çekişi var, bir üfleyişi, ooo diyorsun..
işte benim mütemadiyen bakıştığım hatun aslında bu, yani bunlar 5 kişiyken de buydu, şimdi 2 kişiyken de bu, beş kişilik grupta ben körlemesine bakıyor olsam da, aslında gördüğüm, ya da görmek istediğim kız o yani..
nuriş fark etti nereye baktığımı, güldü "lan ne adamsın aga (: en çok sana yarayacak bu müzik işi demedi deme :p"
güldüm, "gidelim mi lan masalarına? ikiye iki? ;)"
benden böyle cesur bir teklif beklemeyen nuriş şakaya vurdu,
"hee gidelim aga, hatta gitmişken mini bir konser verek onlara özel (:"
"harbi diyorum lan, gidelim mi?"
benim ciddi olduğumu görünce geri adım attı bu, utandı çocukcağız ehehe kıyamam lan sana ben gözlük x) ..gerçi ben de utanırım aslında böyle şeylerden, öyle gidip lap diye masaya oturmak filan.. bilemiyorum, bana ters, normalde yapmayacağım hareket..ama niyeyse gaza geldim o gece, bir de kimse yok ya, e sonra o kadar bakışmışız etmişiz..ne var aq, gidip bir selam atıcam, "nasılsınız, eğlendiniz mi?" gibisinden.. allah allah.. sikmicez herhalde..
bu gelmedi, dedim, "aga haklısın tabi senin başın bağlı :p"
"yok be olm ondan değil ya, ne biliyim benim pek tarzım değil böyle şeyler, askıntı olur gibi.."
"ne var aq, gidip eğlendiniz mi? diye sorcaz işte, biz de bu kafenin çalışanı değil miyiz? müşterilerle ilgilenmek görevimiz ;)"
"hehehe, yok aga ya valla, sen illa gidicem diyorsan..:p"
"he, git diyorsun yani..lan nuriş.. anında sattın ha..ben gidicem, hatta çoktan giderdim de, sana ayıp olmasın diye şeyettim :p"
"yaa tsi bırak allahını seversen x) harbi gideceksen git, darılmam :p kalkıcam ben de zaten birazdan.."
"e madem sen kalkınca gideyim ben de.."
"kızlar kaçmasın o ara?"
"yok kaçmaz onlar, benden önce çıktıklarını görmedim hiç (:"
"oo mazimiz var diyorsun (:"
"herhalde lan, yoksa hangi götle gidicem masalarına x)"
"ahaha lan, aga valla seviyorum seni ya, amk çılgını"
"yeaa fakk! x)"
bir kaç dakika sonra nuriş de kalktı, son kez selam verdi gitti, ben masada yalnız kalınca, zaten masamızda olup biten her şeyi takip eden ikiliye doğru şöyle alttan alta bir bakış atayım dedim çaktırmadan,
yakalandık aq (:
güldüm dayanamayıp, bunlar da güldüler.. ellerimi masaya dayayıp güç aldım, eveett tsi aga.. artık icraat vakti, bir git öğren bakalım bacıların maruzatı ne imiş (: ..
http://fizy.com/#s/1ainsb
yüzümdeki yavşak sırıtışı yok edip daha insancıl bir gülümsemeye çabalayarak masaya yaklaştım, diyorum ya, normalde yapmayacağım bir hareket ama bu gaz olayı var ya gaz olayı..felaket bir şey, hele ki biz türk erkeklerinde..
masaya yaklaştığımı görünce pin pon izleyen kediler gibi bunların gözler irileşti, bilmiyorum böyle bir şey bekliyorlar mıydı benden, aslında, bakıldığı zaman, neredeyse 3 hafta oldu, 6-7 tane performans geride kaldı, e ilk geceden beri kesişiyoruz, kimine göre geç bile kalmış olabilirim..
neyse bakalım, ne tepki verecekler, yapacakları hareketlerden ne ayak olduklarını anlarız, istediklerini elde etmeyi bilen akıllı kız mı? yoksa uzaktan uzağa delirip, yakına gelince eli ayağı dolaşan, sapıtıp saçmalayan kezban bozuntuları mı..
"yakşamlar *, oturabilir miyim?" dedim fazla sırıtmadan,
sigarası elinde olan benimki arkadaşıyla saliseliğine bakışıp kafasını ve dumanını söyle bir savutturup, sanki "fark etmez" gibi bir hava vermeye çalışarak, "tabi" dedi bilmiş bir gülümsemeyle...
hımm..cool ve umursamaz takılıyoruz öyle mi? hadi bakalım..
sarışın kızın yanına, benim kızın karşısına oturdum, bilerek sanki yanımdakiyle daha çok ilgilenir gibi hafiften ona dönerek, "sahne şovumuzu beğendiniz mi? :p" dedim gır gıra alarak,
bunlar bir ağızdan yüksek sesle, "ya evet, efektler filan harikaydı :p" gibisinden laflarla benim komikliklerime ortak oldular, iyi, demek ki oyunu oynamayı biliyorlar..
"devamlı müşterisisiniz sanırım buranın?" diyerek muhabbet açmaya çalıştım,
benimki, "sayılır, epeydir geliyoruz, ne oldu gelmeyelim mi bi daha? :p" deyip laf attı
ben, "aa evet, ben de tam o konuyu konuşmaya gelmiştik, bir daha sizi almayacağız içeri, haber verelim dedik (:"
bir gülüşmedir koptu, evet ortam ısınmaya başlamıştı, oyuncu, oyuncuyu yine gözünden tanımıştı..artık bütün gece imalar ve karşılıklı tiye almalarla geçecekti anlaşılan, bana uyar..böyle küstah takıldığım bütün kızları şey etmişliğim var zamanında..neyse..biliyorsunuz siz zaten oralara dalmayalım (:
bu tarz durumlarda yapılacak en büyük hata, "aptal-kibar olmaya çalışan erkek" i oynamaktır..misal, kız bana orada o lafı attığında ben keko gibi,
"yok canım öyle demek istemedim vıdı vıdı vık vık" diye salak salak kibarlaşıp kaçmaya çalışsam muhtemelen taşak oğlanı olacağım, masada kaldığım her dakika üzerime gelecek ve gecenin sonunda kızlardan biri diğerine "hoş ama salakmış bu ya (:" diye fikir beyan edecek..
beyler, karşınızda oyun oynamak isteyen bir kız varsa, sakın oyundan kaçmayın, oyunu bozmayın, dişe diş, kana kan, taşağa taşak, sululuğa sululuk..
muhabbet derinleşince kızlara bir şeyler içermisiniz diye sordum ve birer kahve ısmarladım* , o ara isimler, memleketler öğrenildi, (benimkinin ki burçin, sarışın olanın ismi nilay, evet ilginç bir tesadüf (: )
zaten bir kere memleket konusunu açarsanız yaşarsınız beyler, oradan eski okul hayatı, ailesine dair detaylar, o şehrin sahip olduğu değerler hakkında yorumlar, şu anda bulunduğunuz şehirle kıyaslamalar, iki şehrin insanlarını kıyaslamalar, bu şehirdeki okul hayatı, oradan hocalara sövülür biraz, sonra okuldaki özel yaşama gelinir, varsa eğer bir "yalnızlık" dillendirilir, üstü kapalı biçimde..
burçin in bursalı olmasının olaya kattığı bonusları herhalde tahmin edersiniz, o arada içimden "ulan her seferinde dört ayak üzerine düşüyorsun ballı piç" diyen şeytana gülmemek için kendimi zor tutuşumu da tabi (:
hemşehri çıkınca o muhabbetin sonu gelmedi beyler..öbür grup çoktan çıkmış hatta mola vermiş, saat on biri geçmiş, bizim de, "ısrarla kızlar ısmarlamak" kaydıyla ikinci içeceklerimiz gelmişti,
sonra ben burada solist olmama neden olan ilginç tesadüfleri anlattım, biraz eski-gizemli özel hayatımdan bahsettim fazla hava atmaksızın, ki zaten hava atacak da bir bok yok ama, erkekleri bilirsiniz işte..bakışmayı sevişme olarak anlatmaya bayılırlar, pireyi deve yaparlar..
http://fizy.com/#s/1ajewf
ikinci grup inip, kafe kapanış saatine yaklaşmaya başlayıncaya değin konuştuk,
o ara bir sigara muhabbeti döndü, muhabbetten dolayı burçin in aklına gelmemişti pek yakmak ama ben masaya oturduktan sonra yaktığı ikinci sigarasında teklif etmek aklına geldi,
"ay ben de hiç sormuyorum ya, içiyor musun?"
"yok ben sigara kullanmam"
"biz de kullanmıyoruz canım, içiyoruz x)"
"x) nefret ederim hatta! (:"
"hadi ya, rahatsız oluyorsan içmeyeyim?"
"valla bir şey diyemicem, müşteri her zaman haklıdır"
"hahaha, tamam peki içmiyorum senin yanında ;)"
"eyvallah, çok düşüncelisin..e nede olsa hemşehrim demi yani?? (:" deyip nilaya döndüm, o da "tabi canım" diyerek onayladı beni güya (:
"cidden hiç içmedin mi sen bu güne kadar? yoksa içip de bıraktın, onun nefreti mi var?"
"neden? çok içici bir adammışım gibi mi duruyorum? (:"
"bilmem, olabilir sonuçta herkesin deneyimleri vardır"
"benimkiler eeaa, farklı bir alanda diyelim x)"
masa yıkıldı, ben de daha tanışalı iki saat olmuş olan kızların yanında bu kadar seviyesizleşebildiğim için kendimi takdir ettim, demek ki doğru yoldayız..
"peki (: o deneyimleri sormuyoruz, ee içki filan var mı? hiç öyle durmuyorsun ama pek bir hanım evladı çıkacak gibisin sanki? :p"
"içkiyi de ortam olunca içerim, keş değilim..ayrıca kumarım yok, maaşım iyi, iyiden iyiye kız istemeye döndü olay valla (: bir de bu sakalları keseyim ben bari abi, olmuyor böyle, keş damgası yiyoruz baksana (:"
"(: anladım tamam, iyi çocuksun, maaşın da iyiymiş, verdim gittiii (:"
bir an southpark sessizliği yaşattım masaya (verdim gitti derken??)
sonra burçin, "kızı, kızı verdim gitti yani" der demez tekrardan kahkahalar koptu..yeni tanışan bir masaya göre maşallahımız var, eğer dikkat eden varsa kafedekilerden, solistlikten başka 3. sınıf stand up çuluk yeteneğimin olduğunu da görmüşlerdir muhtemelen..
neyse,
gecenin sonunda kızlara bir yere kadar eşlik ettim, ondan sonrasını kendileri gidebileceklerini söyleyip teşekkür ettiler, bu arada hemşirelik okuduklarını söylemiş miydim? tamam tamam, fantezilerinizi kendinize saklayın (:
http://fizy.com/#s/1aj5y2
bu güzel gecenin ardında bir kez daha öz güven depolamış ve keyfim tavan yapmış halde evime vardım..burçin gayet hoş kız... görünen o ki aramız da epey iyi olacak muhabbetin sürekliliğini sağladığımız halde..ama işte o sigara olayı..neyse sonuçta evlenecek değiliz, hatta duruma göre ayçavari bir ilişki bile olabilir aramızda, bakıcaz..
acaba ilk geceden çok mu bel altı girdim, çok mu sululuk oldu diye düşündüm, ama yok be, öyle zaman zaman muhabbetin uçtuğu, imaların ve kahkahaların uçuştuğu anlar oldu ama, genel olarak gayet seviyeliydik, hatta burçin epeyce ağır ve biraz da erkeksi bir hatun, halleri hareketleri, tavırlar, mimikler, jestler..esaslı kız yani, kodu mu oturta da bilir, hiç belli olmaz..gerçi sigarayı bile sanki sanat eserine dönüştüren bir tutuşa muvaffak o narin el ve parmaklardan öyle şiddet gösterileri de beklemezsiniz ya neyse (:
siyah ve beyaz..bu kombinasyonu bjk forması hariç her yerde sevmişimdir..bilhassa kızlarda..ayşen de böyle bir kombinasyonun ürünüydü malum, hatırlarsınız..
yalnız bu kızın gözleri yeşil değil, açık kahve, boyu da ayşenden uzun, hatta fiziği ayşenden çok daha güzel lan bence..sonradan bakıyorum da, ayşen gayet *feriha* vücutluymuş, ama işte o zamanlar öyle görmüyor gözüm, hey gidi hey..amına koyaydım da şu yaşımdaki aklımla doğaydım..çok hata yaptım be beyler..çoook hatalar yaptım..
eve gittiğimde tavuk tolga uyumuştu, ama çocuk da haklı yani, onun bölüm de zor, devamlı quizler, projeler..adam sikkofield ya anasını satayım (:
ben de fazla oyalanmadan bir duş alıp yatağa çekildim, ertesi gün okul var malum..
o ara uykuya dalmadan önce hayal meyal yaşadığım hayatı düşündüm..tek kelimeyle mükemmel..ne arkadaş, ne ortam, ne para ne de kız sıkıntısı var..sanki bir rüya gibi, pollyannanın kaleme aldığı bir gençlik romanında ya da yönetmen koltuğuna oturduğu bir amerikan teenager filminden fırlamış gibi..
fazla mı iyi..bu kadar iyi şeyin üst üste gelmesi, ya da bir arada bulunması pek hayra alamet değil derler..götümüzde patlamaz umarım..
allaha bir kez daha şükrettim uyumadan evvel, gerçi bu yavşaklıklarıma filan din işlerini karıştırmak pek hoşuma gitmiyor ama neyse..
sonuçta geldiğim yere bakıyorum da, nerdeeen nereye..
panpalar bu gecelik bu kadar benden, daha devam etsem, çok yazmam gerekecek çünkü bambaşka bir bölüme atlıyoruz bu parttan sonra, o nedenle gözüm yemedi,
neyse hadi iyi geceler.. yorumlarınızı eksik etmeyin, analiz bekliyorum lan, allah allaah, yazıyoruz yazıyoruz, hiç fikir beyan eden yok, söylesenize olm bir şeyler (: o yıllardaki beni, dışardan gözlerle yorumlasanıza? işte size fırsat? kafadan çatlak bir üniversiteliyi ellerinize bıraktım, ister tavsiye verin, ister taşak geçin, vallahi ben okuyor olacaktım böyle bir hikayeyi, şimdiye elli kere dalgamı geçmiştim :p
hadi kalın sağlıcaklı ;)
amk şu şarkıların ismini ver ya :)
YanıtlaSil